Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2005 00:00
ERKEK şarkıcı deyince aklıma gelen ilk isimlerden biri Yorgo Dallaras’tır.Yunanistan’a her gidişimde onun bir iki CD’sini alıp dönerim.Kafamda da hep şu soru vardır:Acaba Türkiye’nin Dallaras’ı kimdir?Veya kim olabilir?Geçen perşembe günü bu sorunun cevabını buldum.* * *Dün odamda Doğan Hızlan’la sohbet ediyorduk.Bana bugün yazacağı yazıyı anlatıyordu.Konusu, beklemenin güzelliğiydi.Ben de bir yerlerde okumuştum.‘Yolculuk, gidilecek yerden daha güzeldir’ diyordu.Benim için yılbaşı, kasım ortalarında başlayan bir yolculuktur. Bana, sanki her aralık ayında kötüler kış uykusuna yatıyor gibi gelir.Kötülerin inlerine çekildiği bu tenha günler, içimdeki ışıklı kalabalıklar ona nispet eder, çoğalır. Ama bu yılın son beş altı günü yolculuğum karışık duygularla geçti.Güney Asya’daki felaket, beni çok etkiledi.Tsunami, on binlerce insanı götürürken, benim yılbaşı keyfim de sellere kapılıp gitti.İyi dost kara günde belli olurmuş.İçimdeki hüznü bu ağır tsunamiden Kayahan kurtardı.Perşembe günü bir zarfın içinden ‘Kelebeğin Şansı’ CD’si çıktı.Henüz ambalajı bile konmamıştı.Ama çok iyi bilirim ki Kayahan, CD Cover’larını lüzumsuz kılan insandır.Her CD’si benim için bir müzik olayıdır.CD’yi almadan önce, baştaki üç şarkıyı dinlemeye falan ihtiyacım yoktur.Her defasında mutlaka bir ‘Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar’ çıkar.O çıkmazsa, ‘Gönül Defteri’, bir başkası, bir başkası daha çıkar.Kayahan beni hiç aldatmaz.Türk müziğini yeniden keşfetmeye başladığım 80’li yıllardan bu yana biz birbirimize hiç ihanet etmedik.O söyledi, ben dinledim...* * *Bir gün bana birileri şu soruyu sorsa:‘Sana göre, Türk hüznünün en güzel tarifi nedir?’Hiç tereddütsüz cevabım şu olurdu:‘Bir Kayahan şarkısı...’Çünkü o, sadece kendini hırpalayan bir egoizm, sadece kendini acıtan, başkasına sadece aşkı ileten bir hüzün simyacısı.‘Evi beyaza boyattımKapısına seni yazdım.Erken uyandım Yağmurlara baktım.’Çok basit cümleler; ama hepimizin içindeki o en ortak duyguyu, yani Türkleştirdiğimiz arabeski Akdenizce’ye çeviren tercüman hemşerimiz.‘Kendimize benzettik’ sözü, herhalde hiç bu kadar anlamlı olmamıştır. * * *Şimdi o baştaki soruya geliyorum.Türkiye’nin Dallaras’ı kimdir?Bu yazdıklarımdan sonra herhalde ‘Kayahan’dır diyeceğimi düşünüyorsunuz değil mi?Hayır değil.O sorunun cevabını bulamadım.Daha doğrusu, bu soruyu böyle basit sormanın, sonra da basit bir cevap aramanın yanlış olduğunu fark ettim.Ama şu sorunun cevabını artık biliyorum:Yunanistan’ın Kayahan’ı kimdir?En yakın aday hiç şüphesiz Dallaras’tır.* * *Pazar duygularımız artık iyice kutsallaştı.Son 10 yıldır, yavaş yavaş pazar günleri Türkiye’nin gündemini şahsi bölgelerimize sokmayan yüksek duvarlar inşa ettik.Bazıları bizi eleştirdi, kınadı, yuhaladı.Ama artık hepimiz biliyoruz ki, pazar günlerimiz bizim kurtarılmış topraklarımızdır.Ben bugün yine Kayahan dinleyeceğim.Bıkmıyorum; çünkü her defasında farklı dinliyorum.Hüznün Türk hallerinin ne kadar renkli, ne kadar basit ve güzel olduğunu keşfediyorum.Teşekkürler Kayahan.Niye hiç bitmiyorsun, niye her defasında daha büyük hüzünlerle ve keyiflerle geliyorsun biliyorum.Çünkü içindeki o büyük Türk, büyük Akdenizli hiç yılmıyor, hiç eskimiyor.* * *Son bir duygu.Hayatımda ilk defa bir CD bana çok kısa geldi.Bütün güzelliğine rağmen tatminsiz biten bir sevişme kadar kısa...
button