Karamanlı Åžarlo iki yazarı birbirine düÅŸürdüÄŸünden habersiz

Güncelleme Tarihi:

Karamanlı Şarlo iki yazarı birbirine düşürdüğünden habersiz
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 17, 2004 00:00

Almanya’da, 20 yıl boyunca Åžarlo kılığında sokaklarda gezerek geçimini saÄŸlayan bir Türk, ondan esinlenen iki yazarı birbirine düşürdüğünden habersiz... Bu Türk, Karamanlı Ä°brahim Yalçıner. Almanya’da, özellikle Köln’de yaÅŸayan Türkler’in çoÄŸu onu yakından tanıyor.1980’lerde Åžarlo gibi giyinerek, Köln sokaklarında gösteriler yapmaya baÅŸlayan Yalçıner’in bu hali, Özgen Ergin’e bir hikaye (1987), Ahmet Haluk Ãœnal’a da bir senaryo (1994) için ilham veriyor. Ancak Ergin, Ãœnal’ın ödüller alan senaryosunun kendi öyküsünden çalıntı olduÄŸunu öne sürüyor. Hikayeler Almanya’da bir hukuk bürosunca inceleniyor; sonuç, ‘hayır, çalıntı deÄŸil’, ancak Ãœnal senaryoyu bir romana dönüştürüp bu yaz yayınlayınca Ergin iddialarını sürdürmeye karar veriyor. Ergin bu arada, Almanya’da yapılan Türk filmlerine de verip veriÅŸtiriyor... Bütün bunlar olurken ‘gerçek’ Åžarlo Ä°brahim, elini eteÄŸini bu iÅŸlerden çekiyor, önce Åžarlo kılığını çıkarıyor, Åžarlo bıyığını sakallarıyla birlikte bırakıyor, Köln’e 300 kilometre uzaklıktaki bir ÅŸehirde iÅŸsizlikle boÄŸuÅŸuyor...Ä°LK ÅžARLO ÖYKÃœDEAvanoslu Kemal nasıl Charlie Chaplin olduÖzgen Ergin, 1973’ten bu yana Almanya’da yaÅŸayan bir halkla iliÅŸkiler danışmanı ve yazardır. 1985 yılında Köln sokaklarında Åžarlo kılığında gezen bir Türk’e rastlar. Bu taklit Åžarlo’dan öyle etkilenir ki, aynı gün eve döndüğünde onun etrafında bir hikaye kurgular. Yazarken, gerçek kiÅŸiyle ilgili birÅŸey öğrenmek istemez, dilediÄŸi gibi hayal edebilsin diye...Hikayesinin kahramanı Demirci Kemal, kendi gibi Avanoslu’dur. Ä°lçesinde ÅŸakacı, taklit ustası, güleryüzlü biri olarak tanınan Kemal, geleceÄŸini Almanya’da aramaya karar verir ve Alamancı bir hemÅŸerisinin kızıyla evlenerek ülkeye gelir. Ancak kaçak işçi olarak ucuz ve pis iÅŸlerde çalıştığı bu ülkede, ilçesinde alışık olduÄŸu ilgiyi göremeyince bunalıma girer.Günlük güneÅŸlik bir mayıs günü, Hohestrasse’de dalgın dalgın yürürken köşe başında afiÅŸ yapıştırmak için hazırlık yapan bir işçi görür. Önceden yapıştırılmış sigara reklamlı afiÅŸin tam ortasına, kırmızı püskürtme boyayla ‘Türken Raus!’ (Türkler Dışarı!) yazılmış, saÄŸ alt köşeye ise koyu mavi boyayla, küçücük bir barış güvercini çizilmiÅŸtir. Kocaman yeni afiÅŸ ortadan yanlara doÄŸru duvara yapışınca sigara reklamı, Türkler Dışarı yazısı ve barış güvercini görünmez olur, Kemal tutkalı kurumamış afiÅŸindeki kısa boylu adamla gözgöze gelir: Yuvarlak ÅŸapkasından taÅŸan dalgalı siyah saçları, gülen kara gözleri, kırpık siyah bıyığı, yakasında karanfil, kolunda bastonuyla, Åžarlo... Siyah beyaz ve sessiz sinemanın ünlü komedyeni Charlie Chaplin, bu kez bir bilgisayara yaslanmış poz vermektedir.Kemal, on gün sonra onun kılığında sokaklardadır. Artık yollarda herkes ona bakmakta, ilgi göstermektedir. Onun da aylardır itilip kakıldığı Almanya’dan istediÄŸi bundan baÅŸka birÅŸey deÄŸildir.Ergin’in bu öyküsü, 1987 yılında Ä°stanbul’da Ren Yayınevi tarafından Åžarlo Kemal adıyla yayınlanır.