Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2016 17:23
Kefir, ilk olarak Kafkasya bölgesinde ortaya çıkan bir içecektir. Koyun, inek ve keçi sütünden yapılır ve kımız olarak bilinen içecek ile belli bir mayalanma sürecinden geçer. Sütte “iyi bakteriler” olarak bilinen bazı bakteriler bulunmaktadır. Kefirin en büyük farkı bu bakterilerin süte oranla daha fazla olmasıdır. Bu bakımdan daha sağlıklı bir ürün olduğunu söylemek mümkündür.
Kefir, sağlık uzmanları tarafından sıklıkla önerilen bir besindir. Tadı süte göre daha ekşi olsa da oldukça faydalıdır. Belirli rahatsızlıkların tedavi sürecinde kullanıldığı gibi, gündelik tüketimde yer alması bünyeyi daha güçlü ve enerjik kılacaktır. Kanseri önleyen besinlerden biri olduğu bilinmekle birlikte kemiklerin güçlenmesinden yaraların iyileşmesine kadar birçok olumlu etkisi bulunmaktadır.
- Bilimsel çalışmalar kefirin “IgE” olarak bilinen enzimi baskıladığını ortaya koymuştur. Bu enzim vücudun alerjik tepkiler vermesine sebep olan hormonlar arasındadır. Dolayısıyla herhangi bir alerji hâli söz konusuysa kefir tüketilebilir. IgE hormonunun baskılanması vücudun çeşitli etkenlere gösterdiği reaksiyonları azaltacak ve alerjik tepkileri olabildiğince düşük seviyelere getirecektir.
- Kefir aynı zamanda hücrelerin çabuk yenilenmesini sağlar. Kanseri önleyici besinler arasında yer almasının temel sebebi budur. Bağışıklık sistemini de güçlendirir ve bünyeyi mevsimsel hastalıklara karşı büyük ölçüde korur.
- Hücrelerin çabuk yenilenmesine sebep olduğu için tümör oluşumunu önler. Her gün belli bir miktarda kefir tüketerek kanserden korunabilir, vücutta rahatsızlık veren tümörlerin oluşmasını engelleyebilirsiniz.
- Enfeksiyonlu hastalıkların tedavisinde de kefir kullanıldığı biliniyor. Bilhassa akciğer enfeksiyonlarının giderilmesinde büyük bir etkiye sahip olduğunu söylemek mümkün. Çabuk iyileşme sağladığı için enfeksiyonlu hücreler hemen onarılıyor ve aynı durumun tekrar görülmesi de büyük ölçüde engelleniyor.
- Kefir yalnızca içilerek değil cilde sürülerek de faydalı olabilir. Sivilce ve cilt mantarını önleyici etkiye sahip olduğu bilimsel araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır.