Güncelleme Tarihi:
Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kaç yaşındasınız, nerelisiniz...
- 27 Ekim 1986, Konya doğumluyum. Üniversiteye kadar Konya’da okudum. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği’ni kazandım ve beş yıl boyunca Ankara’da yaşadım. Okulun son yıllarında mankenlik yapmaya başladım. Okul bitince de İstanbul’a geldim. 1,5 yıldır Selin Boronkay ile çalışıyorum.
Okul döneminde de kızların ilgi odağı mıydınız?
- Değildim dersem yalan olur! (Gülüyor) Lisede de, üniversitede de bir hayran kitlem vardı. Benim için “sınıfın yakışıklısı” derlerdi. Yine de bir gün bu kadar tanınacağım ve konuşulacağım aklıma gelmezdi.
Bu yakışıklılıkla çok can yakmışsınız anlaşılan...
- Kendi kendine yananlar var. Benim bir suçum yok yani! Ben hiçbir zaman “Kızlarla gönül eğlendireyim” modunda olmadım. Tamam, okul yıllarında haylaz ve yaramaz dönemlerim oldu ama kimseyi de “Seni seviyorum, seninle evleneceğim” diye kandırmadım. O yüzden çok ah almadığımı düşünüyorum.
Jeoloji mühendisliği ve mankenlik... Birbirine tezat meslekler. Manken olmaya karar verdiğinizde ailenizin tepkisi ne oldu?
- Evet, birinde şantiyedesin, paletinle, tulumunla tozun toprağın içindesin. Diğerinde de podyumdasın, üzerinde en şık kıyafetlerin var... Ailem yaptığım her işte arkamda durdu, bana destek verdi. Beni üzen bir şey olduğunda devreye girdi. Ben okulumu bitirdim, koluma bileziğimi taktım ve öyle mankenlik yapmaya başladım. Ailem de bu kararıma saygı duydu.
Asıl mesleğinizi yapmayı düşünüyor musunuz?
- Aslında sevdiğim bir meslek. İlk birkaç sene hiç sevememiştim, “Nasıl yapacağım?” diye düşünüyorum. Daha sonra ise alıştım ve benim için ileride yapabileceğim bir meslek haline geldi. Ben şu anda mankenlikte iyi yerlere gelmek istiyorum. Daha yolun çok başındayım.
YEMEK YİYEMEMEK BENİ ÇOK SİNİRLENDİRİYORDU
Daha önce Best Model yarışmalarını takip ediyor muydunuz? Bu yarışmalardan çıkan isimlerden kendinize örnek aldıklarınız var mıydı?
- Evet, izliyordum. Best Model’dan çıkan, iyi projelerde rol alan ve seyircinin ‘jön’ diye tabir etmeye başladığı Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu, benim de saygı duyduğum isimler. Onların yerinde olmak isteyen herkes bu yarışmaya girer. Ben de onlara bakıp, “Acaba ben de bir gün onlar gibi olur muyum?” diye düşünüyordum.
Yarışmada birinci olmayı bekliyor muydunuz?
- Herkes bu yarışmaya derece almak için katılıyor zaten. Benim de bu konuda kendime güvenim vardı. Yarışmaya katıldığım ilk günden beri ilk beşe gireceğimi düşünüyordum. Yine de kendimi en kötüsüne alıştırdım. Birinci seçilince de çok mutlu oldum.
Birinci olmasaydınız büyük hayal kırıklığı yaşar mıydınız?
- Tabii ki hayal kırıklığı yaşardım. Sonuçta çok çalışıyorsunuz, bunun için zaman harcıyorsunuz. Hayal kırıklığının çok büyük olmaması için kendimi hep ikinciliğe veya üçüncülüğe hazırlıyordum.
Yarışma için ne gibi hazırlıklar yaptınız?
- 13 ay boyunca çok büyük titizlikle çalıştım. En büyük sıkıntıyı da yemek konusunda yaşadım. Kahvaltıda dört tane yumurtanın beyazı, lapa pilav ve makarna yiyordum. Spordan sonra da yağsız tonbalığı, tavuk. Akşam 20.00’den sonra ise hiçbir şey yemiyordum. Son bir ay çevremdeki herkesi çıldırttım, çünkü yemek yiyememek beni çok sinirlendiriyordu.
