Karı-koca boşuna "biz hamileyiz" demiyorlar

Güncelleme Tarihi:

Karı-koca boşuna biz hamileyiz demiyorlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2008 00:00

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü geçen hafta bir röportajında eşinin her iki hamileliği sırasında onunla birlikte kendisini hamile gibi hissettiğini, hatta 10 kilo aldığını açıkladı. Aslında Üzümcü kuluçka sendromunun en tipik mağdurlarından biri. Nedeni henüz netleşmeyen durumun adı Kuvad, yani kuluçka sendromu. Eşi hamile kalan erkeğin, gebelik belirtileri yaşamasına deniyor. Üzümcü haline şükretsin. Daha ne şikayetler var: İştahta değişme, kokuya hassasiyet, mide bulantısı, kusma, sırt ağrıları, sinirlilik, stres, uyku sorunları...

Levent Üzümcü yalnız değil. Eşi hamile olan 100 erkekten 20’si hamile olmadıkları halde benzer belirtileri yaşıyor. Couvade (kuvad) sendromu yani yalancı hamileliğe yakalanan baba adaylarında en sık, bulantı, kusma, şişkinlik, iştah değişiklikleri, sindirim sorunları, karın ağrısı, gaz sancısı, nedeni açıklanamayan baş ağrıları, sinirlilik, gerginlik, kilo gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Ama yapılan tetkiklerde herhangi bir fiziksel soruna rastlanmıyor.

Belirtiler hamileliğin ilk üç ayında ortaya çıkıyor. Fakat asıl ikinci üç ayda artıyor. Burada ilginç bir durum var. İkinci üç ay anne için hamileliğin en rahat dönemi. Anne adayının tam rahatladığı bu aylar, Kuvad sendromuna yakalanan baba adayının en sıkıntılı zamanları. Ve sorunlar doğumun gerçekleştiği ana kadar devam ediyor. Şiddeti kişiden kişiye değişiyor. Dışarıdan birinin fark edemeyeceği kadar hafif seyredebileceği gibi, gerçek bir ruhsal bozukluk halinde de gelebiliyor.

AÇIKLAMAYA ÇALIŞAN TEZ ÇOK

Dünyada sendromun kuzeyli erkeklerde görülme sıklığı yüzde 11-79 arasında. Güneyli toplumlarda bu sendroma yönelik yayın henüz yok. Türkiye’den elimizdeki tek veri Ege Üniversitesi’nde 150 çiftle yapılan bir araştırma. Bu araştırmaya göre, hamilelik döneminde baba adaylarının yüzde 28’si yorgunluk, çabuk yorulma, yüzde 20’si normalden daha az aktif olma gibi belirtiler yaşıyor. Yarısından fazlası endişeli. Yaklaşık üçte biri ise kendisini normalden daha iyi hissediyor.

Bahçeci Klinik Psikoloğu Işıl Ertüzün’e göre, antropolojik araştırmalar erkeklerin eşlerinin hamilelik sürecine giderek daha fazla destek olmayı arzu ettiklerini gösteriyor. Ama bu yalancı hamilelik halinin nedeni henüz net değil. Bazı araştırmacılar kendi çocukluğunda babasından uzak olan baba adaylarında sendroma daha sık rastlandığı görüşünde. Bilinçdışı bir hamile kalma arzusundan ve bunun çeşitli faktörlerle bileşiminden bahsedebiliriz.

Sendromu açıklamaya yönelik tezlerden biri de erkeklerin hamileliğinin, eşinin hislerini yaşamasının dışavurumu olması. Başka bir deyişle, hamile eşiyle bütünleşmesi. Kültürel baskı, fiziksel süreç ve yeni duruma uyum sağlamak için erkeklerin hamilelikle ilgili belirtileri yaşadığını öne sürenler de var.

Henüz araştırılmamış bir başka açıklama ise erkeklerin eşlerinin hamileliğini kıskanmaları ve bilinçdışı bir hamile kalma arzusu. Bu teze göre sendroma, hamile eşe veya doğmamış bebeğe karşı bastırılmış düşmanlık yol açıyor.

Sadece Ebru değil ben de hamileydim

OYUNCU LEVENT ÜZÜMCÜ


Hem Ada’yı (6), hem Batu’yu (1.5) beklerken benzer duyguları iki kez yaşadım. Sadece eşim Ebru değildi hamile olan. Biz hamileydik. Ebru bebekleri, ben Ebru’yu taşıdım. Ebru hiç aşermedi, midesi de bulanmadı. Belki aşerseydi ben de aşerirdim, midesi bulansaydı benim de bulanırdı. Ama birlikte benzer duyguları yaşamanın yanında, eşimle birlikte kilo aldım. Bu hamilelik hallerini gayet doğal buluyorum. Benim için baba olmak önemli. Bebeğimizi ilk kez ultrasonda izlediğimizde ağladım. Hatta doktor, döllenmiş yumurtayı gördüğünde ağlayan baba ilk kez gördüm, demişti. Seven kadın erkeğinden, seven erkek de kadınından çocuk ister! Bu kadar önemsediğim bir kadının hamilelikte yaşadıklarından etkilenmemem mümkün değil.

İLKEL KABİLELERDEN BERİ VAR

Kuvad sendromu Fransızca kuluçka/couvade sözünden geliyor. Bu deyimi ilk kez ilkel kabileleri araştıran İngiliz Antropolog Sir Edward Taylor 1865’te kullandı. Bu kabilelerde eşi hamile kalan erkek bazı ritüeller uyguluyordu. Özel yemekler yiyor, özel kıyafetler giyiyor ya da bazı davranışlarına sınırlama getiriyordu. Bebeğin doğaüstü güçlere maruz kalmaması için anne doğum yaptığı esnada baba da bir yatağa yatıp, sanki doğumu kendisi yapıyormuş gibi doğum ağrıları çekiyordu. Böylece kötü ruhların dikkati dağıtılarak bebeğe yönelmesi engelleniyordu.

Modernleşme sonrası erkekler doğum sürecinin dışına itildiler. Doğumların evde değil hastanede yapılması, erkeği daha da uzağa itti. Ama son yıllarda aile yapısı ve toplumsal hayat yeniden değişim içinde. Kadın ve erkek çalışma hayatını paylaştığı gibi ev hayatını da paylaşıyor. Babalar da hamilelik eğitimlerine katılıyor, nefes egzersizleri öğreniyor ve doğuma giriyor. Eşi doğuran erkeklere izin veriliyor. Hamileliğe karar verme aşamasından itibaren algıları açılıyor ve babalığa içlerinde bir yer açıyorlar.

KARŞI ÇIKANLAR NE DİYOR?

Sendromun bir adı da sempatik hamilelik. Sempati burada sevimlilik anlamında değil. Hamile eşiyle bütünleşme, onunla empati kurma anlamında kullanılıyor. Bu yüzden sendromun gerçekliğinden şüphe edenler de var: Bunlar babaların iştahının artmasının, kilo almasının, eşinin iştahının artmasından kaynaklanabileceğini söylüyorlar. Bulantı, kusma gibi şikayetlerden ise tamemen sindirim sistemi hastalıklarını sorumlu tutuyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!