Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2008 00:00
David Belle ve ekibi için Modern Zamanların Samurayları diyorlar. Damdan dama, kuleden kuleye, platformdan platforma atlıyorlar. Kısa süreliğine de olsa boşlukta uçuyorlar. Gösterilerinin adı Le Parkour. L’art du déplacement (Yer değiştirme sanatı) olarak da tanımlanan Le Parkour, son on yılda Paris sokaklarında, David Belle ve arkadaşları tarafından yaratıldı.
Sporcuların sadece bedenlerini kullanarak şehirde var olan engelleri en kısa zamanda aşarak bir noktadan diğerine hareket etmelerini hedefliyor. İzleyenler hatırlarlar, aksiyon filmi Yamakasi’de en alasını yapıyorlardı. Bu hafta sonu David Belle’in ekibinden beş kişi Kanyon Alışveriş Merkezi’nde olacak. Cumartesi ve pazar saat 14:00, 16:00 ve 18:00’de Kanyon Urban Reflections Weekend organizasyonuyla katlar arasında uçacak, Kanyon’daki engelleri, kendi bedenlerini kullanarak en kısa sürede aşacaklar.
Yer Değiştirme Sanatı, David Belle’in babasının icadı. Baba Belle, Vietnam Savaşı sırasında bir birliğin başındaymış. Emrindeki askerler kısa sürede bir yerden bir yere gitmesi gerektiğinden çözüm olarak Le Parkour’u bulmuş. Onlara sıçramayı, atlamayı, bedenlerini kullanarak engelleri aşmayı öğretmiş. David Belle de daha çocukken bu sporu babasından öğrenmiş. Onlar diğer baba ve oğullar gibi futbol ya da basketbol oynamaz, kuleler arasından zıplar, barlardan sallanır, her buldukları yükseltiden aşağı atlarlarmış.
ON KİŞİLİK EKİBİN BEŞİ İSTANBUL’DA
David Belle 14-15 yaşına geldiğinde bu spor onun hayatı olmuş. Babası olmadığı zamanlarda da antrenman yapmaya, Le Parkour’u geliştirmeye başlamış. Çalışma mekanı merkeze 20 km uzaklıktaki Paris banliyöleriymiş. Onu çalışırken gören gençler ne yaptığıyla ilgilenmeye başlamış. Onu taklit etmeye çalışanlardan bazılarını yanına alarak bir ekip oluşturmuş. Şu anda 10 kişiler. David Belle ekibi konusunda çok hassas. Sayının artmasını istemiyor. Az sayıda, birbirine bağlı bir ekipten yana. Hepsi ortalama dört yıldır birlikte. Ekibin bir parçası olmak için iyi bir fiziğe sahip olmak şart. Fiziksel kondüsyon çok önemli. Ondan sonra teknik çalışma geliyor. Günde dört saat çalışıyorlar. Isınma hareketleri ile başlıyorlar. Daha sonra kaslarını kuvvetlendiriyorlar. Ve başlıyorlar atlayıp zıplamaya... Le Parkour dışarıdan bakılınca ebelemece oyununa benziyor. Biri atlıyor, atlarken diğerini ebeliyor sonra ebe atlıyor, böyle sürüp gidiyor.
PARİS DAMLARINDA ANTRENMAN Ekip bu sporu üç yıl önce profesyonel bir işe dönüştürmüş.
Sinema filmlerinde, müzik kliplerinde rol alıyorlar. Ülke ülke gezip çeşitli organizasyonlar çerçevesinde gösterilerini yapıyorlar. Mesela 7 metreden aşağı atlayabiliyorlar. 16 metre uzağa uçuyorlar, 2 metre yükseğe sıçrayabiliyorlar. 16 metreyi duyunca şaşırıyor ve bunu nasıl yaptıklarını soruyoruz. Antrenman mekanlarının Paris damları olduğunu söylüyorlar. İlk aylarda birbirlerine yakın binaların damlarından damlarına atlıyorlarmış. Zamanla binaların arası açılıyormuş. Son noktada hız alarak atladıklarından 16 metrelik mesafedeki bir damdan diğerine sıçrayabiliyorlarmış. Peki ne zorları var? Bu sporu yapmalarının en önemli nedeni adrenalin. Bir engeli aşmanın verdiği haz ikinci planda geliyor. Korku derseniz, o da var: "Korkmazsak delice şeyler yapabiliriz. Ama ne kadar çok atlarsanız hissettiğiniz korku o kadar azalıyor" diyorlar.
Antrenman yaparken müzik dinliyorlar ama gösteri yaparken kesinlikle hayır. Çünkü ayağın yere bastığı zaman, elin duvara vurduğu zaman duydukları ses çok önemli. O sese konsantre oluyorlar. Ve kendilerini dış dünyadaki bütün seslere kapatıyorlar.
Yaşları ortalama 21. Yaşlanınca bu sporun eğitmeni olmayı planlıyorlar. Yaptıkları işin riskini fazla büyütmüyorlar. Sporun herhangi bir dalında da benzer riskler olduğunu söylüyorlar. Bugüne kadar bir yeri kırılan olmamış, küçük burkulmalara ise hepsi alışmış.
Kanyon Urban Reflections Weekend’de neler olacak?İki gün boyunca DJ performansı eşliğinde kaykay ve bisiklet gösterileri olacak.
720 Team adlı ekip iki farklı şovla hafta sonuna katılıyor. Birinin adı Skateboard, diğerininki BMX şov!
İstanbullu genç sanatçıları grafiti ve stencil çalışmalarını iki gün boyunca sürecek canlı boyama performanslarında sergileyecekler.
ELLE Streets Art by Sıtkı Kösemen başlığıyla mimar-fotoğraf sanatçısı Sıtkı Kösemen’in fotoğrafları sergilenecek.
15 Haziran Pazar günü ELLE Urban Moves ile Kanyon’un içinde ve yakın çevresinde düzenlenecek eğlenceli sürprizlerle dolu yürüyüş gerçekleştirilecek. Bu yürüyüş için ödenecek 20YTL ya da üzeri katılım bedeli WWFTürkiye’ye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) bağışlanacak. ELLE Urban Moves’a katılmak için Kanyon B2 katında kurulu WWF standına başvurarak kayıt yaptırabilirsiniz. Yürüyüş 11:00’de başlıyor.
BİRBİRİMİZE GÜVEN ÇOK ÖNEMLİ
Bu sporu yapmadan önce birbirimizi tanımıyorduk, bu spor bizi biraraya getirdi. Bizim için en önemli şey güven. Biri "Atlayamayacağım!" dediğinde diğeri onu cesaretlendirmeli.
HEP HAVALARA BAKARIZ
Normal insanlar sokakta yürürken ya önlerine ya da sağa sola bakarlar. Biz havalara bakarız. Kendimize yeni atlayış noktaları ararız. Yeni hedefler belirleriz.