Şermin TERZİ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2010 00:00
Bir aydır ülkemizde de satılan alkolsüz şarap ve şampanya yazar Ali Bulaç’ın deyimiyle tuhaf bir paradoks. Kimine göre şımarıkça, kimine göre kapitalizmin yeni oyunu. “Kafamız güzel olmayacaksa niye içelim” diyen de var, “bugün bunu içen yarın alkollüsünü içer” diyen de. Ama 40 bin şişe satıldığına göre şurası bir gerçek ki alkolsüz şarap evine günah diye kadeh sokmayan dindarla, şampanya patlatan dindarın yeni ayrışma noktası
Türbanlı bir köşe yazarı arkadaşım arayıp, gülerek, “Doğum gününe gidiyorum yanımda da şampanya ve şarap götürüyorum. Ama merak etme alkolsüz” deyince afalladım. İslami inançlara göre yaşayan biri, niye şampanya patlatmak ister? Alkolsüz şarabı niye içer... Daha da önemlisi, böyle bir ürünü kim niye üretmiştir? Merak böceği ısırıp araştırmaya başladıkça, hem üreten hem tüketenle görüştüm. İşe önce bu üretici firmanın sahibi Taner Tabak’ı (35) aramakla başladım. Hollanda’da yaşıyordu. “Niye böyle bir ürün çıkardınız? İslami inanca göre yaşayanlar şampanya ya da şarap içmeseydi ne olurdu?” dedim. Bana lafı dolandırmadığım için teşekkür etti ve anlatmaya başladı:
“Sadece alkolsüz değil, alkollü şarap da üretiyorum. Ama alkolsüz o kadar ilgi gördü ki, diğerini çok azalttım. Bir toplantıya katılmıştım. Herkes meşrubat içmekten bıkmış. İçlerinden biri, ‘Keşke şu meretin helali olsaydı da içseydik’ deyince kafama koydum. Ayrıca hedefimde sadece Müslümanlar değil, hastalığı yüzünden alkol tüketemeyenler, araç kullanıyor diye alkol alamayanlar da vardı. Ben aslında makine mühendisiyim. Alkolü ayrıştırırken, tadını bozmayan bir makine tasarladım. Amacım üzüm suyu tattırmak değil şarabı içerken ağızda bıraktığı dokuyu tattırmak. Helal sertifikamızı aldık. Üç yıldır satıştayız. Hollanda ve Almanya’daki camiilerin hemen yanıbaşındaki marketlere şarap servisi yapıyoruz. Cuma namazında, ‘Hadi şarap içelim’ diyene rastlamadım ama şu aşamadan sonra olursa da beni şaşırtmaz.”
KAFAMIZ GÜZEL OLMAYACAKSA NİYE İÇELİMKevser Helal Wine olarak 12 ülkeye ihraç yapıyorlar. Almanya ve Türkiye en çok alımı gerçekleştirenler. Şu an yılda 1 milyon şişe üretebiliyorlar. Taner Tabak’a, “Siz de mi alkolsüz şarap içiyorsunuz?” dediğimde, “Takiyye yapamam. Alkollü içiyorum ama araba kullanacağım zaman alkolsüzünü tercih ediyorum” yanıtını aldım. Fikrin mucidinden cevapları aldıktan sonra sıra, bunu Türkiye’ye getiren girişimciye gelmişti. Antalya’da yaşayan ve asıl işi inşaatçılık olan Özhan Güler (31) şunları söyledi: “Ürünü bir fuarda ilk gördüğümde, ‘şarabın alkolsüzü mü olur, kafamız güzel olmayacaksa niye içelim’ dedim. Ama ilgimi de çekti. Benim ilk çıkış noktam işin sağlık boyutuydu. Türkiye’de pek çok şeker ve karaciğer hastası, hamile var. Muhafazakâr kesim çok tepkili yaklaştı, ‘Çocuklarımız bugün alkolsüzü, yarın alkollüyü içer’ dediler. Diğer kesim de, ‘Bir bu eksikti, bundan da kusur kalsınlar’ diyordu. Bir ay önce dağıtıma başladık. Otel ve restoranlara şimdiye kadar 40 bin şişe sattık. Şimdi de büyük bir market zinciriyle anlaştık. İşin sağlık haricinde bir de gastronomi boyutu var. Dünya mutfağında alkolsüz şarapla yapılan yüzlerce çeşit
yemek var. Hepsinden önemlisi, kırmızı şarabın içindeki resveratrol adındaki antioksidan. Bir kadehten aldığınız resveratrol miktarını için 35 bardak üzüm suyu içmeniz gerekiyor. Bu şarapları içen 70 yaşında birinin de, 15 yaşında birinin de, inanç sahibinin de bir nedeni var. Ama her kesim bize bir iğne batırıyor.”
