SPA merkezlerinin dekoru, müzik sistemi, kokusu, ışık sistemi, kullanılan yöntemler ve masaj teknikleri, kozmetikleri bütünüyle ziyaretçileri rahatlatmak üzere düşünülür. Evinizde birebir aynı ortamı yaratmanın zor olduğunun farkındayız. Ancak kozmetik marketlerde bulunan ürünlerle buna çok yakın bir atmosfer oluşturmak mümkün.
Öncelikle loş bir ortam oluşturmalısınız. Kokulu mum ve tütsü yakarak, meditatif hafif bir müzik çalarak en azından havaya girmeyi kolaylaştırabilirsiniz. Size önerimiz bunu aceleye getirmemeniz. Gerilmeden ve telaşlanmadan zaman ayırabilmeniz. Bu nedenle evde insan trafiğinin yoğun olmadığı, bir yere yetişmek zorunda olmadığınız bir günü seçin.
Varsa küvetinizi sıcak suyla doldurun. İçine ihtiyacınıza göre belirleyeceğiniz aromaya sahip yağlar veya banyo tuzları ekleyin. Canlanmak için nane, rahatlamak için lavanta yağını kullanabilirsiniz. Banyo tuzlarının içindeki mineraller cildinize iyi gelecektir. Suyun sıcaklığını doğru ayarlamanız önemli. Ne sizi üşütecek kadar ılık, ne de kan dolaşımını olumsuz etkileyecek kadar sıcak olmalı.
Sıcak banyo gözeneklerin açılmasını, cildin nefes almasını sağlar. Küvetin içinde yatarken rahatlamaya çalışın, gözlerinizin üzerine rahatlatıcı göz pedlerinden koyabilirsiniz.
Banyonun ardından yapacağınız yüz ve vücut peeling’i ile maskeler çok daha olumlu sonuç verecektir.
SPA ürünleriyle saçınızı, ardından da vücudunuzu temizleyin. Vücut maskeleriyle peeling ve derinlemesine temizlik uygulayın. Sonra yumuşak havluların üzerine oturun, kollarınıza, bacaklarınıza ve elinizin uzanabildiği yerlere ağır ağır masaj yapın. Bacaklarınıza masaj yaparken bilekten başlayın, daireler çizerek yukarı doğru ilerleyin. Ellerinizle masaj yapabileceğiniz gibi özel masaj aletlerinden ve sabunlarından da faydalanabilirsiniz. Ardından vücut kremi, balsamı veya nemlendirici hangi ürünü tercih ediyorsanız yine masaj yaparak sürün.
El ve ayakları ihmal etmeyin. Bu özel bakımdan onlar da nasiplensin. Hele elleriniz çok kuruyorsa... El ve tırnak kremlerini masaj yaparak cilde iyice yedirin. Ardından ayaklarınıza ilgi gösterin. Ayaklara özel peelingle özellikle kalınlaşma eğilimindeki taban derisindeki fazlalıklardan kurtulun. Sonra da bakım ürünleriyle iyice nemlendirin ve besleyin.
Dudaklarınızı unutmayın. Bir havluyla üzerindeki eski hücreleri aldıktan sonra üzerine dudak kremi sürün.
Tüm bu işlemlerden sonra tüm vücudunuzun nemlendiğini, yumuşadığını ve pürüzsüzleştiğini hissedeceksiniz. Vücuda sinen güzel kokunun ve rahatlamanın ardından gelen ferahlık hissinin ne kadar iyileştirici olduğuna siz de şaşıracaksınız.
Yüzünüzebakım yaparkenMakyajınızı iyice temizleyin
Boyun kısmını da temizlemeyi unutmayın
Yüze ve boyuna 5 dakika kadar buhar uygulayın
Aynı bölgeye masaj yağıyla masaj yapın
Fazla yağları temizleyin
Yüz maskesini kalın bir tabaka halinde sürün ve kurumasını bekleyin
Kuruyan yüz maskesini çıkartın
Yüzü mutlaka sıcak suyla yıkayın
Gözaltına krem uygulayın.
Mineral tonik ve nemlendirici ile bitirin.
Ayaklarınıza
bakım yaparken
Ayaklarınızı tuzlu sıcak su içerisinde 15 dakika kadar tutun.
Yağ ile masaj yapın.
