Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2004 00:03
Karbonhidratların kilo aldırdığı söylenir. Peki karbonhidrat ağırlıklı beslenen Çinliler neden hep inceciktir, hiç düşündünüz mü?Yediğiniz karbonhidrat türüne de, protein türüne de dikkat etmedikçe sağlıklı olamazsınız. Karbonhidratları taneli besinlerden, proteinleri ise sebzelerden almalısınız.
Kalabalık, çok çocuklu ailelerde ortanca çocuklar, arada kalmanın ezikliğini yaşarlar. Ve genellikle de sessiz, uysal kişiler olurlar. Bu özellikleri yüzünden de kenarda köşede kalıp, önemsenmezler. İşte karbonhidratlar da besin ailesinin önemsenmeyen ortanca çocuğudur. Yağlar, çok fazla tepki yaratır, meyve ve sebzeler hep övülür. Oysa hemen her beslenme programında, alınan kalorinin
aslan payı karbonhidratlardan gelir. Karbonhidratlar, kilo artışında da çok önemli rol oynarlar. Karbonhidratsız beslenme programı yeniden gündeme gelinceye kadar, karbonhidratların yağlara göre çok daha zararsız olduklarına inanılıyordu. Bu inancın yaygınlaşmasında Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin beslenme alışkanlıkları önemli rol oynadı. Genelde Çinlilerin besinlerinin büyük bir bölümünü çok az protein ve yağ katılmış karbonhidratlar oluşturuyor. Çin’de kalp hastalıklarına yakalanma oranı ise çok düşük. Bu iki bulguyu birleştiren beslenme uzmanlarının bazıları, Çin’de kalp hastalıklarına yakalanma oranının düşük olmasını fazla karbonhidrat- az yağ kuralına dayalı beslenme düzenine bağlamışlardı. Bugün de Amerikan Kalp Derneği, Amerikan Kanser Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı beslenme önerilerinde karbonhidratlı besinlere ağırlık veriyorlar. Amerika’da hazırlanan beslenme piramidinin temelini de karbohidratlı besinler oluşturuyor. Bir bitkinin yerini değiştirdiğiniz zaman, bitki yeni ortamına kolay kolay uyum sağlayamaz. Kimi zaman da yabancı ortam bitkiye zarar verir. Aslında organ nakillerinde de aynı durum söz konusu olabilir. Vücut yabancı kitleyi reddeder. Beslenmemizde de benzer durum dikkat çekiyor. Yağlı besinleri azaltıp daha çok karbonhidratlı besinlere ağırlık vermeye başlayınca, fazla kilo sorunu daha da yaygınlaştı. Ayrıca kalp hastalıklarından ölenlerin sayısındaki artış da dikkat çekmeye başladı. Fazla kilolara bağlı olarak, diyabet vakalarında da yüzde kırk oranında artış görüldü.
ÇİNLİLER BİLE KİLO ALMAYA BAŞLADIBu açıklamalar ister istemez zihinleri karıştırıyor. Çinliler karbonhidrat ağırlıklı besinler sayesinde kalp hastalıklarından korunup kilo almazken, batıda bunun tam tersi gerçekleşiyor. Karbonhidratlar açısından, doğu- batı farkı nedir? Bu soruyu cevaplamadan önce bir gerçeğe dikkatinizi çekelim: Ortalama olarak, Çinliler batılılardan çok daha az kiloludurlar ve fiziksel bakımdan çok daha fazla hareketlidirler. Ağırlık ve egzersiz önemli unsurlardır. Elde edilen yeni bulgular, karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin ince yapılı ve hareketli kişiler üzerindeki etkisi, fazla kilolu ve hareketsiz kişilerin üzerindeki etkisinden çok farklı olur. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin kalp ve diyabet gibi hastalıklara karşı herkesi koruduğunu iddia etmek yanlıştır. İşin ilginç yanı, son zamanlarda Çinlilerin eskisi kadar fazla hareket etmemeleri sonucunda kilo almaya başlamaları ve buna paralel olarak da Çin’de kalp ve diyabet hastalıklarına daha çok rastlanması. Karbonhidratlar konusunda ikinci büyük problem de yediğimiz karbonhidratların türlerine hiç dikkat etmememiz. Çarçabuk sindirilen ve hemen kana karışan rafine edilmiş karbonhidratlar vücuda zarar verebilirler. Bu tür karbonhidratlar kan şekeri, kolesterol ve ensülin oranının artmasına neden olurlar. Başka bir deyişle kalp ve diyabet hastalıkları riskini artırırlar. Bu durumda taneli besinlerden sağlanan karbonhidratların tercih edilmesi en doğru davranış olur. Taneli besinlerden, meyve ve sebzelerden alınan karbonhidratlar,
kalori kaynağınızın büyük bir bölümünü oluşturmalı. Beyaz undan yapılmış ekmek, kahverengi pirinç, irmikten yapılmış makarna, yulaf ve bulgur gibi besin maddeleri karbonhidratların yüz aklarıdır. Bu yiyecekler sizi pek çok hastalıktan korumakla kalmazlar aynı zamanda sofranızda da çeşitlilik sağlarlar.
Derleyen: Azize BERGİNProtein ve kronik hastalıklar PROTEİN VE KANSERProteinli besinlerin pek fazla önemsenmediği Japonya’da kansere yakalanma oranının batılı ülkelerdekinden daha düşük olduğunu belki duydunuz. Bu açıklama sadece bir iddia. Aslında Japonya ile batı ülkelerinde kansere yakalanma olasılığı açısından bir fark yok. Sadece her ülkede değişik kanser türleri fazlalık gösteriyor. Bu arada bol miktarda protein alan meme kanseri hastalarının diğerlerinden daha uzun yaşadıkları saptandı. Bütün bu iddiaların kanıtlanabilmesi için araştırmalar yapılması gerek.
