Güncelleme Tarihi:
İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Sosyal Psikiyatri Servisi doktorlarından Doğan Şahin, haziran ayında yapılan 7. Anadolu Psikiyatri Günleri'nde bir bildiri sundu. Uzun yıllar, bir yandan cinsel sorunlar, bir yandan da kişilik bozuklukları alanında çalışan Şahin, ‘‘Cinsel yaşamın kişilik özelliklerine göre renkleri’’ adlı çalışmasında cinsel yaşamın kişilik özelliklerine göre farklılıklarını ele alıyor. Depresif, Obsesif-kompulsif, Histerik, Paranoid, Şizoid, Şizotipal, Antisosyal, Narsisistik, Histrionik ve Borderline olmak üzere on grupta toplanan bu kişilik türlerini ve onların cinsel davranışlarını okuduğunuzda, kendinizden bir şeyler bulmamanız ve paniğe kapılmamanız mümkün değil. Ancak, Doğan Şahin'e göre ortada o kadar vahim bir şey yok!
Sosyal Psikiyatri Servisi ne iş görür?
-Sosyal yaşamla ilgili problemleri olan, toplumsal yaşama karışmakta zorluk çeken insanların tedavisiyle uğraşan bir birim bu. Özellikle psikozlarda, şizofrenide toplumdan bir çekilme, toplumsal uyumda bir bozulma görülür. Bunu gidermek üzere tedavi programları geliştiren bir birimdir bu. Ama biz 1995'den bu yana kişilik bozuklukları ve kişilik sorunlarıyla ilgileniyoruz, psikoz ve şizofreni vakalarını bıraktık.
Yani şimdi tedavisi daha kolay vakalarla ilgileniyorsunuz...
Hayır, çünkü kişilik bozuklukları psikiyatrinin en ağır sorunlarıdır. Tedavi açısından, psikozdan bile daha ağırdır. Kişilik bozuklukları üç, beş, altı yıl terapi gerektirir.
Sizin uzmanlık alanınız nedir?
-Ben 1991'den beri seks terapisiyle uğraşıyorum. Ama aynı zamanda kişilik bozukluklarıyla da uğraşıyorum.
Bu ikisi birbirine bağlı mı?
-Hayır, bir insanın hiçbir kişilik sorunu olmadan cinsel sorunu olabilir. Ama ben bir yandan seks tedavisi yaparken, bir yandan da hastalarımın kişilikleriyle ilgilendim. Sonuçta elinizdeki bu çalışma ortaya çıktı.
Çalışmanızda 10 adet kişilik türü sınıflaması yapıyorsunuz. Bunların dışında başka kişilik türleri yok mu?
-Amerikan sınıflandırma sisteminde on tür kişilik bozukluğu var. Ama bunlar dışında da kişilik bozuklukları var. Örneğin pasif-agresif kişilik, kendine zarar veren kişilik gibi. Ayrıca kişilik bozukluğu dediğiniz zaman, bir sürü kritere uyması gerekiyor. Daha ağır tabloları temsil ediyor bu sözcük. Oysa, diyelim obsesif-kompulsif kişiliğin bazı özelliklerini göstermek, ille de obsesif-kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olmak demek değildir. Birçok insanda da bu kişilik bozukluğu türleri karma bir şekilde vardır zaten.
Sanıyorum bu herkes için geçerli. Bu durumda ‘‘sağlıklı’’ insan nasıl oluyor?
-Sağlıklı, normal insana en yakın tür, histerik kişilik. Normalden kastımız da şu: Çalışabilmek ve sevebilmek. Bir şeyler üretmekten haz almak ve insanları sevebilmek.
Peki kişiliklere göre cinsel davranış tanımlarına nasıl ulaştınız?
-Bu konuda yapılmış fazla çalışma yok. Kimse kişilikle cinsellik arasındaki bağlantıyı merak etmemiş. Belki de benim gibi iki alanda birden çalışmadıkları için. Dolayısıyla kaynaklardan çok kendi klinik deneyimimden yola çıktım. Bunların hepsi elbette hipotez düzeyinde. Yeni deneyimlerle farklı şeylerin ortaya çıkması mümkün.
İnsan ister obsesif, ister paranoid olsun, cinsel yaşamı partnere göre değişmez mi?
-Belki, ama ben çok değişebileceğini sanmıyorum.
Örneğin depresif kişilik, terkedilme korkusuyla sevişiyor. Terkedilmemek için karşısındakini memnun etmeye çalışıyor. Peki bu insanı, geçici de olsa, tersine ikna edecek kimse mi çıkmaz hayatta?
-Kendini cesaretlendiren, açık olan bir partnerle daha iyi bir ilişki kurabilir ama hiçbir zaman isteklerini açıkça iletemez depresif kişilik. Sonradan başka bir partnerle hemen eski haline döner. Tabii bütün depresifler böyle davranmadıkları gibi, böyle davranan birinin de her sevişmesinde böyle davranacağı kesin değil elbette. Çoğunlukla böyledir diyebiliriz.
Çevrenizdeki insanlara bakıp, şunda şu kişilik türü var diye düşünüyor musunuz?
Düşünmeyiz ki! Özel hayatta gözlemci pozisyonda kalmamız, yaşamamak demektir. Bize de yazık, öyle değil mi?
Histerik normale en yakın kişilik dediniz. Oysa çalışmanızda, bu kişiliklerdeki ensest korkusundan söz ediyorsunuz.
-Kabaca söylersem, histerik kişilik, ebeveyne yönelik cinsel ilgiyi çözememiştir. Diyelim ki bir kadının babasına aşkı bitmemiştir. Tabii örnek olarak kadın diyorum, erkeklerde de var histeri. Şimdi ebeveyne yönelik aşk çözümlenemediği için, herhangi bir aşk objesi ensest duygusu yaratıyor.