Ä°KÄ°NCÄ° ÅžARLO ROMANDAAlevi Kürt Hasan, ne Kemal’i ne Charlie Chaplin’i tanıyorduSenarist Ahmet Haluk Ãœnal 1993-94 yıllarında, Ä°stanbul’da televizyon seyrederken, TRT’de bir haber programda karşılaşır aynı Türk’le. O da aynı ÅŸekilde çok etkilenir bu ‘modern dilenci’den ancak Özgen Ergen’in hikayesini okumamıştır. O da oturur, bir senaryo kaleme alır. Kahramanı Hasan, Alevi ve Kürt’tür. Siyasete bulaÅŸmışlığı yoktur ama eÅŸi Çiçek’le birlikte bir yolunu bulup Almanya’ya iltica etmeye çalışmaktadır. Onun Åžarlo olmasının sebebi farklıdır; bu hakkında hiçbir ÅŸey bilmediÄŸi komik adamın kılığına, yüzüncü yıl etkinliklerinde caddede boydan boya dükkanının reklamını yapsın diye bir pizzacı sokmuÅŸtur onu. Ãœstelik, bir Türk erkeÄŸi olarak bıyıklarını Åžarlo gibi kestirmeyi kabul etmesi biraz zorla olmuÅŸtur.Ama ilk baÅŸta tepki duysa da giderek Almanlar’ın ilgisini çekmeye, hatta gösterilerle para kazanmaya baÅŸladıkça Åžarlo olmayı sever Hasan. Aynı dili hiç konuÅŸamadıkları halde kendisini en iyi anlayacak kiÅŸi, DoÄŸu Alman bir eÅŸcinsel palyaço olacaktır. Ancak ona hayatında gördüğü en büyük dostluÄŸu gösteren eski tiyatrocu Joseph, Hasan’ın dazlaklar tarafından bir köşe başında öldürülmesine engel olamaz.Ãœnal’ın senaryosu, Kültür Bakanlığı’nın 1994 yılında düzenlediÄŸi senaryo yarışmasında büyük ödüle, Avrupa’daki bir proje yarışmasında ise dördüncülüğe layık görülür. GeçtiÄŸimiz temmuz ayında da Ä°nkılap Yayınevi’nden Bir Karakafa İçin Balad adıyla, roman olarak yayınlanır. Åžarlo da dünyanın en ünlü karakafalarından biridir ona göre...‘GERÇEK’ ÅžARLO COLLENBERG’DEO ÅŸimdi iÅŸsizHer iki yazarın da etkilendiÄŸi gerçek kahraman, 48 yaşındaki Ä°brahim Yalçıner, halen 1979 yılında Konya Karaman’dan göçtüğü Almanya’da. 20 yıla yakın bir süre, sahiden de Köln’ün turistik sokaklarında Åžarlo kılığında dolaşıp gösteriler yaparak ve ÅŸapkasını açarak kazanmış parasını.Neden mi? Dört yıldır yaÅŸadığı Collenberg’den Hürriyet muhabiri Hasan Aycı’ya çok basitçe anlatıyor: ‘Neden olacak! Ekmek parası. Almanya’ya geldiÄŸimde çalışma iznim yoktu. Yani iÅŸ bulamadım. Açtım. Bir çocuk bana, ‘Ne kadar çok Åžarlo’ya benziyorsunuz’ deyince, bende bir fikir uyandı. O gün bu gündür bu taklitle yaÅŸamaya baÅŸladım. Bütün hikaye bu.’Gerçi ailesiyle arası açılıyor, iki çocuÄŸu ve eÅŸinden ayrılıyor ama Yalçıner bu taklitlerle kendi çapında bir ün kazanıyor Köln’de. Hürriyet Köln Bürosu Åžefi Suat Türker, onu 1985 yılında bir gün sokakta bulduÄŸunu, büroya getirip haberini yaptığını, sonra da sık sık ‘Charlie Ä°brahim ÅŸunu yaptı’, ‘Charlie ne diyor?’ haberleriyle Türk toplumuna daha da tanıttığını anlatıyor. ‘Altstadt eÄŸlence merkezindeki birahaneleri dolaşırdı. Son zamanlarda sihirbazlığa soyunmuÅŸtu, cebinden yumurta çıkarıyordu’ diyor.Charlie Ä°brahim, oyunculuÄŸu pek sevmiÅŸ belli ki; ilk öykü yayınlandıktan sonra Özgen Ergin’i aramış, ‘Abi benim hayatım öyle on-on beÅŸ sayfaya sığmaz, gel tanışalım, ben sana hayatımı anlatayım, roman yaparsın, sonra filme çekilir, ben de baÅŸrolü oynarım’ demiÅŸ. Çünkü, tahsilsiz olmasına raÄŸmen, çocukluÄŸundan beri oyunculuÄŸa çok meraklı. Ama ancak Ergin’in Almanca yayınlanan kitabının kapağında Charlie Kemal olarak boy gösterebilmiÅŸ bugüne kadar.