Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2005 00:00
İlk albümleri Tamam Sustum neredeyse kaale alınmadı. Hatta çocuksu vokali yüzünden Deniz Özbey’e sinir olanlar bile oldu. İkinci albümleri Tatlı Sert’in de başına gelmeyen kalmadı. Albüm hazır olmasına rağmen bir türlü çıkamadı, çıktığı zaman da promosyon yapılmadı. Bir süre sonra bir remiks CD’siyle yeniden yayınlandı. Bu sefer de müzik şirketi kapandı...
Ama albüm buna rağmen şeytanın bacağını kırdı, şarkılar birer birer hit oldu. Deniz Özbey (36) ve Tuğrul Akyüz’den (36) oluşan Vega’dan bahsediyoruz. Soyadları farklı ama aslında karı-koca olan İkili, uzun bir aradan sonra yeni albümleri Hafif Müzik’le geçtiğimiz hafta nihayet ses verdi. Sony BMG ve GRGDN ortak çalışması olan bu yeni albüm güçlü sound’u ve şarkı sözleriyle, bir önceki albümün şansız kaderini yenecek gibi. İlk çıkış şarkıları Serzenişte şimdiden dillere düştü bile.
Birçok müzik eleştirmeni ikinci albümünüzün Türkçe rock müziğin de en iyi albümlerinden olduğunu düşünüyor. Üçüncü albümü hazırlarken bu başarı sizi kasmadı mı?
- Deniz: Biz, o albümün geldiği noktanın yeni yeni farkına varıyoruz. Tatlı Sert’in bu kadar konuşulduğunu Sony’nin bizimle albüm yapmak istemesinden sonra fark ettik. Farkında olmadığımız için de onun başarısını nasıl aşacağız diye tribe girmedik.
Üçüncü albümünüz Hafif Müzik’in Tatlı Sert’e göre biraz daha sert ve depresif olduğunu hissettim!
- Deniz: Yeni albümün depresif olduğunu kabul etmiyorum. Bence yine içinde çok hit var. Çevremizdekilere de ilk dinlettiğimizde ilgi göstermediler, ama dinledikçe ‘nasıl anlayamadık’ dediler.
- Tuğrul: İkinci albümde arka arkaya dinlendiğinde kalp çarpıntısı yapacak kadar hızlılık vardı. Bu bizi rahatsız etti. Bu albümde biraz da bilerek tempoyu düşürdük ve sertleştirdik.
Öyleyse bu albümde biraz daha ne yapmak istediğinin farkına varmış, gelişmiş bir Vega’dan söz edebilir miyiz?
- Deniz: Zamanla değişiyorsunuz tabii. Tamam Sustum ve Tatlı Sert, çok uğraşılmasına rağmen prodüksiyon olarak daha amatör albümler. Bu sefer ne istediğimizi daha iyi biliyoruz. Ben de çocuksu şarkı söylemek istemiyordum daha fazla. O yüzden müziği sertleştirdik ama benim vokalimle o sertliği dengeliyoruz.
Oluşum süreci nasıldı? Deniz, seninle en son karşılaştığımızda ‘Tuğrul aldı başını gidiyor, ben ona yetişemiyorum sözlerde’ demiştin.
- Deniz: Daha önceki albümlerde üretim paralel gitmişti. Ben Tatlı Sert’i bitirdikten sonra biraz nefes alayım dedim. O arada Tuğrul aldı yürüdü... Ortaya kısa sürede çok fazla malzeme çıktı. Ben bunun neresinden başlayacağım, ya yetmezse söyleyeceklerim dedim. O yüzden biraz uzun sürdü sözleri yazmam.
Ne zaman tamamlandı şarkılar?
- Deniz: Aslında albüme son şeklinin verilmesinde prodüktörümüz Serkan Hökenek’in büyük katkısı var. Serkan, Tuğrul’la benim yaptıklarımı toparlayan adam oldu. Altı ay beraber çalıştık. Serkan’a evimizde bir oda verdik. Evden çıkmadan çalıştık. Yelkovan Stüdyoları diyoruz oraya. Apartmanın adı. Çok az kayıt dışarıda yapıldı.
Ruhen nasıl hissediyordunuz bu albümün çalışmaları sırasında? Arkadaş olarak, sevgili olarak, karı koca olarak? Birlikte üretmek çok özel olsa gerek...
- Deniz: Tuğrul’la bizim yaptığımız şey beraber üretmek değil aslında. Birbirinin yaptıklarını beğenmek. Ben Tuğrul’u tanıdığım günden beri müzikte yaptığı her şey karşısında çok heyecanlanıyorum ve heyecanlandığım için de ben de üzerine bir şeyler yapayım diyorum.
Tuğrul sen de heyecanlanıyor musun Deniz’in sözleri karşısında? Çünkü Deniz, bütün şarkıları sana söylüyormuş gibi.
- Tuğrul: Ben bu konularda fazla konuşulunca büyünün bozulacağını düşünüyorum. Herkesin bir işi var ve ben Deniz’in yaptığı işe karışmak istemem. Biz bir şey üretirken birbirimizi odadan çıkarıp öyle yapıyoruz. Ben bir şey yaptıktan sonra onun üzerine Deniz’in dokunup bir şeyler yapması bana çok büyük haz veriyor.
- Deniz: Tuğrul’un ona yazdığımdan haberi bile olmuyor. Tuğrul sözlere aşırı derecede ilgisiz. Bu ilk başlarda hoşuma gidiyordu. Sonra sinirlenmeye başladım.