Güncelleme Tarihi:
Yabancı ünlülerin de kaprisleri olur da, bizimkilerin olmaz mı? Ünlülerimiz yabancı meslektaşlarıyla her konuda olduğu gibi bu konuda da kıyasıya yarışıyorlar!
Aşağı yukarı her dergide, gazetede yabancı ünlülerin yaptığı; bazen ufak tefek, bazen de kocaman kaprislerden sözedilir. Biz de merak ettik; bizim ünlülerin de kaprisleri var mı, varsa neler? Sonunda anladık ki; bizimkilerin de yabancılardan aşağı kalır bir yanı yok! Kimi masaj yaptırmadan programına çıkmıyor, kimi saçının teline dokundurmuyor. İbrahim Tatlıses simetri hastalığından dolayı çevresindekilere kök söktürürken, Hülya Avşar ve Candan Erçetin hijyen takıntılarından başkalarına ait şeylere neredeyse el sürmüyorlar. İşte bizim ünlülerin büyük, küçük kaprisleri...
Hülya Avşar
Aşırı hijyen olduğu söyleniyor. Başkasının dudağına sürülen bir ruju asla kendi dudağına sürdürmediği, tozlu bir makyaj masasına oturmadığı ve kuaförde bile başkasının tarağını saçına sürdürmediği konuşulanlar arasında. Hülya Avşar'ı saat altıdan sonra kimse tutamazmış. Evine, kızının yanına gitmek istermiş.
Orhan Gencebay
Sağlığına; özellikle yediklerinin kalori hesabına aşırı dikkat ettiği söyleniyor. Genç görünmek gibi bir takıntısı varmış. Göbeğini içeri çekip, göğsünü şişirerek yürümesi de bunun göstergesi. Bir de insanları ses tonuyla etkilemek için genizden konuşurmuş.
Sibel Can
Fotoğraflarının sadece stüdyoda çekilmesini istiyor. Ne arabada verilen bir poz, ne de kumsalda... Tek bilinen dış çekimlerde poz vermekten hiç ama hiç hoşlanmadığı. Söylentilere göre bunun sebebi doğal ışıkta sivilcelerinin görünmesinden korkması. Uzun süre çalışmaya dayanamadığı da kulağımıza gelen fısıltılar arasında!
Aşkın Nur Yengi
Kılı kırk yaran ve detaycı biri olduğu söyleniyor. Özellikle de saçları konusunda... Saç takıntısı olan Aşkın Nur Yengi'nin, hiçbir zaman yeni modellere açık olmadığı gibi: ‘‘Hayır olmaz. İmajıma aykırı.’’ diyerek bir çok saç şeklini kabul etmediği biliniyor.
Seren Serengil
Fotoğraf çekimlerinde İstediği makyöz ve kuaför olmazsa çok sinirlenirmiş. Seren Serengil, belli isimlerden başka kişilerle asla çalışmamasıyla dikkat çekiyor. Fotoğraf konseptinin önceden belirlenmesi için mutlaka toplantı yapılmasını istermiş. Yani işi sadece fotoğrafçıya bırakmıyor.
İbrahim Tatlıses
Simetri hastalığı olduğu söyleniyor. Tatlıses, oturduğu yerden sürekli çevresini takip edip, eğri gördüğü herşeyi düzeltmeye çalışırmış. Yamuk duran bir kalem, hafif kaymış bir resim çerçevesi İbrahim Tatlıses'in sinirlerini tepesine çıkarmaya yetiyor da artıyor bile!
Mustafa Sandal
Şarkıcı, fotoğraf çekimlerine vaktinde gelmemesiyle tanınıyor. Randevusuna kaçta giderse gitsin, çekimlerin en kısa zamanda bitmesini istermiş. Mustafa Sandal, tüm bunların yanı sıra yerinde duramaması ve yaptığı işten çabucak sıkılmasıyla meşhur!
Candan Erçetin
Candan Erçetin'in de aşırı hijyen olduğu söyleniyor. Mesela kullandığı ojede bile!.. Kuaföre her gidişinde kendi ojesini mutlaka yanında götürürmüş. Kendine ait olmayan ojeyi sürmemek ve sürdürmemek gibi bir takıntısı varmış.
Nil Ünal
İster iç çekim, ister dış çekim... Nil Ünal'ın her halükarda söylediği tek şey: ‘‘Bu fotoğraflar benim çizgime uymuyor.’’ İstediği çizgi sorulduğunda ise kendisinin de bilmediği söyleniyor.
Mehmet Ali Erbil
Mehmet Ali Erbil, karavansız yaşayamayan bir isim. Uykusuna, yemesine, içmesine çok dikkat eden Erbil; sözleşmelerinde bile karavan şartı öne sürüyormuş. Bir de masaj yaptırma hastalığı var. Sanatçının her akşam masaj yaptırmadan Çarkıfelek'e çıkmadığı dedikodular arasında.
Şebnem Çapa
Şebnem Çapa, saçını kestirmekten aşırı korkuyor. Öyle ki ucundan biraz alınsa: ‘‘Çok mu kestin? Kaç santim gitti?’’ diye hem sızlanır, hem de saçını elleyip dururmuş. Bir de çok sabırsız olduğu söyleniyor.