PROTEİN VE KALPKarbonhidratlı besinleri azaltıp yerine proteinli besinlerle beslenmek, kalp krizi tehlikesini artıran trigliseridleri azaltıyor. Ayrıca iyi kolesterol dediğimiz koruyucu kolesterol miktarını artırıyor. Özetle proteinler kalp hastalığı tehlikesini büyük ölçüde önleyebiliyorlar.
PROTEİN VE DİYABETAlınan besinlerdeki protein miktarının yetişkinlerde görülen diyabetin gelişmesinde etkili olmadığı gözlendi. İnek sütünde bulunan proteinin çocuklarda diyabet hastalığının gelişmesinde rol oynadığı biliniyor. Bu nedenle küçük çocuklara inek sütü içirilmesi tavsiye edilmiyor.
PROTEİN VE ALERJİLERTıp literatüründe protein kaynaklı alerji vakalarına çok sık rastlanıyor. Yumurta, balık, süt, fıstık, fındık gibi besinler bazı kişilerde alerjik tepkiye neden oluyor. Bazı çocuklarda da kronik kabızlığa neden olabiliyorlar. Bazı proteinlerin alerji yapabileceklerini asla akıldan çıkarmamak gerekiyor.
PROTEİN VE KİLOLARKarbonhidratlardan alınan kalorilerin yerine proteinlerden kalori almanın kilo vermek ya da vücut ağırlığını sabit tutmak için uygulanacak iyi bir yöntem olduğu biliniyor. Düşük kalori yüksek karbonhidrat modeli diyetler yerine, protein ağırlıklı diyetlerin uygulanması çok daha akıllıca ve yararlı olur. Proteinli besinlerin mideden bağırsaklara geçişi yavaş olduğu için bu besinler sizi daha uzun süre tok tutar. Vücut ağırlığını kontrol altında tutmak isteyenlerin proteinli besinlere ağırlık vermeleri gerekiyor.
Proteinleri nasıl tükettiğiniz önemli Protein hepimiz için yaşamsal önem taşıyor. Sağlıklı beslenmenin en önemli koşulları arasında balık, tavuk, ve sebze kaynaklarından protein alıp, daha az kırmızı et ve süt ürünleri tüketmek gelir. Şimdi açıklayacağımız husus sizi çok şaşırtacak. Saçlarınız ve deriniz büyük ölçüde proteinden oluşur. Kaslarınız, kanınızdaki hemoglobin (oksijen taşıyıcılar) hayatta kalmanızı ve hareketli olmanızı sağlayan enzimler proteinden oluşur. Aslında insan vücudu en az onbin değişik proteini bünyesinde barındırır. Laboratuvar çalışmalarından ve diğer araştırmalardan öğrendiğimiz kadarıyla yetişkinler için bir günde, ağırlıklarına göre, kilo başına 1 gram protein gereklidir. Şöyle ki: 60 kilo ağırlığındaki bir kişi her gün 60 gram protein almalıdır. Protein içeren yiyeceklerin sayısı pek fazla olduğu için protein eksikliği sık görülmez. Örneğin bir küçük kase yoğurt, bir miktar tavuk eti ve pirinç pilavı size 60 gram protein kazandırır. Hayvansal besinlerden elde edilen protein ile sebzelerden elde edilen protein arasında sağlık açısından önemli farklar var. Beslenme düzeninizde hayvansal proteinlere ne kadar fazla yer verirseniz, kalp hastalığı riski o kadar artar. Eğer sebzelerden protein almayı tercih ederseniz kalp hastalığı riski azalır. Proteinlerin kendilerinden çok tüketilme yöntemleri önem taşıyor. Örneğin tavuk etini kızartmaya kalkışırsanız, sağlığınız zarar görür. Ayrıca proteinli besinlerde varolan başka maddeleri de dikkate almak gerekiyor. Örneğin dana etinde bol miktarda doymuş yağın bulunması, sağlık için tehlike oluşturuyor. Dana etinin yağsız olmasına dikkat ederseniz, tehlikeyi bir ölçüde atlatırsınız.
Basit karbonhidratlar Karbonhidratlar, geleneksel olarak iki kategoriye ayrılır: Basit ve karmaşık. Basit karbonhidratlar, beslenmenin kötü çocukları olarak tanımlanırlar, karmaşık karbohidratlar ise altın çocuklar sayılırlar. Ama bunlar genel bir benzetmedir. Basit karbohidratların hepsi kötü değildir.Basit karbonhidratlar, şekerlerdir. En basit, basit karbonhidratlar da glukoz fruktoz (meyve şekeri) ve galaktoz (Süt şekeri) dur. Basit karbonhidratlar bize enerji verirler, başkaca bir yararları yoktur.Gelelim karmaşık karbonhidratlara. Yiyeceklerimizde pek çok karmaşık karbonhidrat bulunur ama en önemlisi nişastadır. Karmaşık karbonhidratların bazıları sindirilemez ve hiçbir değişikliğe uğramadan mide ve bağırsaklardan geçerler. Sindirilemeyen karbonhidratlara lif diyoruz. Lifler beslenme düzenimizde önemli rol oynar.
YARIN: YENİ HARİKA: SOYA ÜRÜNLERİ