Kayıp benim için dönüm noktası

Güncelleme Tarihi:

Kayıp benim için dönüm noktası
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2013 01:05

Üç sezon boyunca “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin Soner’i rolünde izlediğimiz Mete Horozoğlu, yeni sezonda Kanal D’nin iddialı projelerinden “Kayıp”la ekranlarda olacak. 13 Eylül Cuma akşamı başlayacak dizide ‘Mehmet’ rolünü üstlenen ünlü oyuncuyla projenin detaylarını konuştuk.

Haberin Devamı

* “Öyle Bir Geçer Zaman ki”de üç sezon boyunca çalıştınız ve ara vermeden yeni bir işe başladınız. Sizin istemenizi geçtim, vücut ihtiyaç duymuyor mu dinlenmeye? Oyunculuk dürtüleri mi ağır bastı yoksa?

- Ben aslında sürekli tatil yapabilecek fıtratta bir insanım. Kendimde sevmediğim bir özelliktir tembellik. Ama oyunculuk anlamında da bir oburluğum var. İyi senaryo, oynaması zevkli bir rol görünce duramıyorum. Bu işte de öyle oldu. Bir de “Enerjim yok” diyemem, tam çalışacak yaştayım. Yatıp dinlenmeyi daha ileriki yaşlara bırakıyorum. Ama oyunculuk anlamında beni heyecanlandıran bir mesele olmasa, yatıp dinlenmeyi tercih ederim.

* Çocuğunuzun olması da çalışmak istemenizde etkili oldu mu?

- Yok, çalışmak istememin benimle alakası var. Ben zaten çalışacaktım. Çocuk konusunda biraz uhreviyatçıyım. Onun kısmetini Allah bir şekilde nasip edecektir. Çalışırken, oyunculuk yaparken çok mutlu olan bir insanım. Yorgunluk bana çalışmama isteği getirmiyor.

* Peki, bebeğiniz nasıl?

- Ali çok iyi maşallah! 17 aylık oldu. Çocuk çok güzel bir şey, hakikaten o doğduğu zaman anladığın duygular varmış. Sete giderken de gelirken de ilk durağım o.

* Sırf çalışmak için herhangi bir diziyi tercih eder miydiniz?

- Hayır. Oyunculuk güdülerimi okşayan bir iş bekliyordum açıkçası. Hem Zeynep’in (Günay Tan) yönetmen koltuğunda oturması hem de Kanal D’nin işi olması, “Kayıp”ta yer almamda etkili oldu.

ZEYNEP, DERDİ OLAN BİR YÖNETMEN

* Yani Zeynep Günay Tan’la “Öyle Bir Geçer Zaman ki”den gelen dostluğunuz mu etkili oldu projeyi kabul etmenizde?

- Hem o hem de Zeynep’in işlere başlarken hep bir fikri oluyor. Genelde sektörde senaryo gelir, ekip oluşturulur ve dizi, çekmek için çekilir. “Bu işi neden çekeceğiz?” dediğinde yönetmenin bir cevabı olmaz. Ama bu sorunun Zeynep’te hep bir cevabı oluyor.

* Bu iş için cevabı neydi Zeynep Hanım’ın?

- Bu işte, reji ve ışık anlamında yeni bir şeyler denemek istediğini söyledi. Herkesin beğeniyle izlediği Amerikan dizilerinin tarzında bir şey. Bu türün bir Türk senaristin elinden çıkan hikâyede çok iyi olabileceğini düşündüğünü söyledi. Yani Zeynep’in bir işi yaparken hep bir derdi, amacı oluyor. Tam anlamıyla amaca ulaşmasa da, o yolda olması bile işe bir başarı getiriyor.

* “Oyunculuk güdülerimi okşayan bir iş bekliyordum” dediniz. “Kayıp”, hangi özellikleriyle bu etkiyi yarattı sizde?

