Güncelleme Tarihi:
Akdeniz Odalar Birliği’nin de (ASCAME) başkanı. İtalya Liyakat Nişanı’nın ardından Fransa`nın Legion d`Honneur nişanı şövalye mertebesiyle ödüllendirildi. Beş dil bilen Dr. Murat Yalçıntaş bir tek kendisini anlatırken zorlanıyor. Bugüne kadar özel hayatıyla ilgili hiç konuşmayan Yalçıntaş’la önceki hafta Meksika’da düzenlenen 7. Dünya Odalar Yarışması’nda İTO adına sosyal sorumluluk birincilik ödülü almasını bahane ederek buluştuk.
“Beni hayatta en çok yanlış anlaşılmak ve haksızlığa uğramak üzer, üzüyor da... Bilmiyorum, belki de yaşadıklarımın etkisiyle böyle hissediyorum. Başkanım evet ama ben de insanım”
- İTO’ya ‘Dünyanın en iyi odası’ ödülünün verilmesine neden olan ve ‘En iyi kurumsal sosyal sorumluluk projesi’ seçilen ÖZİMEK nedir?
- Dünya Odalar Kongresi iki yılda bir düzenlediği bu yarışmaya dört yıl önce faaliyete geçirdiğimiz ÖZİMEK projesiyle katıldık. ÖZİMEK, ücretsiz bir meslek edindirme ve geliştirme projesi. Yaş ya da cinsiyet ayrımı yok. Bugüne kadar 27 bin 832 kişi sertifika aldı. 171 kurs dalımız var. Bilgisayarla mobilya tasarımcılığından gaz altı kaynakçılığına kadar pek çok farklı alanda eğitim veriyoruz.
- Bu kurslardan mezun olanlar iş bulabiliyor mu, sonrasında takip edebiliyor musunuz?
- Tabii ediyoruz. Yüzde 75’inin hayatında iyileşme oldu.
- Son aylarda ardı ardına okul açıyorsunuz. Bu okullar da İTO adına mı açılıyor?
- Okulları yaptırıyor ve Milli Eğitim’e hibe ediyoruz. Tamamen bağışçıyız yani. 1968’den beri okul yaptırıyoruz. Ben göreve geldiğimde 14 okulumuz vardı. Şu anda sayımız 44’e çıktı.
- Beş yılda 30 okul mu yapıldı...
- Bazıları yapıldı, bazılarının temeli, bazılarının da imzaları atıldı. En geç bir buçuk yıl sonra hepsi eğitim vermeye başlayacak. İstanbul’da ağırlıklı olarak meslek lisesi yaptırıyoruz. Otistik çocuklar için de biri Bağcılar’da, diğeri Kurtköy’de iki okul yaptık. Bilim sanat merkezleri de yapıyoruz. Eğitimin her alanını kapsamaya çalışıyoruz. Anadolu’da da okul yapımına başladık. Ancak bunun için bazı engellerin aşılması gerekti.
İSTANBUL DIŞINDA OKUL İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK
- Neden?
- İki yıl evvel Sayın Cumhurbaşkanımıza İstanbul’da yaptırdığımız okullardan bahsettik. Cumhurbaşkanımız, “Bu okulları Anadolu’ya taşımalısınız. Hatta her okula oranın bir şehidinin adını verin ki, orada eğitim alan çocuklar milli bilinçle yetişsin” dedi. Samsun’da Şehit Binbaşı Kibar Koç anısına bir okul yapımı için girişimde bulunduk. Tam ihaleye çıkacağımız sırada bir yazı geldi: “Odaların kendi illeri dışında okul yapmasına müsaade yoktur.” İki yılımızı aldı bu sorunu çözmek.
- Okul yaptırmak dışında nerelere katkıda bulunuyorsunuz?
- Tabii bu arada sadece okul da yapmıyoruz, İstanbul’daki devlet üniversitelerinin ekonomi ve işletme bölümlerinde okuyan öğrencilere karşılıksız burs veriyoruz. 1320 öğrencimiz var. Ayrıca tarihi eserlerin restorasyonunu yapıyoruz. Hatta Yeni Camii Hünkar Kasrı restorasyonuyla 2010 Yılı Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülleri Europa Nostra Ödülü’ne layık görüldük.
- Yaptığınız çalışmalarla ödüller alıyorsunuz. Peki siz kendinizi nasıl ödüllendiriyorsunuz?
- Benim en büyük ödülüm bu başarılar zaten.
- Sizinle ilgili özel bir şeyler öğrenmek çok zor...
