Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2006 00:00
Berrak Tüzünataç, sosyetik güzel olarak tanındı ama o hep "daha fazlasıyım" dercesine cool, ölçülü ve aklı başında bir portre çizdi. Elele dergisi de artık oyunculukta ilerlemek istediğini söyleyen Tüzünataç’la, "anti popüler kadın" haline dair bir söyleşi yaptı.
Ne iş yapıyorsunuz?
Oyunculuk yapıyorum naçizane. Bana güvenen insanları mutlu edebildim şu ana kadar. Hayalkırıklığına uğratmadığımı söylüyorlar.
-
Peki, amaç konuşturmak mı? Sizi takdir etmelerinin sebebi ne?
Takdir etmelerinin sebebi, "Becerebildin aferin... Korkuyordum" diyenler oldu.
-
Kim korkuyormuş?
Yılmaz Erdoğan öyle demedi, ama dizi setinde itiraf edildi bana bu.
-
"Bu ben değilim" sendromu yaşıyorsunuz yani...
Evet. Dolayısıyla türlü entelektüel çevrelerin nefret ettiği bir insan haline geldim ki hiç de cahilcühela bir insan değilimdir! O insanlarla oturup konuşabilecek kapasitede bir insanımdır. Herkesin kafasında belli kalıplar var: "Bu güzeldir, gazetenin ikinci sayfasına çıkıyor. O zaman aptaldır, cahildir, para için bilmem ne yapar" gibi. Kimse kimseyle aynı değil ki. En azından benim çevremde böyle insanlar yok. Benim çevremdeki herkes tektir.
-
Kendinizi nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz?
Çok düşünmüyorum anlatmayı. Belli kalıpların içine oturtulmak istemiyorum, kişiliğimi de ispatlama derdim var. Çünkü aksi bir durumdan, yakıştırmalardan rahatsız oluyorum.
Koç Lisesi’ni bitirmiş, İstanbul İngilizce İşletme’yi bitirmek üzere olan, maddi bir sıkıntı çekmemiş, ailem tarafından da iyi eğitilmiş bir insanım. Sevgilisi bilmem ne aldı diye çıkan
haberler beni ve ailemi üzüyor. Röportajlarda samimi konuşmaya, televizyona fazla bulaşmamaya çalışıyorum. Gazeteyle pek röportajım olmamasını istiyorum, çünkü muhakkak beni üzecek bir şey çıkıyor. Aslında herkes hakkında bir şeyler yazılıyor. Basına malzeme olan herkes bu tür şeylerle uğraşıyor. Kendime has bir problem değil yani.
-
İlişkiler hemen bitmez. Ayrılık süreciniz nasıl oldu Volkan Büyükhanlı ile?
İlişkimizin bittiğini uzun süre deklare etmedik. 1,5-2 ay bilinmedi. Dolayısıyla rahattım. İki taraf da saygı duyduğu için kimsenin ağzından kötü bir şey çıkmadı. Eski erkek arkadaşım gece tek başına çıkınca ve ben "Organize İşler" galasına yalnız gidince anlaşıldı.
-
Deniz Akkaya, sizin sevgilinizden dayak yediğinizi ima edince birlikte röportaj verdiniz...
İlişkiler hemen bitmiyor. O zaman zor bir dönemdeydik. Bu olay ikimizi de zedeledi. Ayrılmamız, birbirimizi insan olarak sevmediğimiz anlamına gelmez. Ne Volkan’a öyle bir şey dedirtirim ne de o bana dedirtir! Fakat o konuyla ilgili yorum yapmaktan da çok rahatsızım. Gazeteye sürmanşet ’O kız Berrak’ diye girince bir şey söylemek zorunda kaldım. Ama hálá dayak yiyen kadınlar listesinde adım var! Aynı şekilde, onların gözünde Cem Yılmaz’la oldum ben! O yüzden yazılanları önemsiyorum. Çünkü inanıyorlar.
GÜZELLİK GEÇİCİ SERMAYEYapılan her işte, bir şeyi sunan için fizik avantajdır. Şart değildir, ama ajantajdır. Özellikle görselliğin ön planda olduğu işlerde açık ara bir avantaj olduğunun farkındayım. Zaten bu yüzden bir şeyler bana teklif ediliyor. Ama bunun çok kısa vadeli bir sermaye olduğunu da biliyorum. İyi bir başlangıç için yardımcı bir eleman, fakat baki bir sermaye değil, dolayısıyla kendimi geliştirmeliyim. Herkesin yaşadığını yaşıyorum aslında. Herhangi bir işyerinde, bankada, holdingde de güzel bulunan kadına "aşk verene iş de var" yaklaşımında bulunulur. Kendi sorunlarımı ve işimi çok özel bulmuyorum yani. Tek farkı, herkesin hakkımızda yorum yapma hakkı oluyor.
Berrak hakkında en çok merak edilenler1- Evet, 3,5 yıllık sevgilisi Volkan Büyükhanlı’yla ayrılmışlar. (Ancak bu röportajdan sonra, ikilinin yeniden barıştığı ve birlikte Amsterdam’a gittiği iddia edildi.)
2- Hayır, dayak falan yememiş; ama habere üzüntüden 3 günde 3 kilo vermiş.
3- Evet, Cem Yılmaz’ı tanıyor ve arkadaşlar.
4- Hayır, Cem Yılmaz’ın sevgilisi değil ve birlikte yurt dışına gitmemişler.