Kaynana şekeri

Güncelleme Tarihi:

Kaynana şekeri
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2004 20:00

Erol Abi (Türegün) bize sürpriz yaptı. Sabah sabah Haber Merkezi’nde, “yaşı tutan herkesi” hem mutlu hem mahzun etti. Sabah kıraati sırasında (herkes ilk iş gazeteleri okur) birden aklına geldi, odasına koştu, elinde küçük bir naylon torbayla geri geldi. “Dün torunumun elinde gördüm, sizin için kandırıp aldım.”

Kaynana şekeri !

Haberin Devamı

*

Bilmem artık kaçınız hatırlar kaynana şekerini, kaçınız bilir.

Bilen bilmeyene anlatsın, çünkü tarifi yok bunun.

*

Ağzıma attım, köşeli köşeli dilimin üzerinde gezdirirken gözümü kapadım, biraz erotik bir tarif oldu, okurken aklınızdan geçenleri bal gibi biliyorum Allah’ın muzurları...

Çocukluğum...

Yeşilköy’deki ‘tahta ev’...

Üç aylığını almaya şehre inmiş, kahverengi takım elbisesiyle, oflaya puflaya ahşap merdivenleri tırmanan, kapıda karşıladığım, terli terli boynuna sarıldığım dedem, mis gibi kokusu....

Eminönü’nden, herhalde Mısır Çarşısı’ndan aldığı türlü çeşit şeker, sarı kesekağıdında, açıp tek tek tavanozlara dolduruşumuz...

Kaynana şekeri...

*

İnsanın beyni bir tuhaf, bir koku, bir tat...

Bir yerlerde bir film şeridi dönmeye başlıyor o an...

*

Haber Merkezi’nde Reha Müdür (Öz), Tarık (Devrim) hepimiz benzer hisler yaşıyoruz, bir ‘kaynana şekeri’ sayesinde, çocukluğumuza gidip geliyoruz ayrı ayrı.

Ama Levend (Korkut) çok genç, kaynana şekeri bir şey ifade etmiyor onun için.

Erol Abi’nin ikramını reddediyor:

- Rejimdeyim abi...
- Bir tane alsaydın.
- Erol Abi, kilo vereceğim diye çayı bile zehir gibi içiyorum...
- Verdin mi bari?
- Biraz!
- Kaç kilo verdin?
- Biraz, dedim abi, kilo demedim...

Muhteşem bir servis bizim Haber Merkezi!

(Size bir örnek dana. Pencerenin pervazında duran eski faks makinesinin zili çalıyor mesela haftada bir. ‘Eeee?’ demeyin, faks cihazı ... prize takılı bile değil. Dedim ya, ‘enteresan’ bir servis bizimki...)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!