OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 27, 2005 00:00
Usta sunucu Korhan Abay, ‘41 Kere Maşallah’ adlı çocuk programıyla ekranlara döndü. Programıyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Korhan Abay, TRT’ye kırılma nedenlerinden gelin-kaynana yarışmalarına, manevi oğlundan ‘Rimi Rimi Ley’ şarkısına birçok konuda ilginç açıklamalarda bulundu. - Öncelikle ‘41 Kere Maşallah’ programınızdan konuşalım mı?Program çocuklar üzerine odaklanmasına rağmen hedef kitlesi büyükler. ‘41 Kere Maşallah’ın konseptini yaklaşık iki yılda oluşturdum. ‘L’e Cole des Fans’ gibi çocuk programlarından hareket ederek batıda da benzeri olmayan içinde kamera şakaları ve skeçlerin de yer aldığı farklı bir program hazırladım. - Biraz Barış Manço’nun ‘7’den 77’ye’ programını hatırlatıyor değil mi?Evet. Ancak ‘7’den 77’ye’ programı da ‘L’e Cole des Fans’ programıdan esinlendi. Daha doğrusu aynı formatta hazırlandı. Ama bizimki farklı, büyüklere de sesleniyor. Kamera şakaları, skeçler var. ‘41 Kere Maşallah’ farklı bir program olmasına rağmen seyirciler elbette bir takım benzerlikler kuruyor. Sonuçta çocuklarla yapılan programlar tema olarak birbirine çok benziyor. - O kadar çok gelin-kaynana yarışmasının arasında çocuk programı yapmanız biraz daha saf bir şeylere çağrı mı?Saf ve duru programlar yapmak istiyorum. Ama ‘Bu yarışmalar hiç olmasın, yasaklansın!’ demek benim dünya görüşüme ters. Tabii ki, televizyonculukta sorumlulukla hareket edilmesinde yarar var. Benim tarzım bu tür programlar değil. - Bu tür yarışmaların çoğalmasından dolayı mı ekrandan uzak kaldınız?Evet. Bu furyanın arasında yerimin olmadığını düşünüyordum. Dolayısıyla bir süre kenarda durup uluslararası yarışmaları ve prestijli geceleri sunmakla yetindim. Ama mesleğimi özlüyorum. Hiç bana ‘Gel hazır format var, sunar mısın?’ diye teklif yapılmadı. Ama hiç şikayetçi değilim. Çünkü hep kendi zevkime ve dünya görüşüme uyacak formatları geliştirdim. ‘Manevi oğlumla birlikte büyüdüm’- ‘41 Kere Maşallah’ı yıllarca çalışmış olduğunuz TRT için düşünüyordunuz, sonra Kanal D ile anlaşmaya vardınız...Evet çünkü Eurovision ve yılların getirdiği dostluklar dolayısıyla hazırladığım projeleri genelde ilk TRT’ye sunarım. Bu programı TRT yöneticileri çok beğenmişlerdi ama aradan aylar geçti, telefonlara cevap vermemeye başladılar. Ben de programcılığına güvendiğim çok eski de dostum olan Kanal D Genel Müdürü Murat Saygı’ya program için hazırladığım demoyu gösterdim. Beş dakika baktı, yayıncı sezgisiyle yapımın enteresan olduğunu hissetti ve ‘Hemen yapalım’ dedi. - TRT sizi üzmüşe benziyor, sitem ediyormuşsunuz gibi hissettim...Evet bana çok ayıp ettiler. TRT’de çok değerli arkadaşlarım, yöneticiler ve yapımcılar var. Fakat TRT’nin bugünkü yönetimine çok kırgınım. Eurovison’u Meltem Cumbul’la birlikte sunduk. Ne bir satır bir şey yazdılar, ne de arayıp teşekkür ettiler. Sanki onlara kötülük etmişiz gibi bizi yok saydılar. TRT teşekkür etmediği gibi sunduğumuz Eurovision’un yayınının çıkışını rica etmiştim. Çünkü bizdeki Bülent Özveren’in üzerine tercümelerinin olduğu kasetti. Aylar geçti göndermediler. ‘Lanet olsun’ dedim girdim internete Eurovision’un sitesinden 40 Euro karşılığında kendi sunduğum programın DVD’sini satın aldım. TRT bu yılki kuruluş yıldönümüne beni davet bile etmedi. Bu kuruluş yıldönümü yayınlarının birkaç tanesini de ben sunmuştum. TRT’nin tarihinde herhalde küçük yeri olan birisiyim. Böyle bir vurdumduymazlık nasıl olabilir? Onlar beni yok sayıyorsa ben onları hepten yok sayıyorum. Benim bu TRT yönetimiyle hiç işim olamaz. - Eurovision’a katılacak olan ‘Rimi Rimi Ley’ ile ilgili polemikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?Bu konuda uzman değilim ama bence başarılı bir parçaya benzemiyor. Ancak bu parçayı yorumlayan sanatçıya çok büyük ayıp ettiler. Özellikle fiziksel görüşünden dolayı. Yok kalçası büyükmüş, yok kilosu fazlaymış gibi konuşmaya kimsenin hakkı yok! Hele bu yorumları bazı sanatçıların yapması çok daha küstahça. Ayrıca dünyadaki en önemli sopranolar oldukça iri yarı hanımlardır ve bu da kimseyi rahatsız etmez. - Yurtdışı hayalleriniz olmadı mı?Ne Cannes
Film Festivali’nden ne de Oscar Ödül Töreni’nden henüz bir teklif gelmedi. (Gülüyor) Daha gencim, bir gün mutlaka gelir. - Ãœstelik 30 yaşında manevi oÄŸlu olan genç bir adam. Birlikte büyüdünüz sanırım?Evet bir manevi oÄŸlum var, 30 yaşında. Ben manevi babalık konusunda erken davrandım, birlikte büyüdük. Aramızda sadece 20 yıl kadar var (Gülüyor). Böylece yaşım da ortaya çıktı.Â
button