- Hikâye çok güzel. Bu, daha önce Türkiye’de de, yurtdışında da işlenmiş bir hikâye aslında. Zengin bir ailenin çocuğu kaçırılıyor ve ailenin iç hesaplaşmaları ortaya çıkıyor. Ama bu işte matematik iyi kurulmuş, senaryo çok güzel yazılmış. Bunlar beni çok heyecanlandırdı.

* Rolünüzden de biraz bahseder misiniz? Nasıl biri bu Mehmet?

- Mehmet, orta sınıf bir ailenin çocuğu. Babası erken yaşta vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşiyle yaşıyor, onlara bakmakla yükümlü. Hayatın sırrını çözmüş bir adam. Polislik yapıyor. İstanbul’a tayini çıkınca annesini ve kız kardeşini de alıp bu şehre geliyor. Kız kardeşinin hastalığı nedeniyle tayinlerle uğraşmamak için hukuk fakültesini bitiriyor ve polisliği bırakıyor. Baş karakterler genelde sorunlu, sendromlu olur ama Mehmet, hayatı kabullenmiş mutlu bir adam.

* Sizin hayata karşı tutumunuz nasıl, Mehmet’le örtüşüyor mu?

- Mehmet, benim çok zor çıkardığım, zor oynayacağım bir rol. Bence insan kendine yakın olan rolleri çok zor oynuyor. Soner gibi, “Nefes”teki yüzbaşı gibi kendimden uzak karakterlere girmeyi daha iyi başarıyorum galiba. Mehmet’te bu yüzden zorlandım diyebilirim. Ben de onun gibi bir insanım. Kader meselesine inanıyorum, insan hayatının yazıldığını biliyorum. İşleri kendimden bilmemeyi tercih ediyorum. Başarılar da başarısızlık da benden değil, her şey Allah’tan.

* Mehmet’in çocuğu kaçırılan aileyle yolu nasıl kesişiyor?

- Zengin aileye polise gidilmemesiyle ilgili bir tehdit geliyor. Mehmet de ailenin avukatının arkadaşı. Polislik yaparken kayıp çocuklarla ilgili çalıştığı için onlara yardım etmeye karar veriyor.

* Bu durumda Mehmet’i aksiyonlu sahnelerde izleyeceğiz. Sizin aksiyon sahneleriyle aranız nasıl?

- Aksiyonu severim. Biz Amerikan filmleriyle büyütülen kuşaklarız, o yüzden filmlerdeki aksiyon sahneleri hoşuma gider.

* Bu sahneler için özel hazırlıklarınız oldu mu?

- Yok, özel bir hazırlık olmadı. Zaten spor yapan bir adamım.

Haberin Devamı

HİÇ YAPILMAMIŞ BİR TARZIN İÇİNDEYİM

Haberin Devamı

* “Öyle Bir Geçer Zaman ki”, sizin için bir dönüm noktası mıydı?

- Değildi ama televizyon seyircisi tarafından daha çok izlendim, beğenildim ve daha fazla kişi tarafından takdir edildim. “Kayıp”, benim için “Öyle Bir Geçer Zaman ki”den daha büyük bir dönüm noktası olacakmış gibi geliyor.

* Neden?

- Çünkü hiç yapılmayan bir tarzın içindeyim.

ÇOK TEMİZ VURULMUŞUM

* Geçtiğimiz aylarda dizinin Samatya’da kurulan setinde bacağınızdan vurulmuştunuz. Şimdi iyisiniz, değil mi?

- Evet... Çekimin ilk günüydü. Giyinmek için karavana gittim, dışarıdan silah sesleri duydum. Sonra bir anda “A, vuruldum!” dedim. Allah korudu. Doktorum da söyledi, “Çok temiz vurulmuşsun, büyük mucize!” diye.

* Sizi vuran kişiler yakalandı mı?

- Evet, ondan sonra da ne olduğunu takip etmedim açıkçası. Ben olaya kendi tarafımdan baktım. İki santim aşağı otursaydım kurşun belime gelebilirdi... O yüzden kendimi yıpratacak kadar plan program yapmam hayatta...

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!