Güncelleme Tarihi:
Milli basketbolcu İbrahim Kutluay’ın eşi eski Türkiye Güzeli Demet Şener Kutluay, 17 aylık kızı İrem ile birlikte Kelebek objektifinin karşısına geçti. Doğumdan kısa süre sonra eski formuna kavuşmayı başaran Şener, "Anne olduktan sonra kendimi daha kadın, daha dişi hissetmeye başladım" dedi.
İrem hiç size benzemiyor, babasının kopyası...
İbrahim Bey, sadece seven bir baba mı, yoksa bakımı konusunda size yardımcı oluyor mu?
- İbrahim çok ilgili bir baba. Kalkıp altını değiştirmiyor ama onunla 1 ya da 1,5 saat o kadar keyifli zaman geçiriyor ki, anlatamam size. O saat dilimi içerisinde de ben rahat ediyorum. İbrahim, maçlardan dolayı kızını çok az görebiliyor. Dolayısıyla boş zamanlarında İrem’le birlikte olmaktan keyif alıyor. Çıkıyorlar odalarına, oyunlar oynuyorlar. Bazen de İbrahim onu parka götürüyor.
Bu arada dikkatimi çekti, çok da güzel kilo vermişsiniz...
- 51 kilodayken hamile kalmıştım ve hamileliğim boyunca 23 kilo aldım. Doğuma gittiğimde 74 kiloydum. Şimdi 57 kiloyum.
DOĞUM SONRASI 13 KİLO VERDİM
Doğum sonrası aynaya ilk baktığınızda karşınızda duran kadın için neler geçti aklınızdan?
- Vay be, ne kadar güzel bir kadın dedim! Çok güzel bir kadın gördüm. Model olduğumuz için herkes bu konuda bunalıma gireceğimi falan düşünmüş olabilir ama asla! Kiloya falan kafamı takmadım. Anne oldum, bundan daha güzel bir mutluluk olabilir mi hayatta? Ayrıca o kilolu halimle kendimi çok daha dişi hissetmiştim. Anne olmak, tam anlamıyla kadın olmak demek. Şu an kendimi çok daha kadın ve çok daha dişi hissediyorum.
Kadınlar merak eder şimdi. Fazla kiloları nasıl verdiniz?
Anne olmak olağanüstü bir duygu değil mi?
- Hem de nasıl! Doğuma İbrahim de girmişti. Hatta kızımızın göbeğini o kesti. O andan beri ikimiz de mutluluk gözyaşları döküyoruz. Allah’a her gün şükrediyoruz. Evlat sahibi olmak mucizevi bir şey. İrem hep bizim sıcaklığımız ve sevgimizle koynumuzda büyüdü. İlk üç ay kızımı hiç kucağımdan indirmedim. Hep göğsümdeydi. Yemek yerken, gazete okurken, televizyon seyrederken... Hálá hep evde kalmak istiyorum. Hiç sıkılmıyorum. Kızımla olmak beni mutlu ediyor. İbrahim’i de öyle. Onu yalnız bırakmak istemiyorum.
Sanki tamamen çocuğunuza endeksli yaşıyormuş gibi bir haliniz var...
- Ben o dengeleri çok iyi ayarlamaya çalışıyorum. İrem uyuduğu zaman evde aynı hassasiyeti eşime de gösteriyorum. Ona ilgimi eksik etmiyorum. İnsan istedikten sonra her şeye zaman bulur. Biraz daha az uyuyup fedakarlık yapıyorsun, ama İrem uyuduktan sonra tüm vaktim eşimin. Onunla maça da gidebiliyorum, yemeğe de çıkabiliyorum. Kendime de zaman ayırabiliyorum.
Bazı kadınlar çocuk olunca kendini, kocasını unutur. İşte bu dönemde lohusa avcıları ortaya çıkarmış.
- Bunu bilemem. Ama İrem doğduğu günden beri kendine bakan bir kadınım. Benim her daim bakımlı olan bir kocam var. Onun yanında kilolu ve yağlı olmak bana yakışmaz. İbrahim, her zaman jilet gibidir. Dolayısıyla ben de bakımıma dikkat ediyorum. Dediğim gibi İrem uyuyor, pire gibi evden çıkıp, bütün her şeyimi halledip geri dönüyorum, akşam eşimi en güzel, en iyi halimle karşılıyorum. Onun maçlarına en güzel, en şık halimle gidiyorum. Eşiniz sizi nasıl tanıdıysa, öyle olmalısınız. Bu karşı taraf için de geçerli. "Oh çocuk da doğurdum, kendimi salayım" dememek lazım. Ben, her zaman o heyecanı diri tutmaktan yanayım.
