Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2008 00:00
EvBahçe dergisi "öncesi-sonrası" bölümü için bu ay İstanbul’un en eski, en sıcak, en kendine has semtlerinden birine, Kuzguncuk’a gitti. İkizler Ailesi’ne konuk olan ekip, evin seyrine doyum olmaz Boğaz manzaralı terasını baştan yarattı. İşte bu değişimin öyküsü ve sonuçları...
Telefonda konuştuğumuz Ece
İkizler’den öğrendiğimize göre kızları Asya’nın iki gün sonra doğum günü... Onlara sürpriz yapmak için sabahın ilk ışıklarında yollara düşüyoruz yine. Acaba Asya için ne yapabiliriz? Tabii ablası Defne’yi de unutmamalıyız. Yazın yenilikleriyle dolu raflar tam bize göre. İşte aradığımız yeşil renkli oturma grubu. İkizler Ailesi’nin kızları için özel bir köşe hazırlayabileceğiz. Uzakdoğu esintili şemsiye de çocukların çok hoşuna gidecek. Yeşil püskülleri Boğaz’ın serin havasında uçuştukça eğlenecekler.
Bununla yetinmeyip, aksesuvarları seçmeye devam ediyoruz. Renkli saksılar, yastıklar, mumlar yeşilin tonlarında buluşuyor. "Boğaz’ın mavisi ile doğanın yeşilini buluştursak güzel olmaz mı?" diye düşünüyoruz. Ve rotamızı fidanlığa çeviriyoruz. Mevsimin çiçeklilerini yan yana getiriyoruz. Begonyalar, mis kokulu yaseminler, pembeler içinde güneşe
göz kırpan güller, sarmaşık formunda petunyalar, her dem yeşil şimşirler, papatyalar... Hepsini yüklüyoruz ve Kuzguncuk’a doğru yola çıkıyoruz.
Sürprizimiz var
İkizler Ailesi’nin Kuzguncuk sahilindeki evini kolaylıkla buluyoruz. İki yıldır oturdukları bu ev, bir zamanlar Ece Hanım’ın dayısına aitmiş. Kendisi Boğaz’ın serin sularında yüzülen dönemleri bile hatırlıyor. Bugün Boğaz’ın asi çocukları yunuslar sularda oyunlar oynuyor. Karşıda Ortaköy, az ileride Boğaziçi Köprüsü, bakışlarınızı uzaklara diktiğinizdeyse Tarihi Yarımada, yüzyıllardır olduğu yerde en görkemli haliyle selam ediyor gelip geçenlere...
Ece Hanım’la sohbete başlıyoruz eşyalarımızı terasa taşırken. Güleryüzü, hoş sohbetiyle güzel bir gün geçireceğimizi hissediyoruz. Ece Hanım, üniversitede İngilizce dersleri veriyor. O bir öğretim görevlisi. Üniversite yıllarında tanıştığı Tankut Bey’le evlendikten sonra, eşinin işi dolayısıyla Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaşamaya başlamışlar. Üç yıl önceyse İstanbul’a dönmüşler. 10 yaşında Defne ve altı yaşında Asya biz konuşurken okuldan eve dönmek üzereydiler. Asya’nın iki gün sonraki doğum günü partisi için evde hazırlık son sürat devam ediyor. Biz de terası süsleyerek son dokunuşla görüntüyü tamamlamak için kolları sıvıyoruz.
Çalışma zamanı
Beyaz minderli ahşap bankın üzerine renkli yastıkları yerleştirerek işe başlıyoruz. Mavi ve yeşil tonları mobilyaya çok yakışıyor. Ön cephesine yerleştirdiğimiz yeşil ferforje metal oturma grubunun çocukların beğenisini kazanmasını diliyoruz. Yeşil ve mavi sırlı saksıları terasın bir başka köşesine koyuyoruz. Mumlar ılık yaz akşamlarını aydınlatacak, ay ışığına uyum sağlayacak.
Ortamı hareketlendirecek bitkileri yerleştirmeye başlıyoruz. Sarı papatyalar temmuzda hálá bizimle... Yanlarında şimşirler, mor ortancalarla uyumu yakalıyor. Mor-pembe petunyalar Boğaz’ın rüzgarına bıraktı bile kendilerini... Kaktüs ailesinin az su sever tozlu yeşil renkli üyesi Echveria’lar yan yana... Erica’lar, birkaç ay sonra hangi renkte açacaklar merak ediyoruz.
Doğum günü kızı geliyor...
Her şey hazır, Defne ve Asya’yı bekliyoruz. Ece Hanım, "Kızlar gördüklerinde heyecanlanacaklar, doğum günü öncesi güzel bir sürpriz olacak" derken mevsimin meyvelerini masaya getiriyor. Kirazları yerken yüzümüze sıcak bir esinti çarpıyor.
Sesler geliyor; işte kızlar karşımızda... Manzarayı görünce çığlığı basıyorlar. Beğendiklerine biz de seviniyoruz. Onlara çiçeklere nasıl bakmaları gerektiğini anlatıyoruz. Bilmiş gözlerle bizi dinliyorlar. Çiçekler emin ellerde; gözümüz arkada kalmayacak.
Gitme vakti
Sıcak bir günü renklerle, çiçeklerle doldurduk. Arkamızda gülen yüzler bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
İşte İkizler Ailesi’nin dergiye gönderdiği mektupMerhaba, biz dört kişilik bir aileyiz. İki yıldır Kuzguncuk’ta keyifli bir evde oturuyoruz. Manzaramız güzel ama yeşili çok özledik. Ufak bir terasımız var. Burayı biraz yeşillendirmek istiyoruz, ama iki yılda bu konuda pek de yetenekli olmadığımıza ikna olduk. Ne yazık ki doğru yardımı almayı da başaramadık. Lütfen bahçemizi güzelleştirin, sonra dileyin ne dilerseniz! Şimdiden çok teşekkürler...
Ece, Tankut, Defne ve Asya İkizler