Şehriban OĞHAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2011 00:00
17 yıldır Bodrum’da beş yıldızlı otel işleten Hüsniye Kaya, geçen yıl rahat hayatını bırakıp kendini varoşlara adadı. İstanbul’da kurduğu Toplumsal Kadın Hareketi Derneği, seyyar sınıflarla kadınların ayağına gidip okuma-yazma öğretiyor. PKK’nın da tarikatların da cehaletten beslendiğini savunan Kaya, hayata geçirecekleri ‘karavan okul’la eğitimde çığır açmayı hedefliyor
Altgeçitteki duvarın dibinde iki kız çocuğu oturuyor. Önlerinde kağıt mendil paketleri. Hüsniye Kaya eğilip isimlerini soruyor. Biri “Hüner” deyince “Ne güzel isim” diyor. 13 yaşında olduğunu söyleyen Hüner’den “Okula gitmiyorum”u duyunca yutkunuyor ve dönüp: “Alın size bir örnek daha” diyor.
Hüsniye Kaya, merkezi Maltepe’deki Toplumsal Kadın Hareketi Derneği’nin (TOKHADER) başkanı. Bir yıldır İstanbul’un varoşlarında okul yüzü görmeyen kadınlara okuma-yazma öğretiyorlar. Diğer derneklerden farkları, sınıfı kadınların ayağına götürmeleri. Yetmiyor; ders boyunca kadınların çocuklarına da bakıyorlar: “Böylece ‘Kocam izin vermiyor, param yok, uzak olduğu için gelemiyorum, çocuğum var’ gibi tüm gerekçeler ortadan kalkıyor” diyor.
İstanbul’un Anadolu yakasındaki altı bölgede, halk eğitim merkezleri işbirliğiyle 60 mezun vermişler. Halen göçmenlerin ve Romanların çoğunlukta olduğu Aydınevler’de faaller. Ama orada hedef kitle farklı: “Anaları kurtarırsan, çocukları da kurtarırsın diye düşünüyorduk. Ama baktık ki analar kabullenmişler her şeyi ve bir düzen kurmuşlar, sorun çocuklar. Neredeyse yüzde 80’i okulu bırakmış. Dışlanmayan bir çocuk okulu bırakır mı? 12-13 yaşında, 2 ve 3 hatta 4’üncü sınıfa gidip okuma-yazma bilmeyen çocuklar var. Bir gün gidiyor, bir ay gitmiyor çünkü. Onların içine girdik. Amacımız sevgiyle, ilgiyle, bilgiyle bu özgüvenlerini kazandırıp okula dönmelerini sağlamak.”
CEHALET OYUNUNU BOZUYORUZ Henüz yeni bir dernek oldukları için mezunlarının sayısı düşük, ancak hedefleri büyük. Önce şubelerini artırmak istiyorlar. Hüsniye Kaya Güneydoğu ve Doğu’ya yayılmak için önceliği Bingöl’e vereceklerini söylüyor. Hedef kitlelerine daha da yakınlaşmak içinse farklı bir proje üzerinde çalışıyorlar: Karavan okul.
“Sponsorlarımız olacak ve adlarını onlar koyacak. Büyük şirketlerle işbirliği yapmak istiyoruz. Üniversitelerle de temasımız var. Aslında her köy derneği kendi cahilini okutsa bu iş bitecek ama olmuyor. Ben bizzat tanık oldum. Yeni doğmuş çocuk, diş çıkaracak, dişi ağrıyor. Kocası ‘Kız Meryem duayı tersten okuyorsun, düzden oku ağrımasın’ diyor. Bu cehalet bitmediği sürece o çocuklar kurban olmak zorunda. Şu anda PKK da, tarikatlar da memleketin cehaletinden besleniyor. Kadının biri çıkıp, “Ben ayağınıza geldim” diyerek bir anda oyunu bozuyor. Gönlüm istiyor ki tüm dernekler bir eğitim seferberliği başlatsın.”