Biliyorsunuz bu konuda en çarpıcı açıklamayı Ebru Şallı bana yapmış, "Önce kocam, sonra çocuğum gelir" diyerek gündeme damgasını vurmuştu...
- Ebru’nun demek istediğini çok iyi anlıyorum. Biraz önce de bahsettiğim gibi bazı kadınlar çocuk doğurduktan sonra ne yazık ki, tamamen çocuklarına endekslenip kocasını, kendini dahi unutuyor. Bu çok yanlış. Ben kendime iyi baktığım sürece, çocuğuma da daha iyi elektrik veririm. Çocuklar annelerinden her türlü elektriği alıyorlar ve etkileniyorlar.
Siz İrem’i hiçbir zaman basından kaçırmadınız...
- Biz çok sevilen, takdir edilen bir çift olduk. İbrahim başarılı bir sporcu, ben de başarılı bir modelim. Hayatlarımız tabii ki merak ediliyor, bu çok normal. Belirli ölçülerde bunları insanlara açmak, güzel şeyleri göstermek güzel. İrem’le her daim fotoğraflarımız çekiliyor. Çekilecek tabii ki. Çocuğum görüntülenmesin diye neden onu hayattan kopuk büyüteyim? Zaten her yerde fotoğrafçılar var, kaç kaç nereye kadar? Kendini sıkmaya, kasmaya, çocuğa da bu elektriği geçirmeye gerek yok. Zaten bizim abartılı bir hayatımız ve bir şeyleri ispat etme durumumuz yok. Bu yüzden rahatız.
"Çocuğunu reklam için kullanıyor" denmesinden endişesi duyuyor bazı ünlüler. Ama kimse sizin için böyle bir şey söylemedi.
- Kimse böyle bir şey diyemez, çünkü benim pazarlayacak bir malım yok, kasedim yok, filmim yok... Neyin reklamını yapacağım ki? Gündeme gelme gibi bir durumum yok, gelmek de istemiyorum. Zaten yaptığım işler belli. Kutluay Ailesi olarak çok güzel bir şey yaşıyoruz. Halk yaşadığımız şeyi ilgiyle takip ediyor. Örnek olmak adına, insanlara güzel hayatları göstermek de gerekli.
İbrahim’e sevgim ikiye katlandı
Çocuk olunca karıkoca ilişkisi biraz şekil değiştiriyor. Şimdi İbrahim Bey’le ilişkiniz nasıl?
- Tabii ki... İki kişiyken üç oluyorsunuz ve hayatınızın merkezi o küçücük şey haline geliyor. Ama İbrahim’le ilişkimiz ilk günkü gibi. Her şey aynı şekilde devam ediyor. İrem ilişkimize bambaşka bir şey kattı. İbrahim, hem aşık olduğum adam hem de çocuğumun babası... Dolayısıyla ona olan sevgim ikiye katlandı. O da artık bana farklı bakıyor. Farklı bir sevgi besliyor. Anne, baba olduktan sonra eşine daha bir saygı duyup, hareketlerine, sözlerine daha bir dikkat ediyorsun. Daha olgun davranıyorsun. Biz evlendikten sonra da flört ediyor gibiydik. Ne zaman bir çocuğun oluyor, o zaman daha dikkatli yaşıyorsun, yarınını düşünüyorsun. Allah bozmasın, biz mutlu bir aile olduk. Bu
Röportaj: Sema DENKER |
Modellik İrem’in genlerinde var
Dikkat ettim de İrem de poz vermeyi seviyor. Model olacak belli ki...
- Hangi meslekte mutlu olacaksa onu yapsın. Bu konuda çok ısrarcı olmak istemem. Baksanıza biraz önce nasıl poz verdi, genlerinde var!
Annesi gibi Türkiye Güzeli de olabilir... 2025 Türkiye Güzeli İrem Kutluay! Kulağa hoş geliyor değil mi?
- Hem de nasıl. Gurur duyarım, çok mutlu olurum...