- Çünkü kendimle ilgili çok şey bilinmesini arzu etmiyorum. Öne çıkması gerekenin ben değil yaptığım işler olduğunu düşünüyorum. Oda başkanı seçildiğimden bu yana çok demeç verdim ama ekonomi dışında hiç konuşmadım. Herkesin kendi işini yapması gerektiğine inanıyorum. Kişinin sözünün muteber olması mühimdir.
Yalçıntaş’ı Cemile Sultan Korusu’nda tenis kortuna soktuk. Çizgi roman hayranı olduğunu, yelkenden kayağa, dövüş sanatlarından yogaya kadar pek çok hobisi bulunduğunu öğrendik.
Bir de emeklilik planını: Şimdiden Bergama’da marul, domates ve altın çilek yetiştirmeye başlamış.
İNSANI İŞ DEĞİL KÖTÜ NİYET YORAR
- Sizi en çok ne mutlu eder?
- Sevdiğim işi yaparken hele de iyi yapıyorsam mutlu oluyorum. Beni yoran, üzen, mutsuz eden hiçbir zaman yoğun iş tempom değil.
İş, insanı yormaz. İnsanı başka insanlar yorar. Kötü niyetli insanlar...
- Bu kötü niyetli insanların yarattığı yorgunluktan nasıl kurtuluyorsunuz?
- İnsanın dik durabilmesi için üç vasfının sağlıklı olması lazım. Önce ruhunun sağlam olması lazım ki bu da ancak inançla olur. İnancınız sağlamsa ruh sağlığınızı koruyabilirsiniz. İkincisi aklının sağlıklı olması lazım ki, bu da ancak aklınızı bilgiyle besleyerek olur. Üçüncüsü de vücudun sağlıklı olması lazım. Bunun için doğru beslenmeli ve spor yapmalısınız.
- Spor yapıyor musunuz?
- Biraz tenis oynuyorum, biraz yelken yapıyorum. Tekvando, judo, aikido, kikboks gibi dövüş sporlarını yaptım. Yüzüyorum. Yoga da denedim bir süre. Ama en çok kış sporlarını seviyorum. Kayak ve snowboard yapıyorum. Kayak yaparken hissettiğim o sınırların olmama duygusu, özgürlük ve adrenalin bana kendimi çok iyi hissettiriyor.
- Kitap okur musunuz? Ama işiniz dışında...
- Uyumadan önce mutlaka. Tarih ve polisiye romanlarını seviyorum. Çizgi roman çok severim bir de.
- Özellikle takip ettiğiniz bir çizer var mı ya da bir mizah dergisi? Teksas ya da Tommiks mi?
- Kusura bakmayın ama bu hiç çizgi roman kültürünü bilmeyenlerin kullandığı bir tabir. Bugün çizgi roman dünyası Teksas, Tommiks’ten ibaret değil ki... Türk çizgi roman kültürü çok gelişti. Çizgi roman merakım Saint Joseph’teki yıllarda başladı. İngilizce hocamız, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük çizerlerden rahmetli Ayhan Başoğlu’ydu. Suat Yalaz üstadı da anmak isterim. Karaoğlan’la dünyaya açılabilirdik.
- Görev süreniz dolduktan sonra iddia edildiği gibi siyasete girecek misiniz?
- Daha evvel yaptım ve bundan sonra siyaset yapmayı düşünmüyorum.
- Emeklilik için planlarınız var mı?
- Anne tarafından Bergamalıyım. Rahmetli dedemden kalma ufak bir toprağımız var, orayı ekip biçmeye başladım. Marul, domates, biraz da altın
çilek yetiştiriyorum. Fırsat buldukça oraya kaçıyorum. İnşallah bu görevler bittikten sonra daha sık gideceğim. Oraya gittiğim zaman bu koşuşturmalı, stresli hayatın dışında başka bir hayatın daha olduğunu hatırlıyorum.
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜNÜ GÖRDÜM
- Bir süredir Twitter’dan duyurularda bulunuyorsunuz. Sosyal medyanın faydasını görüyor musunuz?
- Evet. Aslında ilk başlarda çok büyük bir soru işareti ile yaklaştım. ASCAME toplantısında da Mısır başkanına Tahrir’deki olayları sorduğumda sosyal medyanın bu devrimdeki yerini anlattı. Sosyal medyanın gücünü gördüm. İlk Twitter denememi Formula 1’in son durumuyla ilgili yaptım. Normalde bunu bir basın açıklamasıyla duyurmamız gerekliydi. Açıkçası basın toplantısından alamayacağımız geri dönüşümü aldım.
- Twitt’leri kendiniz mi yazıyorsunuz, danışmanlarınız mı?
- Kendim yazıyorum. Ama o mecrayı da yine oda adına kullanıyorum. Yani orada da bana ait kişisel bir şey bulamazsınız (gülüyor).