Kemanı ağlatan adam ülkesinde çalamıyor
Güncelleme Tarihi:
Dünyaca ünlü kemancı Farid Farjad, bir dizi konser için Türkiye’de. Sonuncusunu 19 Ekim saat 20.30’da İstanbul Kültür Üniversitesi Akıngüç Oditoryumu’nda verecek. 73 yaşında olmasına rağmen hala ülkesi İran’da konser veremeyen usta sanatçının performansı, yine çok konuşulacak. Biletler Biletix’te.
Fars asıllı Amerikan keman virtüözü Farid Farjad, dünya çapında ‘Kemanı ağlatan adam’ olarak anılıyor. Sekiz yaşından beri keman çalan Farjad, 1938 yılında Tahran’da doğdu. 1966’da, Tahran Müzik Konservatuarı’nda klasik müzik üzerine master yaptıktan sonra Tahran Senfoni Orkestrası’nda önemli görevler üstlendi. Fars Halk Müziği birikimine sahip olan Farjad, keman ile Klasik Batı müziği üzerinde de çalışmalarda bulundu. Bunlar Fars müziğinin gelişmesinde önemli bir yere sahip.
Farjad, Pehlevi Hanedanı döneminde doğmuş fakat 1979 yılındaki İran İslam Devrimi öncesinde ülkesinden ayrılarak Kaliforniya’ya yerleşmişti. Bu yıldan itibaren ABD vatandaşlığına geçti. Devrimden sonra İran’da müziğin ‘haram’ ilân edilip yasaklanmasından sonra Farjad’ın ve birçok Fars müzisyenin ülkeye girmesi yasaklanmıştı. Sanatçı bu yüzden yıllardır Los Angeles’ta yaşıyor. Fakat kendisini her zaman bir Amerikalı değil, İranlı ve Fars olarak nitelendiriyor.
Farjad’ın, yalnızca piyano ve keman kullanarak oluşturduğu Anroozha (O Günler) isminde beş albümden oluşan bir albüm serisi var. Ayrıca Golha Orkestrası adlı kolektif iki albüm de eserleri arasında. Bu albümlerde Farjad, kendi deyimiyle, doğadaki hüznü notalara dökmüş. Albümlerinin bu yönde oluşmasının sebeplerinden birisi olarak devrimden sonra ülkesinden uzaklaşması ve başka bir ülkede yaşamak zorunda kalmasını gösteriyor.
Anroozha serisinin ilk dördünde Farjad’a Abdi Yamini, beşinci albümde ise eşi Mitra Tavakkoli Farjad piyano ile eşlik ediyor.
Freddy Cole JC’de
İstanbul Jazz Center sahnesinde 18-19 Ekim’de buğulu sesi ve keyifli sahne performansıyla tüm zamanların en iyi caz vokalistlerinden biri olarak gösterilen Freddy Cole olacak.
İki defa Grammy Adayı olan usta müzisyen, eski radyonuzdan evinize süzülen bir caz vokalistini andırıyor ve sahnedeyken dinleyiciyi 1930’lara doğru nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. İnce espri yeteneği ve neşeli tavırlarıyla da konseri kimi zaman bir stand-up’a dönüştürüyor.