Güncelleme Tarihi:
Bolca yerli dizinin olduğu, reyting kaygılarının yaşandığı televizyon dünyasında “Kavak Yelleri” uzun zamandır sıkı sıkıya takip ediliyor. Dizinin bu kadar çok sevileceğini tahmin etmiş miydiniz?
- Bir işe elbette uzun süreceğine ve başarılı olacağınıza inanarak başlıyorsunuz. Bu yüzden “Kavak Yelleri”nin başarısı benim için çok büyük bir sürpriz olmadı. Başta yapım şirketinin Tims Productions olması bana çok güven verdi. Özverili bir ekiple çalıştığımız için uzun zamandır takip ediliyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor. Her işin bir enerjisi vardır. ınsanlar o enerjiyi sever ya da sevmez. Bizim işimizin de enerjisi ve samimiyeti sevildi, alışkanlık haline geldi.
Dizide Mine, Deniz’le nikâh masasındayken onun Aslı’yla öpüştüğünü öğreniyor ve intikam almak istiyor. Siz gerçek yaşamınızda sevdiğiniz erkekle ilgili benzer bir durum yaşadınız mı? Yaşasaydınız tavrınız ne olurdu?
- Ben aynı durumu yaşasaydım, Mine’nin yaptığının aksine biraz daha geride dururdum sanırım. O ilişkinin içinde yerimin olmadığını düşünür ve kendimi çekerdim. Birilerinin peşinden koşmak ve intikam almak bana göre değil.
FAZLASIYLA SEVGİ ALDIM
Etrafında onu sevenler var; anneannesi, dedesi, arkadaşları... Ama Mine yine de sevgi açlığı çekiyor. Sevginin sizin yaşamınızdaki yeri ne? Bir yanınız sevgiye aç mı? Fazlasıyla aldığınızı mı düşünüyorsunuz?
- Mine sorunlu bir anneyle yaşadığı ve hayatında baba figürü olmadığı için elbette sorunlar yaşıyor. Çevremde bu şekilde sorunlar yaşamış birçok kişi var, ancak benim yaşantımda Mine’ninkiyle bir benzerlik yok. Ben birbirini seven ve değer veren bir aile içinde büyüdüm. Fazlasıyla sevgi aldığımı düşünüyorum. Ailemin her zaman yanımda olması hayatta daha güçlü olmamı sağlıyor.
İngiltere’den Türkiye’ye geldiniz. Burada tiyatro eğitimi aldınız. Neden ıngiltere’de kalıp orada sanatçı olmayı tercih etmediniz?
- Konservatuvarı bitireli iki yıl oluyor. Buraya geldiğimde 12 yaşındaydım. Haliyle, insanın o yaşta ailesine söz geçirme gibi bir şansı olmuyor. Yine de bu kararlarından çok memnunum.
TİYATROYA DÖNMEK İSTİYORUM
Genç bir oyuncu olarak düşlerinizi ne süslüyor? Broadway’de sahneye çıkma, Hollywood’a uzanma vs...
- Ben başarıyla ilgili çok da büyük hayaller kurmuyorum. İnsanın şansı basamak basamak gelir. Bunu iyi değerlendirdiğiniz zaman başarıya ulaşırsınız. Ben de tek tek çıkmayı tercih ediyorum o basamakları.
Hedefinizde neler var?
- İyi bir sinema filminde oynamak istiyorum. Aynı zamanda da okul yıllarımdan beri içinde pek yer alamadığım için çok özlediğim tiyatroya geri dönmek istiyorum.
AŞK İÇİN AİLEMDEN, İŞİMDEN VE KİŞİLİĞİMDEN VAZGEÇMEM
Aşk sizin için ne ifade ediyor? Aşksız yaşayabilir misiniz?
- Aşk, yaşanması gereken bir duygu. Karşılıklı olsa da olmasa da aşkı bir ödül olarak görüyorum. Hele karşılıklısı tadından yenmez... Yaşayanlar çok şanslı bence.
Aşk için nelerden vazgeçerdiniz?
- Nelerden vazgeçerdim bilmiyorum ama vazgeçemeyeceğim şeyler var; ailem, mesleğim ve kişiliğim.
İlk öpücüğünüzü hatırlıyor musunuz? Neler hissetmiştiniz? O ilk öpücüğü neye benzetirsiniz?
- Tabii ki ilk öpücüğümü hatırlıyorum. Hatta yaşadığım hiçbir şeyi unutmam da diyebilirim. ıçinde yaşadığım bir şeyi kelimelere dökmek o kadar da kolay olmasa gerek...
O KADAR UMUTSUZ DEĞİLİM
Bazen hayatı sorguladığınız, “Dünya nereye gidiyor, bu dünya için ne yapabilirim” dediğiniz oluyor mu? Örneğin “Yozlaştı, kirletildi” denilen bu dünyaya bir çocuk getirmek ister miydiniz?
- Açıkçası ben o kadar umutsuz bakmıyorum. Zamanı geldiğinde ve de maddi-manevi büyütebileceğime emin olduğumda bir çocuğum olmasını ve iyi bir aileye katılmasını isterim.