Güncelleme Tarihi:
“SHERLOCK Holmes”ü, özellikle de ikincisini izledikten sonra sizi Sherlock gibi görmeye başladık. Siz bu karakteri nasıl buluyorsunuz?
- Sherlock Holmes’ü oynamaktan büyük keyif aldım, hâlâ da alıyorum. Kendimi ona çok yakın hissediyorum.
Ne tür roller size daha cazip geliyor?
- Kendimi akıllı insanları, sıra dışı karakterleri oynarken çok iyi hissediyorum. Patavatsız, ilişki özürlü, sıkıntılı, sıra dışı ama aynı zamanda çok zeki biri olan Sherlock’u oynamaksa, bana “iyi ki bu işi yapıyorum” dedirtiyor.
Sherlock Holmes ve Dr. Watson’ın yer aldığı aksiyon sahneleri ikinci filmde daha da öne çıkmış. O sahnelere nasıl hazırlandınız?
- Zaten düzenli olarak spor yapıyorum. Bu nedenle filmin aksiyon sahneleri için ekstra bir hazırlık yapmam gerekmedi. Ancak yönetmen Guy Ritchie’nin şöyle bir özelliği var; setteki herkesi cidden çok çalıştırıyor. Bizleri de günlerce çalıştırdı. Gururla söyleyebilirim, aksiyon sahnelerinde ne ben dublör kullandım ne de Jude Law. Zaten, yüzümüzdeki çiziklerin ve morlukların çoğu gerçekti.
Sherlock Holmes ve Dr. Watson arasında sizce nasıl bir ilişki var?
- Biz, Jude Law ile ilk tanıştığımız zaman bir öğle yemeği yedik. Sıradan bir yemek. Sonra, akşam yemeği... Sonra tekrar öğle yemeği... Ve ardından kahvaltı... Arkadaşlığımız öyle doğal gelişti ki, birbirimizi gerçekten iyi anlar olduk. Bu yakınlık sete de yansıdı. Yani oynamadık, kendimiz olduk. Sherlock Holmes ile Dr. Watson da böyle bence. Aralarında çok güçlü bir ilişki var. Bu karakterler sembolik ve içimizdeki maskeleri temsil ediyor. Hepimizin içinde dengesizlik dahil pek çok duygu vardır. Bu çerçevede, ilişkiyi kuvvetli kılansa o ikilinin birbirine bağlılığı...
Bu arada tanınmaktan şikayetçi olduğunuzu söylüyormuşsunuz...
- Ben sıkıntılı adamım. Tanınmış bir oyuncu olduğunuzda, her gittiğiniz yerde insanlar sizi fark ediyor. Bu belki güzel bir şey ama inanın insana nefes alacak alan bırakmıyor. Bu da beni boğuyor bazen. Ne ukalalık değil mi! Ama böyle hissediyorum, ne yapabilirim ki?
Geleceğe dair projeleriniz neler? Bir sonraki “Sherlock Holmes”te oynamaya can atıyor musunuz?
- Şu anki en büyük projem, babalık... Tekrar baba olmaya hazırlanıyorum. Bundan büyük proje olamaz herhalde... Sonrasında biraz ailemle zaman geçirmek isterim. Gelecek tekliflere hemen bakmam. Biraz zaman gerek... Ama “Sherlock Holmes”ün diğer serilerinde oynamak iyi olur. Bunun için Guy Ritchie’yi mi ikna etmek gerek acaba!
Jude Law: Sete erkek hormonları hakimdi
“Sherlock Holmes” seti için “O sete erkek hormonları hakimdi” diyen Jude Law, Dr. Watson karakteri hakkındaysa şunları söylüyor: “Bazı sabahlar yataktan kalkıyorum, kendimi tanıyamıyorum. Kendimi güvenilir, sadık ve iyi hissetmiyorum çünkü. Bazı sabahlarda ise çok sadık ve düzgün bir adammışım gibi geliyor. Yani, hangisi benim bilmiyorum. Ancak Dr. Watson’ı tanıyorum. O her durumda iyi bir adam.”
Guy Ritchie (Yönetmen): İstanbul’u çok merak ediyorum
Benim çocukluğum, Sherlock Holmes kitaplarını okuyarak geçti. Holmes’ün neredeyse yüzlerce macerasını ezbere biliyordum. Onu o kadar çok seviyordum ki, günün birinde bir platformda buluşmak istiyordum sanki. Ve yönetmen koltuğuna oturunca, Sherlock Holmes’ün maceralarını işlemek kaçınılmaz hale geldi. İlk film, Oscar adayıydı. Çok konuşuldu. Filmin başarısında, seyirci tarafından doğru algılanmasında tabii ki Robert Downey Jr. ve Jude Law’un çok büyük katkısı var. Birbirlerini öyle anlar ve tamamlar oldular ki, bu enerji beyazperdeye de yansıdı. Bu arada, Türkiye’deki Sherlock Holmes hayranlarına da selamlarımı söylemek isterim. Türkiye’ye hiç gelmedim ama gelmek istiyorum. Özellikle İstanbul’u çok merak ediyorum.