Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2002 11:57
İnsan ömrünün uzaması, nüfusun yaşlanması osteoporozu (kemik yoğunluğundaki azalma) beraberinde getirdi. Yaşa bağlı bu hastalık kadınlar için başlıbaşına bir risk, ama erkekler de yakalanıyor. Osteoporoz, sakatlık, ağrılı kırıklar, başkalarına bağımlılık, hatta ölüm gibi sonuçları nedeniyle bir toplum sağlığı sorunu.
Bu yüzden zengin ülkeler, osteoporozun ekonomik boyutlarını da gözönünde tutuyor. Türkiye'de de nüfusun yaşlanmasından ötürü hastalığın gelecekte ciddi bir sorun haline dönüşmesi bekleniyor. İşte bu nedenle Türkiye'de osteoporozun haritasını çıkarmak amacıyla Osteoporoz Derneği, Novartis İlaç Firması'nın sponsorluğunda geniş bir tarama programı başlattı. Ekim 2002'de bitirilmesi hedeflenen bu çalışmanın ilk sonuçlarına göre, Karadeniz Bölgesi'nde kemik erimesi diğer bölgelerden daha yoğun. Osteoporoz Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Fatma Atalay'dan, bu hastalıkla ilgili en son bilgileri aldık.
Kemik yoğunluğu 35 yaşa kadar sürekli artıyor, bu yaşta vücut ‘‘doruk kemik kütlesi’’ne ulaşmış oluyor. Bu yaştan sonra kemik kütlesi her 10 yılda bir, yüzde 3-5 kayba uğruyor. Osteoporoz da böylece ortaya çıkıyor.
Diğer faktörler de şöyle: Düşük kalsiyumla beslenme, sigara, alkol ve kahve tüketimi (bu tür besinler kemiklerdeki kalsiyum miktarının azalmasına yol açıyor), kortizon, epilepsi, tiroid ve bazı kanser ilaçlarının kullanılması, uzun süre hareketsiz kalmak, şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla çalışması, bazı romatizmal hastalıklar.
Bu, sinsi bir hastalık. Yani hemen anlaşılmıyor. Sırt ağrısı, boy kısalması, kamburluk ve kırıklarla ortaya çıkıyor. Bu kırıklar en sık omurga kemiklerinde meydana geliyor ve boy kısalmalarına yol açıyor.
Doruk kemik kütlesi noktası, genetik ve çevresel faktörlere göre kişiden kişiye değişiyor. İnce, narin vücut yapısına sahip olanlar, beyaz tenliler, ailesinde kırık öyküsü bulunanlar, erken menopoz veya cerrahi uygulamalara bağlı menopoza girenler risk altında.
Osteoporozun en önemli özelliği kemik kırılması. Kemikler hiç bir zorlama olmaksızın, öksürük gibi küçük, ani bir hareket sonrasında bile kırılabiliyor. Özellikle kalça kırıkları yaş arttıkça sıklaşıyor.
En fazla kalça kırığı görülüyor. Bu da damar tıkanıklıkları, zatürree, uzun yatmaya bağlı yatak yarası ve ciddi sorunlara neden oluyor.
Osteoporoz kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülüyor. Türkiye'de 50 yaşın üzerindeki her üç kadından birinde ortaya çıkıyor. Ama bu erkekler osteoporoz olmaz, anlamına gelmiyor. Türkiye'de her sekiz erkekten birinde osteoporoza rastlanıyor. Üstelik oran erkeklerin aleyhine giderek artıyor.
Erkeklerde kemik kütle kaybı tüm yaşam boyunca sürerken, kadınlarda menopozdan sonra büyük hızlanma görülüyor. Buna östrojen hormonundaki düşüş yol açıyor.
Osteoporoz tedavisinde ya kemik yıkımını baskılayan ilaçlar ya da kemik yapımını artıran ilaçlar kullanılıyor.
Hasta başı maliyet 50 milyar lira
Kemikler kırılıncaya, boy kısalmaya başlayıncaya kadar belirti göstermeyen osteoporoz, kadın ölümlerinin ikinci en büyük sorumlusu. Dünyada 200 milyon kadın kemik erimesinden yakınıyor. Uluslararası Osteoporoz Derneği'ne (IOF) göre AB ülkelerinde her 30 saniyede bir, kemik erimesine bağlı kırılmalar meydana geliyor. 50 yaşın üzerindeki her 8 Avrupalıdan 1'inin sürekli olarak omurları kırılıyor. Kalça kırıklarından doğan ölümlerin çoğu kırıktan sonraki ilk altı ay içinde meydana geliyor. Osteoporoz yüzünden hastaların yatakta hareketsiz geçirdikleri gün sayısı, birçok hastalıktan (enfarktüs, inme veya meme kanseri) çok daha fazla. Bu hastalık insanların günlük yaşamlarını sürdürmelerini önlüyor. Hasta başına tedavi maliyeti 50 milyar liraya kadar çıkabiliyor.
Sayılar korkutucu
1994'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilk kez tanımı yapılan osteoporoz, 50 yaşın üstündeki her üç kadından birinde görülüyor
Kadında hayat boyu kalça kırığı riski meme, rahim ve yumurtalık kanseri risklerinin toplamından daha fazla
Erkeklerde hayat boyu kalça kırığı riski, prostat kanseri riskinden daha fazla
Yılda ortalama 1.3 milyon kırığın nedeni osteoporoz
Korunmak için
Sigarayı bırakın
Aşırı alkol almayın
Aşırı kahve içmeyin
Düzenli egzersiz yapın
Kalsiyum ve D vitamini alın
Güneş ışınlarından yararlanın
Günlük kalsiyum ihtiyacı
Kalsiyum, süt ve süt ürünleri, yeşil sebzeler, soya fasulyesi, kabuklu deniz hayvanları, fındık, bademde zengin olarak bulunuyor.
Çocuklar günde 800 mg, ergenlik çağındakiler 1200 mg, 40 yaşın altındaki kadınlar 1000 mg, 40 yaşın üzerindeki kadınlar 1500 mg, 60 yaşın altındaki erkekler 1000 mg, 60 yaşın üzerindeki erkekler 1200 mg, gebe ve emziren kadınlar 1200 mg kalsiyuma ihtiyaç duyuyor.