Ensest bir yanda, cinsel ilişki kuramamaları öbür yanda. Bu yeterince vahim değil mi?
-Yok canım, o kadar da vahim değil! Ayrıca onların da çeşitli yöntemleri var. Bir kısmı baba figürünü çağırıştıran kişileri ararken, bir kısmı da tam tersine, en zıt partnerleri seçerler. Hiç benzemeyen, hiç çağrıştırmayan, dolayısıyla ensest korkusu yaratmayan. Ancak ne var ki onlara aşık olamazlar, Çünkü aşk objeleri babadır. Bu tipler bu yüzden sürekli partner değiştirme eğilimi gösterirler.
- Ben de okuduğum zaman her türden bir parça buldum kendimde. Az çok herkes bu kişilik özelliklerini taşıdığına göre, ‘‘mükemmel bir cinsel yaşamım var’’ diyenler kimler?
Yüzde yüz sağlam insan yoktur. Biz zaten normal nevrotikleriz. İnsan yaşamıyla ilgili konuştuğumuza göre, her insan şu ya da bu ölçüde pervers (sapkın) eğilimler taşır. Sapkın bir yaratıktır insan. Çocuk zaten sapık bir yaratıktır, yani fetişist, röntgenci, exibisyonist, vs., her tür eğilimi gösterebilir. Ama bu, çocuklarda patolojik bir durum değildir, zamanla psikoseksüel gelişme ilerledikçe bu eğilimler organize olurlar ve sağlıklı denen ilişkiye doğru gelişirler. Ama bunların kalıntıları insanda kalır. Baskılanmadıkça, normal bir ilişki içine entegre olurlar. Çiftler cinsel yaşamlarında ne kadar özgür olur, tırnak içinde sapık eğilimlerine ne kadar izin verirlerse, cinsel anlamda da o kadar olgunlaşır ve başarılı olurlar. Biz çiftlere ‘‘ayıbı, günahı bırakın, aklınıza ne geliyorsa onu yapın’’ deriz.
SEKSTE TEMİZLİK TAKINTISI
Size ağır bir vakadan örnek vereyim. Bir vaginismus vakasının eşi var dı... Bize cinsel sorunla başvuran kadınların çoğu bu vaginismus şikayetiyle gelirler. Vaginanın ön kasları kasılıyor ve penisin girişine izin vermiyor. Bu vaginusmus hastasının kocası obsesif- kompulsif kişilikti. Bu adam sevişmeden önce uzun, ritüel halinde bir banyoyu şart koşuyordu. Çeşitli sabunlar var, bunlarla ayrıntılı olarak yıkanılıyor. Sonra, meni çarşafı kirletmesin diye, yatağa bir muşamba seriliyor. Mikrop korkusundan, sevişirken birbirlerine dokunmaları da çok sınırlı. Bütün o banyoya rağmen, kadını öpmekten kaçınıyor adam. Kadının da kendisine dokunmasına izin vermiyor. Yalnızca steril bir şekilde cinsel organların birbirine temasından ibaret bir sevişme. Tedavi edilebilirdi ama adam gelmedi.
Cinselliğin on rengi
Bağımlı-Depresif kişilikler:
Terkedilecekleri korkusuyla cinsel ilişkiyi istemeseler de hayır diyemezler. Tamamen karşı tarafı memnun etmeye yönelik sevişirler.
Obsesif-Kompulsif kişilikler: Takıntılı olan bu kişilerde mükemmeliyetçiliğe aşırı önem verme, ilişkide aşırı kontrollü olma, cinsel yaşamlarını etkiler. Belirli bir düzen ve sıra halinde sevişirler. Sevişmede temizliğe, kirlenmemeye aşırı dikkat gösterirler.
Histerik kişilikler:
Ebeveyne yönelik libidinal yatırımın çözümlenmemesi (Anne-baba ile ilişkilerinde psikoseksüel aksaklıkların sürmesi) ve bastırılması cinsel yaşamların belirlediği gibi, tüm yaşamlarını da seksüalize etmelerine yol açar. Karşı cinsi uyarır ancak ensest korkusuyla ilişki kuramazlar.
Paranoid kişilikler: Kötülük yapılacağı ve zarar göreceklerine inandıklarından tetiktedirler ve kendilerini cinsel hazza bırakmazlar.
Şizoid kişilikler: Cinsel ilişki için isteksizdirler, çaba harcamazlar. Mastürbasyonla cinsel ilişki arasında fark görmezler.
Şizotipal kişilikler: İnsanların gizli niyetleri olduğu varsayımı ile yalnızca çok güvendikleri biriyle ilişkiye girerler.
Antisosyal kişilikler: Bağlılık ve sadakat kavramları yoktur. İlişkilerinde tüm dikkatleri kendi arzularına yöneliktir. Her türden perversiyonu (sapkınlığı) gösterebilirler.
Narsisistik kişilikler: Görünürde atak, baştan çıkarıcıdırlar. Ama gizli düzeyde eşini ayrı bir varlık olarak değerlendirmez, sevemezler.
Histrionik kişilikler: Beğenilmeye yönelik ilgi arayışı içindedirler ve cinselliği ilgi görmenin bir aracı olarak kullanırlar.
Borderline kişilikler: Sık partner değiştirebilirler. Cinsel eşlerine tutkuyla bağlanırlar ancak tutkuları küçük bir olayla nefrete dönüşür. Cinsel perversiyon (sapkınlık) gösterirler.