OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 12, 2004 00:00
Farkında mısız? Okan Bayülgen’e bir haller oluyor. Yıllardır karşı çıktığı dizi işine sonunda ‘Evet’ dedi. Evet demekle kalmadı, kadın kılığına girdi. Kaşlarını aldırdı, tüylerini yoldurdu. Filiz Kaynak’ın yönettiği, Kanal D’de yayınlanan ‘Size Baba Diyebilir miyim?’ adlı dizi için kadın olmanın tüm gereklerini yerine getiriyor.Makyajı iki saat sürüyor. Kirpik taktırıyor, sürme çektiriyor, süper ince külotlu çorap bile giyiyor. ‘Kendimi sarmalanmış sosis gibi hissediyorum’ diyen Bayülgen’le bir çekim gününü birlikte geçirdik. Ağdadan postişe, çoraptan tüy dökücü kreme kadar tüm kadınsal meseleleri konuştuk. Bir erkeğin ne yaparsa yapsın kadın olamayacağını anladınız mı? Ameliyatı da göze alıp, kestirince kadın olacağını zannedenlere bir mesajınız var mı?- Var. Bu işlerden hemen vazgeçin. Aynı komiklik bir kadının erkek kılığına girip, bıyık taktığında da ortaya çıkıyor. Hakikaten birbirimize benzememize olanak yok. Ruhsal olarak benzemediğimiz yıllardır konuşuluyor zaten ama fiziksel açıdan da çok farklıyız. Bir erkek (baletler hariç) asla kadın gibi oturamaz. Ben senin gibi bacak bacak üstüne atamam. Sen atıyorsun, bir de ikisini birbirine örgü peyniri gibi doluyorsun. Yılan mısın nesin? Bunca zahmete niye katlanıyorsunuz? Bu nasıl bir meslek aşkıdır? - Bunun meslek aşkıyla falan alakası yok. İş kabul edilir. Makyaj koltuğunda saatlerce oturulur. Vücudunuzla herkesin oynamasına izin de verirsiniz. Bir rolün hareketleri için, duygusu için, o şekle girmek için hazırlanmak işin doğasında vardır. Ama bunu böyle ‘Efenim çok güçlük çekiyorum. Bu role girmek için çok uğraştım’ diye abartarak halka anlatmayı anlamıyorum. Bu bir cerrahın kalkıp halka ‘Apandisit ameliyatı yaparken çok zorlanıyorum. Bir kere önlük giymem gerekiyor. Geçen gün neşterle elimi kesiyordum’ demesine benziyor. Oyuncuların kendilerini bu kadar methetmelerine gerek yok. Çok zor bir iş yapmıyoruz. Çok zor değil ama daha kolay olanları da var. Siz şimdi kadın kılığına girmeden de herhangi bir dizi projesinin içinde varolabilirdiniz. - Evet ama ben bu rolü tercih ettim. Nasıl bir veznedar para sayarken çok zorlanıyorum demiyorsa ben de diyemem. Çünkü o mesaisi boyunca aynı koltukta oturuyor. Eğer oyunculuk çok zor bir iş olsaydı herkes yapamazdı. Hiç eğitim almamış insanlar bile çok başarılı olabiliyor. ‘Ben bu televizyon işini sinemada iyi rol kapabilmek için yapıyorum’ demiştiniz. Dizi işini ise çok karşıydınız. Bu projeye evet demenizin sebebi nedir? - Bir süre sonra üzerinizdeki ‘Hadi bir tane yap’ baskısı sizi o yola sokuyor. Sayısız senaryo okudum ve bunun başarılı olacağını hissettim. Baştan söyleyeyim kabul etmemin parayla pulla bir alakası yok. Eğer başarılı olursa bu işi sevebilirim. Olmazsa bitirilmesini talep ederim. Hobileriniz hobi olmaktan çıktı. Bu kadar çok meslek yapmak sizi bir kimlik bunalımına sürüklemiyor mu?- Bunların hepsine meslek demek ukalalık olur. Ben kendi içimde rahat olabilmek için bu durumu şöyle açıklıyorum. Mesele dünyayı bir dikdörtgenin içine sığdırma meselesidir. Dikdörtgenin içine bir takım icatlar, eğlenceli işler koyuyorum. Fotoğraf,
