Güncelleme Tarihi:
Onlara ‘‘Yerli Viagra’’ deniyor. Salep, enginar, yeşil biber, soğan, sarımsak, roka, soya fasulyesi diye uzanıyor bir liste. Bir bitki uzmanına göre, cinsel dertlerinize deva manavlarımızda. Sahi gerçekten bunlar afrodizyak mı? Sebzeleri bilemem, ama keçiboynuzu, salep, kekik, defne, çakşır otu gibi tıbbi bitkilerin gerçekten işinize yarayıp yaramayacağınızı kesin olarak söyleyebilirim. Tabii ki bilimsel, engin bir araştırmaya dayanarak.
Raporun adı ‘‘Türkiye'nin Doğal Tıbbi Bitkilerinin Ticareti Hakkında Bir Çalışma’’ Hazırlayanlar İstanbul ve Ankara Üniversiteleri Eczacılık Fakülteleri, Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve merkezi İngiltere'deki Fauna ve Flora Koruma Derneği(FFI). Uzmanlara göre, bu nadide bitkiler, Viagra yani ‘‘mavi, sihirli haplar’’ gibi etkili değil. İktidar sorunları olanları zımbalaştırmıyor, tatlı geceler vaat etmiyor. Umutlarınızı çaldığım, hayallerinizi yıktığım için üzgünüm, ama gerçekle böyle diyor. Salebin köklerindeki yumruların ve keçiboynuzunun şeklinin bir dizi çağrışımlar yapmış olabileceği, bu nedenle özellikle Ortadoğu ülkelerinde afrodizyak sanıldığı söyleniyor.
Meselenin asıl önemli tarafı ise insanlık tarihi kadar eski olan tıbbi bitkiler yok olmanın eşiğinde. Ticareti yapılan 347 bitki türü var ve nesli tehdit altındakilerin ‘‘ilk 10’’ listesinde eğir, çöven, şalba, salep, centivan, çöven, kibrit otu, yayla kekiği, şakayık, diken kökü sıralanıyor. Tıbbi bitkiler terimiyle sadece tedavide faydalanılanlar değil, gıda, baharat, kozmetik, boya gibi alanlarda kullanılan tüm doğal, çiçekli bitkiler ve eğreltiler de ele alınıyor.
Türkiye'de toplanan çiçekli bitkilerin yüzde 30'u ihraç ediliyor. Bu ihracatın yıllık miktarı yaklaşık 30 bin ton ve elde edilen yıllık gelir yaklaşık 50 milyon dolar. Bu rakamlarla Türkiye, dünya tıbbi bitki ticaretinde Çin ve Hindistan'ın ardından üçüncü konumda. Tür adları bilinmeden ihraç edilenlerin oranı yüzde 12. Mevcut sistem, gerek toplanması, gerek adlandırılması, gerekse ihracatı konusunda kesin bilgileri imkansızlaştırıyor. Özetle ulusal zenginliğimiz bilinçsizce talan ediliyor. Geçenlerde İngiliz The Times Gazetesi, bu bitkilerin alternatif tedavi kurbanı olduklarını, Arnavutluk, Türkiye, doğu ve güney Avrupa'nın bazı bölgelerinde yok olma tehlikesi altında olduklarını yazdı. Gazete Fransa ve Bulgaristan'daki uygulamaları örnek gösterdi. Fransa'da bitkiler ulusal parklarda belirli planlarla lisans sahibi kişiler tarafından toplanırken, Avrupa'nın bir numaralı ihracatçısı kotalarla dengeyi sağlıyor.
Bizler neler yapabiliriz? Kapsamlı araştırmalar, yasal düzenlemeler, koruma alanları oluşturulması, üretim projeleri ve eğitimle tıbbi bitkileri yaşatabiliriz. Doğadan ticari amaçlarla toplanarak ihraç edilen tüm bitki türlerini kapsayacak tek bir yönetmelik hazırlanabilir. Bitkilerin tam bir listesi toplayıcı, aracı, ihraç eden firma, ihracatçı birlikleri ve zirai karantina müdürlükleriyle işbirliği için oluşturulabilir. Bitkilerin doğal yaşam alanları özel korumaya alınabilir. Tanıtımları için eğitici kampanyalar düzenlenebilir. İstenirse her olumsuzluğun üstesinden gelinebilir.