Kerem ile Aslı: Bir nema masalı

Küçük bir anketle başlayalım: Sizce 21’inci yüzyılın en başarılı yabancı işadamı kim? a) Donald Trump b) Steve Jobs c) Bill Gates d) Mark Zuckerberg
Bu soruyu kişisel Facebook sayfasında soran Kerem Göğüş’ün gönlünden geçen yanıt kuvvetle muhtemelen Donald Trump. Fakat siz de cevaplayanlar gibi düşünüyorsanız (Bu satırların kaleme alındığı an itibariyle kullanılan hepi topu 18 oyun 12’si Steve Jobs’a, üçü Bill Gates’e, üçü de Mark Zuckerberg’e gitmişti. Donald Trump’a su bile yok!), Göğüş’ün daha kat etmesi gereken az biraz mesafe var demektir!
Son zamanlardaki gelişmeleri kaçırmış ve “İyi de Kerem Göğüş kim?” merakına gark olmuş şanslı azınlığı aydınlatalım öncelikle:
Kerem Göğüş, 1980 doğumlu bir ‘holding’ patronu. İstanbul’un gözde semtlerinde rezidanslar dikip pazarlayan, halihazırda Ali Ağaoğlu model bir politikayla magazin şöhreti edinebilmek adına tırmalayan, Facebook sayfasından anlaşılan o ki büyüyünce Donald Trump olmaya heves eden bir ‘girişimci ruh’. Bu aralar, sevgilisi Wilma Elles ile birlikte, toplum belleğinde ‘Kerem ile Aslı’ olarak yer tutma gayretindeler.
Kafası karışanlar için mevzuu biraz daha açmak gerekirse: ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisindeki fettan Caroline rolüyle hatırı sayılır bir şöhret edinmiş, bir kısım dizi takipçisinin sarı saçlarını yolabilmek uğruna gerekirse sıraya girip form doldurmaya gönüllü olduğu Wilma Elles, Göğüş ile yaşadığı; magazin basını ve Göğüş’ün eski sevgilisi tarafından reklam ilişkisi olduğu iddia edilen birlikteliği icabı, Türkiye vatandaşlığına geçmeye karar verdi. “Halk zaten onu bu ‘turist yenge’ haliyle enteresan bulup benimsemiş. Niye böyle yapıyor, Milli Takım’da mı mücadele edecek?” diye sormayacaksınız artık.

BİR METROSEKSÜEL MAÇO

Vatandaşlığa geçmek üzere başvuruda bulunan Elles, bir süre öncesine kadar ‘buralı olduğunda’ alacağı isimle ilgili; “Sette bana Rabia diyorlar, ben de Ceyda adını çok seviyorum; tam karar vermedim ama ya Rabia ya Ceyda olacak” şeklinde bir muallakta kalıyordu. Kerem Göğüş, üstün yaratıcılığını konuşturup son noktayı koydu; Aslı’da karar kılındı. Zamane Keremimiz, takım elbiseleriyle başarıdan başarıya koşup ödüllerle taltif edilmediği zamanlarda yakası kalkık pembe gömlekleri, beyaz pantolonları, pudra rengi ceketleri ve fönlü saçlarıyla sosyal etkinliklerde noksansız yoklama veren, arada sevgilisine gözü değen olursa, kıskançlıktan fiziksel kavgaya girişen, kimi kaynaklara göreyse muhatabını korumalarına dövdüren bir metroseksüel maço.
Aslımız ise TV oyunculuğuyla beraber sinemada da Laz Vampir Tirakula’nın gelini gibi rolleri başarıyla canlandırmış bir aktris olmanın yanı sıra, ‘Çorba Jakuzisi’ ismini verdiği, kendi kendine çorba karıştıran tencere icat etmişliği bulunan, patentli bir mucit.
Bu ikili, geçen yaz, Göğüş’ün eski sevgilisi tarafından danışıklı dövüş olduğu iddia edilen bir ilişki yaşamaya başladı. Son aylarda evde buzdolabını açsanız, tencerenin içinden başlarını uzatıyorlar. Geçen birkaç ay, kimileri anlam verilmesi güç ve kimileri adı sanı duyulmamış dernek ve kuruluşlar tarafından verilen ödül törenlerinde, el ele tutuşup armut toplar gibi ödül toplamasıyla geçti.
En son, ‘Yerel Televizyonlar Birliği’nin (YTB) ödül töreninde ‘Yılın İşadamı Ödülü’nü Karabük Valisi Sayın İzzettin Küçük’ten aldığını gururla beyan ediyordu Kerem Göğüş geçen hafta. Aynı ödül töreninde, Bergüzar Korel, En Başarılı Kadın Oyuncu, seçilirken, Wilma Elles de En Başarılı Yabancı Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü. Takdir edersiniz ki her kategoride bulunmasına rağmen,  yabancı oyuncu kategorisinin bir erkek ayağı bulunmuyordu. Burası Los Angeles olmadığı için, kolunuzu attığınızda bir yabancı oyuncuya çarpma ihtimali hayli düşük zira.
İşte Wilma Elles, bundan böyle kendisi için durduk yerde kategori yaratılmasına gerek kalmayacağını, bu törende ödül alırken muştuladı: “Bizimki de Kerem ile Aslı gibi masalsı bir sevda. Kerem, o efsanevi masaldan etkilenip Türkçe adımın Aslı olmasını istedi ve ben de çok beğendim. Yani artık Aslı Elles’im. Yeni adımı özellikle ikimizin de ödül aldığı gecede açıklamak istedik, çünkü çifte mutluluk yaşıyoruz.”

YETENEKLİ BAY GÖĞÜŞ SUNAR

Gerçekle kurgunun birbirine tahin ile pekmez misali karıştığı topraklardayız, malum. Misal, iki yıl önce birilerinin Wilma Elles’in ülkesine gönderilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in yolunu kesmişliği var! Nuray Babacan’ın Nisan 2011’de, Hürriyet’te yayımlanmış haberine göre, Dinçer, bu hadise üzerine şöyle bir açıklama yapma gereği bile duydu: “İnsanlar Ali Kaptan’ın yuvasını yıktı diye Caroline karakterinden nefret ediyormuş. Beni bizzat arayanlar, ‘Caroline Türkiye’de izinsiz çalışıyormuş, onu ülkesine gönderin, aile kurtulsun’ diye şikâyet mektubu gönderenler var. Ben de hakikaten kaçak mı çalışıyor diye baktırdım. Bunun da aslı yok.” Gaza gelmekte onlar da haklı. Toplumun, Caroline’in yediği hurmaların Elles’i, hem de bakan eliyle tırmalamasını istemesine şaşırmıyoruz da Elles’in Göğüş’e ‘âşıkmış gibi’ yapma karşılığında ayda 20 bin TL aldığı iddia edilen bir ilişkide kendini masal kahramanı Aslı sanmasına niye şaşırıyoruz?
Bu arada Göğüş, Elles’i alıp Grammy Ödülü’ne katılıyor… Göğüş, Elles’in bir hayır defilesinde podyumda tanıttığı Ertan Kayıtken elbisesini 20 bin lira tokalayıp sevgilisine hediye ediyor... Göğüş, Elles’e, çekime giderken trafiğe takılmaktan çok sıkıldı diye Yeniköy’de yalı dairesi satın alıyor. Vesaire vesaire…
Veee: En ufak bir gayret göstermediğimiz halde elimize illaki ulaşan son bilgilere göre, Göğüş, önümüzdeki yaz, Elles için, şu sıralar senaryosunu bitirmeye uğraştığı (Evet, Yetenekli Bay Göğüş, senaryo yazma kabiliyetini de haiz.) ve yapımcılığını üstleneceği bir film çekmeye hazırlanıyor.
Tabii ki tahsil hayatında amatör tiyatroculukla da uğraşmış olan Göğüş, sevgilisiyle başrolü paylaşacakmış.
Biz bu filmi görmüş müydük ne?