Edip Emil Öymen eeoymen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2006 00:00
Kanser oldukları için dertlerini anlatamayan, söyleyemeyen, utanan gençler, içlerini İnternet sitelerinde döküyorlar.
Kanser, tabu konulardan biri. Gençlere musallat olursa, onların bu hastalık ve yaşam hakkındaki görüşleri yetişkinlerden farklı oluyor. Hele çocuk yaşta kanser olanlar için durum çok daha zor. Henüz yaşamın ne anlama geldiğini fark etmeden kanser teşhisiyle tedaviye başlanmasını çocuklar hem idrak edemiyor, hem de kabul edemiyor. Çocuk/gençlerin, sağlık sorunlarını doktorla konuşma biçimi de yetişkinlerden farklı. Çocukların utanma eşiği daha düşük. Bu yüzden bir çok sorunlarını gizlemeyi tercih ediyorlar.
Oysa kanser hakkında bilgi, paylaşıldıkça artıyor. Bu durumda yapılması gereken şey, çocuk/gençlerin birbirleriyle bu konuları görüşüp dertleşmesini, bilgi alıp vermesini sağlamak.
ABD’de "Children’s Digital Media Center" ile Ulusal Bilim Vakfı (NSF) ortak çalışması sonucu ortaya böyle bir çalışma çıktı.
Uzmanlar, çalışma için "kendini tanımlama, bilgi edinme, kişiler arası iletişim" konularında kapsamlı 5 araştırmanın sonuçlarını temel aldılar:
- Yaşamda kriz yaratan olaylar hakkında yazmak, vücudun direncini artırır ve doktora görünme ihtiyacını azaltır.
- Kanser hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olunursa kaygı ve depresyon o oranda daha az yaşanır, benlik duygusu artar.
- Kanserli çocuk/gençler kendileri gibi olanlarla ilişki arar, teşhis-tedavi yöntemlerini konuşmak ve karşılaştırmak ister (aslında bunların hepsi yetişkinler için de geçerli).
Çalışma sonucunda çocuk/gençlere İnternet sitesi kurarak durumlarını orada açıkça anlatmaları sağlandı. Böylece hastalara, sorunlarını başkalarıyla paylaşarak bunun utanç verici ve aşağılık bir durum olmadığını hissetme fırsatı verildi.
Çalışma kapsamında 21 site kuruldu. Çocuk/gençlikte en yaygın kanser türü olan kan kanseri çeşitlerine odaklanıldı. Site kuranların, durumlarını bizzat anlatmaları sağlandı. Siteyi tıklayan, karşısında kanser tedavisi gören, bunu ayrıntılı biçimde anlatan, paylaşan bir çocuğu/genci buluyor. Bu da, benzer durumdaki pek çok çocuk/genç için benlik tanımlama ve bilgilenme sürecinde ona yardımcı oluyor. Örneğin, hastalar, bir kemoterapi sürecini veya MR/tomografi seansını anlatıyor. Böylece, bu tür uygulamanın nasıl bir şey olduğu hakkında bilgi vermiş oluyor. Kan sayımının ne anlama geldiği, kemoterapi sonucunda saç dökülmesi gibi tatsız konuları aktarıyor. Çocuk/gençler belki de farkında olmadan, tedavisi güç ve zahmetli bir hastalık olan kanseri yenmek için psikolojik güç ve inanca sahip olmanın önemini vurgulamış oluyorlar. Sitesinde kendi saçsız resmini yayınlayan bile var!
Bütün bu işler, kanseri, çocuklar/gençler için öcü olmaktan çıkartmaya yönelik metanet adımları...
Özellikle Amerika’da çocuklara/gençlere özgü kanser sitelerinin sayısı artıyor. Bunlara bloglar da eklendi. Ancak, blogları izlemek çok daha zor. Technorati (www.technorati.com) veya Sphere (www.sphere.com) gibi blog arama motorları bu sorunu bir ölçüde azaltıyor. Ama blog sayısı 50 milyon civarında olduğu için sabırla aramak gerek.