sinema, tiyatro, dizi, televizyon ÅŸovu, reklam yönetmenliÄŸi, seslendirme... Birinde kullandığım bir tekniÄŸi götürüp diÄŸerine taşıyabiliyorum. FotoÄŸrafı sinemaya, sinemayı tiyatroya... Siz resmi evraklardaki mesleÄŸiniz hanesini ne diye dolduruyorsunuz? - Aktör. BEDAVA BÄ°LE SESLENDÄ°RÄ°RÄ°MGarfield, sonra da Shrek’i de siz seslendirdiniz. Bundan sonra ülkemize gelen her animasyon karaktere siz mi ses vereceksiniz?- Ben bu iÅŸe daha önce bulaÅŸmak istiyordum. Hatta birçok seslendirme yönetmeni arkadaşımdan olası iÅŸlerde beni çağırmalarını istedim. Onlar da bana ‘Bizim paramız sana yetmez’ dediler. Bu tavır beni çok üzdü. Çünkü ben bu iÅŸi yapmaya bayılıyorum. Gerekirse bedava da yaparım. Çizgi karakter seslendirmek size nasıl bir tatmin veriyor?- Çocuklarla ve çocuklarıyla birlikte sinemaya giden ailelerle tatlı ve yumuÅŸak bir iliÅŸkimiz oluyor. Asabi Okan Bayülgen yok o filmlerde. Televizyon programlarıyla ve filmlerle saÄŸlayamadığım bir hayran kitlesi edindim. Bu güne kadar yaptığınız herhangi bir iÅŸten piÅŸmanlık duydunuz mu? Mesela birçok insan Mehmet Ali Erbil’le oynadığınız HemÅŸo filmini size yakıştırmıyor... - Ben HemÅŸo’daki karakterimi çok seviyorum. Benim kadar ÅŸehirli bir adamın DoÄŸulu bir karakteri oynaması zordu. Ben bu iÅŸi karikatürize etmeden yaptım. GeçmiÅŸte az giÅŸeli, sanat kaygısıyla yola çıkmış filmlerde oynadım. Gülüm ve Oyun Bozan gibi. Ama ne zaman çalışacaktım Zeki Ökten’le, Nesli Çölgeçen’le, Zeki Alasya’yla, Tarık Akan’la... Bu iÅŸler bana gurur veriyor. Bugün Türk sinemasında bazı prodüktörler çok haklı olarak giÅŸeye oynuyor. 40 senedir bu ülkede komediden baÅŸka bir ÅŸey para etmez diye düşünülüyor. Bu bir ülke sinemasının sonu ya da hiç baÅŸlamaması demektir. Bu sene neden sinema yapmadınız? - Bu sezon senaryo okumaktan sıkıldım. Sonuçta hiçbir ÅŸeyi beÄŸenmedim. Bundan sonra birkaç arkadaşım gibi ben de kendi filmimi kendim yapacağım. Sinema çok ayaklı ve çok geniÅŸ bir konu. Bütün ayaklarında baÅŸarılı isimlerle çalışmak lazım. Çünkü tek bir aksaklık bile projeyi yatırabiliyor. Zaga’yı yenilediniz mi? Program yine sabaha karşı beÅŸte mi bitecek? -Ana fikir aynı ama içeriÄŸi deÄŸiÅŸtiriyoruz. Zaga’nın yayın saati konusunda bütün Kanal D yetkilileri bana sözler verip duruyorlar. O sözleri verirken arkadan parmaklarını bitiÅŸtiriyorlar mı bilmiyorum.OKAN BAYÃœLGEN’İN DADI AZÄ°ZE OLUÅžUNUN FOTOROMANIHANDE YENER MÄ° CYRANO MU?Yarım saat süren lens takma operasyonundan sonra makyaj baÅŸlıyor. Ä°lk hedef burun. Plastik makyaj teknikleri uygulanarak Okan Bayülgen’in burnu Hande Yener’in burnuna benzetiliyor. Daha doÄŸrusu o öyle olduÄŸunu düşünüyor. DoÄŸrusunu isterseniz ortaya çıkan sonuç Cyrano de Bergerac’ı