Hüsniye Kaya aslında bir iş kadını. Geçen yıl, 17 yıldır işlettiği Bodrum’daki beş yıldızlı otelini babası ve oğluna bırakarak kendini varoşlara adadı. Haftanın beş günü en az ikişer saatini bu bölgelerde geçiriyor. Kadınlara okuma-yazma öğretmekle kalmıyor kah görgü kurallarını anlatıyor, kah
Atatürk ve Hz.Muhammed’i... Kendisinin de o bölge kökenli olmasının etkisiyle kısa zamanda Kartal, Gümüşpınar, Soğanlık, Başıbüyük, Aydınevler, Gülensu gibi semtlerin Hüsniye Ablası olmuş.
BİR TÜR İBADET “Bu benim ibadetim” dediği gönüllü eğitmenliğine nasıl başladığını anlatırken de; “Bir önceki seçimde CHP’nin İstanbul milletvekili adayıydım. 23. sırada olmama rağmen bu bölgelerde yoğun olarak çalıştım. Buradaki boşluğu o zaman fark ettim. Seçilemedim ama aklım oralarda kaldı. Geçen yıl derneği kurduk, tüzüğümüzde eğitim çalışmaları yapabileceğimize dair hükümler de var. Ev ev dolaşıp okuma-yazma bilmeyen kadınlara ulaştık. Bir sınıfımda dört berdelli kadın vardı. Meğer berdel karşılıklı kız alıp vermenin ötesindeymiş. Bir evlilik biterse diğeri de bitiriliyormuş. İki aylık eğitim bitti. Kadın yanıma gelip, ‘Ben kocamı seviyom, gerekirse karakola gidecem, boşamayacam onu’ dedi. O özgüvensiz kadınların içinden pırıl pırıl kadınlar çıkıyor” diyor.
Gönüllü öğretmenlerin yanı sıra kendisinin de derslere girdiğini belirten Kaya, okuma-yazmayı türkülerle öğretiyor. Yeni öğrenilen kelimelerle ezbere bilinen türkülerdeki kelimelerin örtüşmesinin işi kolaylaştırdığını anlatırken övünüyor: “Bu taktik de bize ait. Şimdi bir ayda söküyorlar harfleri.”
DÖRT DÖRTLÜK KADIN Kaya her şeyini ortaya koymuş bu iş için. Derneği gelirine ortak etmiş, Maltepe’deki üç katlı binanın kirası dahil aylık yaklaşık 5 bin liralık sabit gelirini cebinden karşılıyor. “Ben bu yola baş koydum” derken bu dipsiz kuyunun gittikçe kendisini içine çektiğini belirtiyor. “Bu işi milletvekili ya da belediye başkanı olmak için yapıyor” diyenlere de şu sözlerle sesleniyor: “Sokağa çıksanız 100 liranızın nereye gittiğini biliyor musunuz? Ama burada, bir çocuğun gülüşü olarak dönüyor size. Var mı bunun ötesinde bir şey!”
“Peki yok mu böyle hayalleriniz” sorusunaysa şu karşılığı veriyor: “Şimdilik öyle bir niyetim yok ama gelecekte çok büyük yerlere geleceğim. Gönlümdeki hizmet aşkı öyle büyük ki dernek kesmeyecek beni. Mesela 2023’te, Cumhuriyetin 100. yılında neden ilk kadın cumhurbaşkanı olmayayım? Hedefini yüksek tutmazsan kanın kaynamaya devam etmiyor. Kendimi en mutlu, doğru, verimli ve kendim gibi hissettiğim dönem” derken gülüyor: “44 yaşındayım, şimdi 4/4’lük kadın oldum!”
ZEKA TESTİNDE DAHİ ÇIKTI Hüsniye Kaya Erzurum doğumlu. İstanbul’a 1.5 yaşındayken göçmüşler. Müteahhit baba Aziz Kaya da, ‘tam bir Osmanlı kadını’ dediği anne de liseyi dışarıdan bitirmiş. Avukat olmak isterken muhasebe ve otel yönetimi okuyup babasının otelinin başına geçti ama okumayı bırakmadı. Hala AÖF işletme 4. sınıf öğrencisi. “Alıcılarım çok açık. Rahatsız olacağım derecede bir hafızam var. Bir gün Einstein’in ‘İnsanların ancak yüzde 2’si çözebilir’ dediği problemi (zebra bulmacası) 5 dakikada çözdüm. Zekamı ölçtürdüm, dahi çıktı. Aslında standart bir öğrenciydim ama ödüllü problemleri ilk ben yapardım.”