KÖTÜ ROLLER İSTEMİYORUM
Best Model kuşağını Çağatay Ulusoy’dan devraldınız. Onunla tanışıyor muydunuz önceden?
- Evet, tanışıyoruz. Aynı ajanstayız. Çağatay bana çalışma sürecimde çok destek oldu, beni çok cesaretlendirdi. Hep “Sen de iyi yerlere geleceksin” diyerek motive etti. Aramız o kadar iyi ki, yarışma gecesi “Vermiyorum sana madalyayı” diye takıldı bana. Halen yardımcı oluyor bana.
Hangi konularda?
- Röportajlar hakkında konuşuyoruz ya da dizi çekimleriyle ilgili bilgiler veriyor. Her konuda destek oluyor bana.
Siz de Çağatay Bey gibi oyunculuk yapıyorsunuz değil mi?
- Evet. Yarışmadan sonra birkaç dizi ve bir tiyatro teklifi geldi, şimdi onları değerlendiriyorum. Benim için ekip, senaryo ve yapım şirketi çok önemli. Gelen teklifleri öyle hemen kabul etmek istemiyorum.
Nasıl bir proje heyecanlandırır sizi?
- Aslında güzel bir aşk dizisinde rol alabilirim. Tatlı-sert bir adamı canlandırmak isterim. Kötü roller istemiyorum.
Oyunculuk eğitimi aldınız mı?
- Tiyatro eğitimim var. Onun dışında kamera önü eğitimi almadım. Bir diziye başladığım zaman alabilirim.
Şu anda rol aldığınız bir tiyatro oyunu var mı?
- Evet, var. “Uyan Uyan Gazi Kemal” oyununda rol alıyorum. Yarışmadan hemen sonra Ankara turnesine çıktık. Şimdi sırada İstanbul var. Yakında yeni bir tiyatro oyunum da olacak.
O oyunun adı ne?
- “Tetikçi”. Ferdi Merter’in yazdığı çok güzel bir oyun. Provaları yakında başlayacak.
Best Model yarışmasından sonra hayatınızda neler değişti?
- Sokakta insanlar yanıma gelip benimle fotoğraf çektirmek istiyor, çok garip geliyor bu bana. Alışık olduğum bir durum değil çünkü. Görüp de yanıma gelemeyenler de var, onlar da internetten mesaj atıyorlar. İlgi görmek mutlu ediyor tabii.
SERKAN KRİTERLERE BİLE UYMUYORDU
Siz birinci oldunuz ama ertesi gün tüm gazetelerde Serkan Tanırgan’ın birinci olduğu yazıyordu. Ne hissettiniz haberleri görünce?
- Evet, tüm gece çok keyifliydim, birinciliğin keyfini çıkarıyordum. Ertesi gün gazetelerdeki haberleri gördüm, fotoğraflarda ben varım ama ismim yanlış yazılmış! “Olamaz!” dedim, bir an elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi hissettim kendimi. Serkan’la oylarımız eşitti ama sonuçta tescilli Best Model benim... Benim 2,5 senelik modellik geçmişim var. Serkan’ın ise hiçbir tecrübesi yok. Onun yüzü güzeldi sadece. Çocuk kendisini birinci zannediyor, gidip benim adıma röportajlar veriyormuş. Bursa gazetelerine “Birinci benim” diye konuşuyormuş. O manken kriterlerine bile uymuyordu bir defa...
BENİ ETKİLEYECEK KADIN ÖNCE BAKIMA GİRMELİ
Gelelim aşka... Hayatınızda biri var mı?
- Hayır, yok. Yarışma süreci çok meşakkatliydi. Hayatıma birini alıp da onu üzmek istemedim.
Hiç aşık oldunuz mu?
- Çok güzel duygular yaşadım ama hiç aşık olmadım.
Peki, aşkı nasıl yaşarsınız?
- Ben “acısız aşk olmaz” düşüncesine inanmıyorum. İki kişi anlaşıyorsa, acı çekmeden de aşkı yaşayabilirler.
Nasıl bir kadın sizi etkiler?
- İçi ve dışı bir olmalı. Ayrıca akıllı olmalı ve tabii ki bakımlı. Ben bir kadında ilk önce ayağa, dişe ve ellere bakarım. Kısacası karşımdaki kadının genel bir bakıma girmesi lazım...