Ponza taşıyla fazla derileri uzaklaştırın.
Ayaklarınızı bir kez daha, 5 dakika kadar tuzlu suya koyun.
Kuruladıktan sonra özel SPA ürününü, tavsiye edildiği şekilde uygulayın.
Gerekiyorsa nemlendirin.
Bebeklerin de SPA’sı varUyuma güçlüğü çeken, sakinleşemeyen bebekler için SPA uygulamaları iyi bir çözüm olabilir. Bebeklere özel yağlarla yapılan masajlar olumlu sonuçlar veriyor. Üstelik annenin bebeğe dokunması, bebeğin kendini güvende hissetmesini sağlıyor. E-Bebek.com’un Çamlıca’da açtığı Magic Park’ta bebeklere özel SPA yer alıyor. İçinde ayrıca zeka akademisi, çocuk kuaförü, fotoğraf stüdyosu, oyun alanı, kafeteryası ve seminer salonu var.
NIVEA Baby sponsorluğunda açılan Türkiye’nin ilk Bebek SPA’sında bebekler, özel hazırlanan jakuzili küvette yıkanıyor. Anne ve babalar, çocukların gaz, uykusuzluk gibi sorunlarıyla daha kolay başedebilmeleri için masaj yapmayı öğreniyorlar.
Cildin yaşlanmasını
kontrol altına almanın yolları
Genetik, metabolik, hormonal faktörler ve çevresel olumsuz etkiler biraraya gelerek yaşlanmanın seyrini belirliyor. Bu seyir kişiden kişiye değişiyor. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Alev Eken, deri yaşlanmasının geri dönüşümsüz bir süreç olduğunu söylüyor. "Ancak bilimsel veriler, vitaminler, mineraller, bitkisel ürünlerin kozmetiklere katılarak deride potansiyel düzelme sağlanabileceğini gösteriyor" diyor. Bilimin bir diğer kanıtladığı şey de güneşten koruyucuların deri yaşlanmasını geciktirdiği.
OLGUN CİLTTE NE DEĞİŞİR
Özellikle 35 yaşından sonra hücrelerin temel yapı taşı olan proteinler bozuluyor. Görevini iyi yapamayan ölü hücre sayısı artıyor. Ölen cilt hücreleri deri üzerinde birikerek kaba ve mat bir görünüm veriyor. Ciltte lekelenmeler başlayıp, yaşın ilerlemesiyle cilde esneklik ve dirilik veren kolajen ve elastin yapısı bozuluyor. Tüm bu değişikliklerle başetmek için geliştirilen çok sayıda üründen destek alabilirsiniz. Peelingler, cilde suyu yeniden kazandıran nemlendiriciler, yeniden yapılandıran gündüz-gece kremleri, parlaklık ve esneklik kazandıran ürünler deneyebilirsiniz. Kahverengi lekelere karşı etkili kozmetikleri de unutmayın!
Cidinizi sabote eden faktörlerCildin yaşlanmasına karşı her gün yeni ürünler, yöntemler geliştiriliyor. Tüm bunlara rağmen bu konuda en etkili yöntem korunmak:
Cildinizi güneş ışınlarından koruyun. En iyi cilt yaşlanması tedavisinin etkili bir güneş koruması olduğunu unutmayın.
Sigara ve alkol kullanmayın. Son 20 yıllık çalışmalar sigara içenlerin, içmeyenlere oranla yüzlerinde daha fazla yaşlılık belirtileri ve ciltlerinde daha fazla kırışıklık olduğunu gösteriyor.
Kilonuza dikkat edin. Aşırı zayıflama diyetleri, deride gevşeme ve sarkmalara neden olur. Tersine aşırı kilolar deride gerilme ve elastik lif yapısında bozulmaya yol açar.
Daha az doymuş yağ, kolesterol ve
kalori tüketin. En iyi antioksidan yağ, zeytinyağıdır. Bol miktarda E vitamini içerir.
Genetik ve çevresel risklerinizi bilin ve önlem almaya çalışın,
Yaşam tarzınıza (düzenli fiziksel aktivite, stresten uzaklaşmak vb) ve uykunuza özen gösterin.
Doğada, bol oksijenli alanlarda yaşayın.
Mimik kaslarınızı aşırı kullanmayın. Onları dinlendirin.