Ä°zini bulmaya çalışırken, onu tanıyan herkes, ‘son zamanlarda ortadan kaybolduÄŸunu’ söylüyor bize. Åžarlo kılığını üzerinden çıkardığını, gösterileri bıraktığını, bulaşıkçılık, bakıcılık gibi iÅŸlerde çalıştığını, memleketi Karaman’a da dönmemiÅŸ olduÄŸunu öğreniyoruz. Ama küçük bir araÅŸtırma, Ä°brahim Yalçıner’i Köln’e 300 kilometre uzaklıkta, daÄŸlar arasına kurulu iki bin nüfuslu Collenberg’de karşımıza çıkarıyor. Son olarak dört yıl önce, Telekom’un dinlenme tesisinde sahneye çıkmak için sözleÅŸme yaptığını, ancak iÅŸletmenin iflas etmesi üzerine iki yıldır iÅŸsiz yaÅŸadığını anlatıyor Yalçıner. Ama vazgeçmiÅŸ görünmüyor; Köln’e dönmenin yollarını arıyor. SöylediÄŸine göre ‘Ev bulması yeterli, iÅŸ hazır.’İki kitabın yazarları Özgen Ergin ile Ahmet Haluk Ãœnal Åžarlo yorumu konusunda neden anlaÅŸamıyorlarÄ°brahim Yalçıner, biri Almanya’da, diÄŸeri Türkiye’de yaÅŸayan ve birbirini hiç tanımayan iki yazarı birbirine düşürdüğünden habersiz elbette. Ãœstelik bu karşı karşıya geliÅŸin hikayesi on yıl kadar önceye dayanıyor. Ahmet Haluk Ãœnal, Özgen Ergin’in hikayesini okumadan kaleme aldığını söylediÄŸi senaryosunu 1990’lı yılların ortalarında Onat Kutlar’la filme çekmek üzere çalışmaya baÅŸlıyor ki, Özgen Ergin ortaya çıkıyor; öyküsünün taklit ve intihal edildiÄŸini iddia ederek duruma itiraz ediyor.Ä°ntihalin sözkonusu olmadığını, sadece aynı gerçek kiÅŸiden, birbirinden habersiz olarak ‘farklı ÅŸekillerde’ etkilenmenin olduÄŸunu düşünen Kutlar ve Ãœnal, yine de iÅŸi garantiye almak için öyküyü ve senaryoyu Almanya’da bağımsız bir hukuk bürosuna gönderiyorlar. Koewe & Koewe adlı büro da ortada intihal olmadığı sonucuna varıyor; ‘Hikayeler arasında, çekirdeÄŸi dışında bir benzerlik yoktur. Her ikisi de gerçek bir olaydan yola çıkmakta, kiÅŸisel bir yaratıya dayanmamaktadır’ diyor. Ancak o sırada Onat Kutlar Ä°stanbul’da hain bir bombalı saldırıya kurban gidince proje yarım kalıyor.ALEVÄ° KÃœRT ÅžARLO? OLUR MU OLUR!Ãœnal’ın hikayesi roman olarak bu yaz yayınlanınca, Özgen Ergin bağımsız raporlara raÄŸmen yeniden itiraz etme ihtiyacı duyuyor. Ãœstelik itiraz noktaları hayli ilginç. Ãœnal’ın ‘kendi eserinin ahlaki deÄŸerlerini deforme ettiÄŸini’ öne sürüyor. Çünkü Ãœnal’ın öyküsündeki Åžarlo, hem Alevi, hem Kürt, hem de kaçak! Ergin, bunlara ve ‘karısıyla cinsel iliÅŸki kuramayan, aciz, silik bir tip olmasına’ itiraz ediyor gibi. Hele de bu karakter, ‘homoseksüel bir Alman sokak hokkabazı’nın peÅŸine takılınca, Ergin iyice küplere biniyor!Ãœnal’ın senaryosunun Alman film ÅŸirketleriyle film yapmak istediÄŸini söyleyen Ergin, şöyle bir görüş ortaya atıyor: ‘Almanya’da Türkler üzerine kurulan ve çekilen sinema filmleri, Türk-Kürt, kadın-erkek-sapıklık-cinsellik-erotik-porno iliÅŸkilerini ucuzlatıp, oradaki Türkler’in insani deÄŸerlerini ne denli düşürürse, sıradan Alman seyircinin önyargısını o denli pekiÅŸtirerek, daha fazla ilgi çeker, daha iyi giÅŸe yapar.’Ahmet Haluk Ãœnal ise karşılık olarak şöyle diyor: ‘Kendisi kitabı okumamış, belli. Alevi, Kürt ve eÅŸcinseller konusunda uzman bir homofobik bence! Ve eÅŸcinsellerle ben ona bir komplo hazırladık! Hikayesini çaldığım iddiasına gelince... Bu ÅŸahsın 1994’te projenin yapımcısı Onat (Kutlar) Abi’den aldığı yanıt yetmedi. Koewe & Koewe hukuk bürosundan aldığı uyarı yetmedi. O zaman, bu senaryoya ödül veren dokuz kiÅŸilik jürinin tümü Türk düşmanı ve eÅŸcinsel!’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!