Abdestli kapitalistlerin derdi masa, kasa ve nisa
PROF. DR. HAYRİ KIRBAŞOĞLUAlkolsüz şarabı kapitalizmin tüketim kültürünü tahrik etme ürünü olarak görüyorum. Müslümanlara alkollüyü satamayınca, alkolsüzü çıkarmışlar. Bugün alkolsüzünü içen, yarın alkollüsünü dener. Son 10 yılda, İslami kesim bir dünyevileşme, bir zenginleşme sürecine girdi. Bir erozyon yaşanıyor. Bu sadece içki değil, gösteriş kültürü, israf, sonradan görmelik, yoksula karşı sırtını çevirmek olarak karşımıza çıktı. Ben bunlara ‘abdestli kapitalistler’ diyorum. İslami kesimin bütün tuzu kesimlerinin hedefini masa, kasa ve nisa. Yani iktidar, para ve cinsellik...
Alkolsüz bile olsa şampanya patlatmak şımarıkça
SİBEL ERASLAN (VAKİT GAZETESİ YAZARI)Böyle şeyleri çok özenti görüyorum. İçlerinde ukte kalmış herhalde. Helal onayı almışsa, benim ikinci sırada bakacağım şey lüks tüketime girip girmediğidir. Fiyatları pahalı ve bu durumda benim için kapitalizmin döngüsü içinde bir durum bu. Hiç sempatik karşılamadım. Alkolsüz bile olsa şampanya patlatmak bana çok şımarıkça geldi.
Evine kadeh sokmayan dindarla şampanya patlatan dindar yeni bir ayrışma noktası
NİHAL BENGİSU KARACA (HABERTÜRK YAZARI)Çakırkeyif olmuyorsan içtiğin şeye niye şarap, şampanya adını veriyorsun! Çok arızalı bir durum. Onun yerine havalı bir meşrubat üret, onu iç. Mesele egzantrik tatlar edinmekse, Osmanlı mutfağına özgü demirhindi şerbeti de gayet eksantrik bir tat. Alkollü mekanları tercih etmeyecek, alkollü içkiye elini sürmeyecek kadar dikkatli ve hassas bir dindarın, normal şartlarda ‘şampanya patlatma efektinin’ alkolsüz olanına da meyletmemesi lazım. Bu üretim, dindarlar arasında yeni bir ayrışma noktası demek. İçki satan dükkandan alışveriş bile etmeyen, evine içkiyi çağrıştırıyor diye kadeh bile sokmayan dindarla alkolsüz şampanya patlatan dindar arasındaki mesafe gözle görülür ölçülerde geniştir nitekim.
Şampanya patlatma ritüelini tanıyınca o da alkolsüzünü patlattı
PROF. DR. NİLÜFER NARLI (BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ SOSYOLOJİ ÖĞRETİM ÜYESİ)İslami kesim burjuvalaştıkça tüketim alışkanlıkları da değişti. İlk değişim kıyafetlerde yaşandı. Laik kesimle yemek trendlerini de paylaştıkça şampanya patlatma ritüellerini, şarabı tanıdı. O da aynı şeyi yapmak istedi. Ama alkolsüz olarak.
Manasız bir tad
ALİ ESAD GÖKSEL (GURME)İçtiğimiz şeyin şarap olmadığı kesin. Bunu biraz daha çalışıp gazoz haline getirseler eğlenceli bir şey çıkarabilirlermiş ortaya. Tamamen manasız, karaktersiz bir tat. Üzüm suyuna da benzemiyor. Bu yapılan iş, Naomi’ye ölüp biterken, “Ama bu kadın çok arızalı” deyip, eve şişme siyah bir kadın almaya benziyor.
Meşrubattan daha iyi
VEDAT MİLOR (GURME)Kırmızı başarısız bir şıra. Ama beyaz hoşuma gitti. Ferahlatıcı, daha çok gazozumsu bir havası var. İleride şarap içmeyi sevdirmek için içirilebilir. Meşrubatlardan daha iyi ama bunun için de 28 lira verilmez.
Tuhaf bir paradoks
ALİ BULAÇ (ZAMAN GAZETESİ YAZARI)Örfte alkolle özdeşleşmiş bir içeceği tüketmeyi özenti kabul ederim. Alkol miktarı sıfırsa, günahı olmaması gerekir. Tuhaf bir parodoks bu. Doğru bulmuyor ve tasvip etmiyorum.
Türkiye’de Asmabağ etiketiyle satılan şampanya 35, kırmızı şarap 32, beyaz şarap 28, pembe şarap 27 lira.