andırıyor.ASABÄ° ÇOCUÄžUN BOYA FASLIBurun gerektiÄŸi kadar kaldırıldıktan sonra Aziz’i Azize yapmak için bütün yüz pudralanıyor. Kirece batmış kadar beyazlaÅŸan Okan Bayülgen’i bir kadın olarak düşünmekte hayli zorlanıyoruz. Çünkü biz onu televizyonların asabi çocuÄŸu olarak tanıyoruz. Bu rolü kabul ederken kendi de bayağı tereddüt etmiÅŸ. Benim gibi sert bir adamdan çocuklara yakın, yumuÅŸak bir dadı çıkar mı diye epey düşünmüş. PEMBE OJELERE DÄ°KKAT!Biri makyajıyla ilgilenirken bir diÄŸeri tırnaklarına pembe oje sürüyor. Bütün bunlar yapılırken Okan’ın süt dökmüş kedi gibi oturduÄŸunu zannetmeyin. Diyor ki: ‘Çok sıkılıyorum. Kadın olmak ne kadar ıstıraplı bir iÅŸmiÅŸ. Bacağını çorapla kaplayacaksın, saçını yaptıracaksın, takma kirpik takacaksın. Lens takmak bile baÅŸlı başına iÅŸkence. Çekimin sonuna doÄŸru her ÅŸey bana ağır geliyor. Bu kadar ıvır kıvırın takıp takıştırılması bende koÅŸarak kendimden uzaklaÅŸma hissi doÄŸuruyor.’KAÅžLARIMI ALDIRDIM DÄ°YE GAY MÄ° OLDU DEDÄ°LER Makyaj faslı iki saat sürünce Okan Bayülgen’e afakanlar basıyor. Arada sırada çığlıklar atıyor. Ama en çok acıyı kaÅŸları alınırken çekiyor. Günlük hayatta kaÅŸları alınmış bir erkek olarak dolaÅŸmakta zorluk çekmiyor, ‘Ben rahatım da etraftakiler bir garip’ diyor.KEÅžKE BÃœTÃœN KADINLAR BENÄ°M GÄ°BÄ° OTURSAAynen böyle diyor. Tüm kadınların fotoÄŸraftaki gibi oturmasını temenni ediyor. Okan Bayülgen Azize olabilmek için bacaklarındaki bütün tüyleri aldırmış: ‘AÄŸda yapmadım, tüy dökücü krem sürdüm. Ä°lk önce ne kadar kolaymış diye düşündüm. Acısı sonradan çıktı. Hayatımda ilk defa tüylerimi yolduÄŸum için, yenileri çıkmakta zorlandı, bacaklarımı sivilce bastı. Göğüs kıllarımı ve koltuk altlarımı jiletle aldım. Röportaj daha da mide bulandırıcı olmasın diye burada kesiyorum.’AZÄ°ZE, KIRMIZI RUJ SÃœRÃœYOROkan Bayülgen’in Size Baba Diyebilir miyim dizisinde canlandırdığı karakter Robin Williams’ın canlandırdığı Miss Doubthfire’ın birebir kopyası deÄŸil. ‘EÄŸer birebir uyarlama olsaydı ben bu iÅŸe girmezdim’ diyor Bayülgen. ‘Bu Hollywood’un standart olarak kullandığı konulardan biridir. Bu dizide Bazıları Sıcak Sever’deki Tony Curtis ile Jack Lemon’ı, Victor Victoria filminin karakterlerini ve hatta Robert De Niro’nun kılık deÄŸiÅŸtirerek kadın olma hallerini bulabiliriz. Biz Azize’yi çıkarana kadar çok uÄŸraÅŸtık. Azize anaç olduÄŸu kadar da feminen. Kırmızı ruj sürüyor. ’ÖNCE GÄ°YÄ°NÄ°YOR EN SON PERUK TAKILIYORMakyaj bittikten sonra Okan Bayülgen giyinme odasına gidiyor. 10 dakika sonra Azize kostümüyle geliyor. GöbeÄŸi ve poposu büyümüş, memeleri dolgunlanmış bir halde bize kadınları nasıl çözdüğünü anlatıyor: ‘Eskiden kadınların kuaförde saatlerce ne yaptıklarını merak ediyorum. Åžimdi biliyorum ve hayret ediyordum. Ãœstelik günün sonun da bu kadar ceremeye bizim için katlandıklarını söylüyorlar ya iÅŸte ona hiç inanmıyorum. Ama erkekler ‘Senin için süslendim kocacım’ lafına bayıla bayıla inanıyorlar.’Â
button