Keşanlı Ali geliyor

“Keşanlı Ali Destanı”nın dizi versiyonu nasıl olacak? Bire bir aynısı mı?           �

- Diziyi, Haldun Taner’in yazdığı “Keşanlı Ali Destanı”ndan yola çıkarak hazırlıyoruz. Hem yazarına hem de oyuna çok büyük saygım var. Ama bizim dizide Keşanlı Ali’nin bilinen hikayesinin ötesinde, bu hikayenin başlangıcı olacak. Yani hikaye nasıl başladı, ne aşamalardan geçilip o duruma gelindi, bunu göreceğiz; Keşanlı ve Zilha’nın aşkını, cinayeti, Keşanlı’nın masum bir delikanlıdan kabadayıya dönüşmesini... Bir karakterin dönüşüm hikayesi de diyebiliriz. Senaryoyu arkadaşım Özlem Havuzcu ile birlikte yazıyoruz.

“Keşanlı Ali Destanı” bir müzikal aslında... Bu dizi müzikal olmayacak herhalde...

- Evet, bunun altını özellikle çizmekte fayda var. “Keşanlı Ali Destanı”, bu sezon Eskişehir ve İstanbul’da müzikal olarak sahneleniyor. Fakat bizim yaptığımız iş, dizi mantığında. Hikayeye sadık kalarak müzikal mantığının dışına çıktık.

NEJAT, OYUNCU OLMAK İÇİN DOĞMUŞ

Başrollerde Nejat İşler ve Belçim Bilgin var. Ne düşünüyorsunuz yeni kahramanlarınız konusunda?

- Nejat ışler çok özel bir oyuncu... Son derece yetenekli bir adam. Bazı insanlar oyuncu olmak için doğar. Nejat da oyuncu olmak için doğan adamlardan biri bence. Bu dizide de bu özelliğini göstereceğini biliyorum. şimdiye kadar genelde ya çok dingin sakin ya da çok uç karakterleri canlandırdı. şimdi izleyici onun çok farklı bir yanını görecek. Belçim de aynı şekilde çok değerli bir oyuncu. O kadar iyi bir ekip çıktı ki ortaya, insan senaryoyu daha da keyif alarak yazıyor.

Çekimler ne aşamada?

- Çekimlere başladık. Çağan Irmak gerçekten çok farklı bir iş çekiyor. Sürekli bir hareketin olduğu, çok canlı bir mahalle yansıtıyor bir kere...

SEYİRCİ ÇAĞAN’IN İMZASINI FARK EDECEK

Çağan Irmak sinemasındaki o büyülü ve fantastik dünyayı bu dizide de görebilecek miyiz dersiniz?

- Evet, dizide de Çağan’ın kendi dünyası var. Seyirci kesinlikle imzasını fark edecek. Onun vizörü ve oyuncuların katkısıyla ortaya bambaşka bir tat çıkıyor.

Ekranlarda onlarca dizi var. “Keşanlı Ali Destanı”nın onlar arasındaki duruşu, yeri ne olacak?

- İnsan sıcaklığını yansıtan diziler arasında yer alacak. İnsanlar arasındaki samimi ilişkiler, mahalle sıcaklığı, aşk ve aşktaki kavuşma-kavuşamama durumları... ızlerken bazen gülecekler, bazen burunlarının direği sızlayacak belki. Biz yazdığımız karakterleri çok sevdik.

Hızla kaybolan eski mahalle kültürünü de hatırlatmış olacaksınız insanlara...

- Evet, bu benim de özlediğim bir şey. Genel anlamda herkesin ihtiyaç duyduğu bir duygu aslında insan sıcaklığı. “ınsan insanın zehrini alır” diye bir laf vardır. Evet, insan insana iyi gelir. Bu tür bir yapının tekrar hatırlatılması, “Bakın böyle yaşardık, bir zamanlar bunlar da vardı” denmesi, çocukluk ya da ilk gençlik günlerimize göndermeler yapılması söz konusu. Ertem Eğilmez filmlerini defalarca izlediğimiz halde ekranda görünce yine onlardan kendimizi alamayız ya... Demek böyle bir şeye ihtiyacımız var. ınsani yanımız buna ihtiyaç duyuyor. Bu dizi çok içime sindi. Umarım Haldun Taner’in ruhu da şad olacaktır.

BEYKOZ’DA MASALSI BİR DÜNYA YARATTIK

“Keşanlı Ali Destanı”nın dekorları, “Mavi Sürgün”, “Neredesin Firuze”, “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?”, “Yahşi Batı” gibi ses getiren projelerin plato ve dekor uygulamalarına imzasını atan Hakan Yarkın’a emanet... Yarkın, çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi: “Mekan olarak Beykoz Kundura Fabrikası’nı kullandık. Hikayenin içinde geçen Sinekli Dağ ile birlikte bir gecekondu mahallesi hazırladık. Dönem işi olduğu için dikkat gerektiriyor. Atıf Yılmaz’ın 1964’te çektiği ‘Keşanlı Ali Destanı’ filminin dekorları çok etkiler. Vestern tarzı bir kasaba gibiydi hatırlarsanız. Çağan Irmak’la konuştuk, onun da hoşuna giden tarz bu olduğu için gerçekçilikten de kopmadan biraz masalsı bir dünya yaratmaya çalıştık. Haldun Taner’in tasarımına bağlı kalarak dekoru hazırladık. Projelendirme aşaması üç hafta sürdü. Tamamen dekoru uygulamak ve mekanı hazırlamak ise üç ay. Beş ayrı sokak hazırladık. ıçi ve dışı kullanılan yaklaşık 20 tane ev yaptık. 52 tane de sadece dışı görünen ev var. Tabii kahve, meyhane, bakkal, manav, odun deposu, çerçi, biçki dikiş kursu gibi mekanlar da hazırladık.”