Güncelleme Tarihi:
Gelin hayatınıza bambaşka bir pencere açalım. Ve o pencereden mis gibi, taptaze yayla havası dolsun ciğerlerinize. Evet, bugün sizi Artvin’in dik başlı yaylalarına götürüyorum. Sadece yaylalara mı? Yüzyıllık bir festivale, bir nevi Artvin’in Oscar törenine, bugünlerde 32’ncisi düzenlenen Artvin Kafkasör Kültür, Turizm ve Sanat Festivali’ne bir diğer adıyla ‘boğa güreşleri’ne götürüyorum.
Eskiden Artvinliler tarlalarını koşmak, harmanı dövmek ve gücünden yararlanmak için ahırlarında en az bir çift öküz bulundururmuş. Yalnız bir çift öküz değil; öküzlere bir şey olursa yerine geçsin diye de bir tane genç tosunları olurmuş. Kış, bahara dönünce boğalar yaylalara gitmek üzere dışarı çıkartılırmış. E tabii; doğası gereği boğalar birbirine üstünlük taslama yarışına girer, itişip, kakışır, kavga ederlermiş. O zamanlarda kavgayı tatlıya bağlamak ne mümkün! Daha kavganın mağlubu - kazananı belli olmadan boğalardan biri ya da birkaçı yaylaların keskin uçurumlarından yuvarlanıp gidermiş. Bu acı yok oluşlara daha fazla dayanamayan Artvinliler düşünüp, taşınmış ve bir karara varmış: Madem boğaların birbirleriyle çekişmelerini engelleyemiyoruz en azından düzlük bir yerde kavgaya tutuşsunlar!
Kavga demişken; aklınıza İspanya’daki gibi kanlı ve vahşi sahneler gelmesin. Bu kavgada ne matador var ne de keskin kılıçlar. Nasıl en büyük aşklar nefretle başlıyorsa Artvin boğa güreşleri de barış ve dostlukla son buluyor. Çünkü kavganın sonunda boğalar barış imzalıyor, kavga bitiyor ve baş boğa öncülüğünde bir buçuk gün süren uzun bir yayla yolculuğuna çıkıyorlar. Üç ay boyunca yaylada kalıyorlar. Yayladan da ne bir eksik ne de bir fazla, tam kadro olarak geri dönüyorlar. Çünkü baş boğa sürüdeki diğer boğaları gözetip, korumada bir değil bin çobana eş değer. Baş boğayı nasıl tanırız, onca boğanın içinden nasıl seçeriz derseniz; gözünüzü ve zihninizi yormanıza hiç gerek yok. Çünkü baş boğa kendini duruşu, yürüyüşü ve sürü içindeki saygınlığıyla bin metre öteden bile belli ediyor. Baş boğa, sürünün başını çekiyor ve onu ikinciyle, üçüncü boğa izliyor. Ve bu liderlik sırası asla bozulmuyor. Baş boğa sadece sürünün başını çekmekle kalmıyor, aşka giden yoldan da ilk önce o geçiyor. Yani, inekle ilk çiftleşme hakkı da onca boğanın arasından ona veriliyor. Ve tüm boğalar bu aşka büyük bir saygıyla boyun eğiyor.
KAYBEDENLER GİZLİCE AĞLIYOR
Kafkasör yöresindeki boğaların hepsi doğma büyüme Artvinli. Ve bu ırkın en büyük özelliği de kavgacı olması. Karakterleri de pek çok insana parmak ısırtacak cinsten. Evet, yanlış okumadınız Artvinli boğalar karakter sahibi. Bir kere algıları ve içgüdüleri oldukça yüksek. Ayrıca, her biri doğuştan lider. Hatta bu liderlik ve güç kanlarına öyle işlemiş ki, güreşi kaybeden boğaların gizlice ağladıkları, kulaktan kulağa dolaşan söylentiler arasında. Boğa sahipleri festivalde güreşecek olan boğalarına gözleri gibi bakıyor, onları çocukları yerine koyuyor. Aralarındaki sevgi bağı öyle güçlü ki boğaları hasta olduğunda ahırda, onların başucunda bekliyorlar. Yani buradan hayvanseverlere duyurulur; zorlama, ısrar ve istismar kesinlikle yok! Aksine sonsuz bir sevgi, bağlılık ve özen var. Üstelik Artvin’in boğaları çok da havalı. Neden derseniz kış boyu çok özel bir diyete tabi tutuluyorlar. Belki Karatay’dan ve Dukan’dan haberleri yok ama onların diyetleri Artvin’de oldukça popüler…
Güreşe bir-iki gün kala güreşecekleri yeri tanıyıp, koklamaları ve kokularını bırakmaları için arenaya götürülüyorlar. Güreşe saatler kala boğalar tartılıyor. Güreşebilmeleri için en az 350, en çok 800 kilo olmaları gerek. Sonra jüri tarafından boyun kalınlıklarına göre gruplandırılıyor.
ARTVİNLİ BOĞALARIN MEŞHUR DİYETİ
Boğaların su içmelerinin bile bir saati, zamanı var. Güne saat 08.00 gibi suyla hafif ıslatılmış arpa ve kuru ot yiyerek ve su içerek başlıyorlar. Saatler 13.00’ü gösterdiğinde yine sularını içip kuru otlarını yiyorlar. Artvinli boğalar beslenmelerine olduğu kadar kişisel bakımlarına da oldukça düşkün… Öğle yemeklerinden sonra 20 dakika boyunca tımar ediliyorlar. Ama boynuz bakımı listenin en başında yer alıyor. Boynuzları birbirine bakmayan ve çengelli olmayan boğalar için evlerde sıcak hamurlar hazırlanıyor. Ve bu sıcak hamurlar bir lastik yardımıyla boğaların boynuzlarına bağlanıyor. Böylece boynuzlardaki istenmeyen açıklık kapatılıyor. En az boynuz kadar önemli olan bir diğer şey de tırnaklar. Yere sert basmaları için boğaların tırnaklarının birbirinden açık olması gerekiyor. Özel aletler yardımıyla tırnaklar itinayla kesilip, törpüleniyor.