Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2001 00:00
HAYAT; sadece mutlu olmaya çalıştığında ya da mutlu etmeye çalıştığında seni hiç beklenmedik yerlere savurur. Ne hayaller taşırdı yüreklerimiz; umutlarla, mutluluklarla süslerdik hayatı. Hiçbir zaman sararmış yapraklara, kurumuş topraklara yer yoktu, hayatımızda. Küçüktük, ama yüreklerimiz öyle büyüktü ki. Saflıklarıyla, çocuktuk ama temizdik. Hayat seni çok farklı koşullarda, hiç beklemediğin, ne olduğunu henüz anlamamışken, farklı bir yere sürükler rüzgárıyla, hayallerinden uzak. Bir nehir gibi akıp gidiyor ömrümüz. Nehrin olunması gerektiği yerde değiliz. Akıntıya kapıldık bazı zaman. Bir dala tutunduk, gücümüzün yettiğince. Ta ki o dal çürüyüp, kopana kadar. Yaşamaya çalıştık, káh başardık, káh başaramadık. Bazen bu hayatta nefes aldığımıza şükreder hale geldik. Kendi umutlarımızı, hayallerimizi bıraktık, kendimizden bir parça saydığımız bizlerin mutlulukları için yaşadık. Bir yerde yanlış yapıyorduk. Hayatla bir oyuna girmiştik. Kazanmalıydık. Günden güne oyunu kaybediyorduk, hayallerimizle birlikte. Hayat, oyun karşısında kazandıkça bizden bizi götürüyordu. Düşünmeliydik! Bizde kalan diğer bizi kurtarabilmek için. Ama çözüm yok denecek kadar az görünüyordu.Anlatmak istiyorsun, ama kelimeler yetersiz, zaman az geliyordu. Her şeyi yazmalıydık. Seni anlayacak birileri olmalıydı bu hayatta. Rüzgárın yönü, nehrin belirsizliği seni bilmediğin yerlere sürüklüyordu. Çaresiz kalmış, istemediğin kaktüste ufak bir çiçek olmaya çalışıyordun. Büyüyordun belki de ama, hayır bu olmamalıydı büyümek!Bu bir sitemkárlıktı belki de. Yüreğindeki umutları, sevinci, mutluluğu bastıran güce, hayata karşı bir sitem. Hiçbir zaman olmadı senin hayallerin. Yalan! Sen hep başkalarının hayallerinin hayallerini yaşatmaya çalıştın. Özgür irade kavramı yoktu. Bu bir masaldı. Okuduğun bir roman ya da başkahramanı sen olmasını istediğin bir tiyatro, belki de acı bir
sinema. Tabiri caiz ne olursa olsun sadece hayallerin içindeki hayaller hepsi, gerçeğe aykırı. Ya isyan edeceksin savaşı kazanmak için, ya da kendi isteğinle esir alacaklar seni. Ellerin ceplerinde teslim ol! Başın eğik umutlarına karşı. Sen bir kahraman ya da kötü bir oyuncu. Ya kamerayı yönet, ya da figüran kal. Karar senin, doğru ya da yanlış.Şenay KILIÇ-İSTANBULKayıp gidiyoruzÖĞRETİM üyesi İnci Gökmen'den milletvekillerine... Biz öğretim üyeleri, boğaz tokluğuna işleri yürütmeye çalışıyoruz. Bir arkadaşım, en son ayakkabısını ne zaman aldığını hatırlayamadı. Öğrencilerimiz arasında aç olanlar var. Üniversiteden mezun olan gençlerin en kaymak tabakası geri dönmemek üzere yurtdışına gidiyor, oysa bu gençlere ülkemin ne kadar çok ihtiyacı var. Bu insanların eğitilmesi, fakir insanlardan alınan vergilerin katkısı ile olmuştu. Ülkemin geleceği hızla ayaklarımızın altından kayıyor. Ekonomik zorluklar içinde milyonlarca insanın kıvrandığı bir ülkede maaşınızın bir kısmını üniversitelerdeki gençlerin eğitimi, onların karınlarını doyurmaları için burs olarak vereceğinize, tutup kendinize kıyak çekiyor, maaşınıza katmerli zamlar yapıyorsunuz. Ülke olarak eğitime öncelik vermezsek hiçbir yere gidemeyiz. Şimdiye kadar sizleri beceriksizlikle suçluyordum ama artık pek çoğunuzu bencil, halkını umursamaz insanlar olarak görüyorum.DR. Ali Haydar: Milletvekillerinin kendilerine sağladıkları ayrıcalıklı değişiklikler konusunda, veto etmesi ya da referanduma sunması için Cumhurbaşkanı'na başvuralım. (cankaya@tccb.gov.tr) Bugün iki satır yazı yazmaya çekinirsek gelecekte daha kötü günler görürüz. Liderlerin vekillerine ve partilere boşuna yazmayınız, Meclis web sitesinde yayınlanan e-mail adreslerinden hemen hiçbiri çalışmamaktadır.GÜNÜN SÖZÜ‘‘Başarısızlıklar, insanları başarılı olmak için kamçılar.’’(Theodor Fontane)
button