Kanserle savasiyorum jubilemde soyunurum

Güncelleme Tarihi:

Kanserle savasiyorum jubilemde soyunurum
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2005 00:00

71 yaşındaki Erol Günaydın bir yandan kendi hastalığı, bir yandan eÅŸi Güneş’in kanser mücadelesiyle uÄŸraşırken diÄŸer yandan da 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde 50’nci sanat yılını kutlamaya hazırlanıyor. Günaydın, Ferhan Åžensoy’un ‘Böyle usta bir sanatçının fark edilmesi için soyunması mı gerek’ sözüne cevap verdi, televizyon ve tiyatro dünyasını yorumladı.Kavuk hikayesi son günlerde gündemde. Siz geçen gün bir yerde kavuk buralarda mı diye espri yapıyordunuz sanırım...Toplum ne kavuÄŸu, ne kavukluyu ne de orta oyununu biliyor. Çünkü tiyatromuzun geçmiÅŸinden örnek veren, oynayan, gösteren yok. Onun için bu gençliÄŸi suçlamamak lazım!- KavuÄŸu ne sanıyorlar sizce? Ne düşündüklerini bilmiyorum ama kavuÄŸu niye ona vermiyor, niye buna vermiyor kavgasındalar. Kavuk böyle elden ele geçerek hediye edilecek bir ÅŸey deÄŸildir. Zaten böyle bir kavuk töreni de yoktur. - KavuÄŸu en komiÄŸe vermek gibi bir durum yok yani...Öyle bir ÅŸey yok. Ä°lle de en komik adam kavuÄŸu giyer diye bir ÅŸey olamaz! Cem Yılmaz’la baÅŸlattılar bunu. Ama komik adamın başına kavuk giyilecek bir ÅŸey yoktur. Sonra herkesin kafa numarası ayrıdır, herkesin kendi kavuÄŸu kendi kafasındadır. Cem Yılmaz’ın, Yılmaz ErdoÄŸan’ın, Ferhan Åžensoy’un, Münir Özkul’un kavuÄŸu ayrıdır. Bugün Ali PoyrazoÄŸlu reklam olsun diye incili, boncuklu travesti iÅŸi kavuk giymiÅŸ. Tam travesti iÅŸi kavuÄŸu çıkartmış kafasından Müjdat’a giydiriyor. Aslında Ali PoyrazoÄŸlu’na yakışır o kavuk. Ben onun yerinde olsam tekrar Ali’nin kafasına takardım, ‘sen bu travesti iÅŸi kavukla git Maslak’ta dolaş’ derdim. Bunlar kavuÄŸun hikayesini, geçmiÅŸini bilmedikleri gibi rezil edip duruyorlar. Åžimdi Nasreddin Hocanın dediÄŸi gibi kavuk çoluk çocuÄŸun elinde oyuncak oldu. Onun için Semra hanımlar seyrediliyor, çünkü bunlar Semra hanım kadar baÅŸarılı olamıyorlar. O daha komik çıktı! - SaÄŸlığınız nasıl? Ä°ki ağır ameliyat geçirdim. EÅŸim GüneÅŸ kanser olunca onu kıskandım ben de kanser oldum. Eylül - ocak arasında hastanede kaldım. Ben tam hastenedeydim, eÅŸim bu sefer hastalandı. Åžimdi ben fena deÄŸilim, eÅŸimin tedavisi devam ediyor. - ‘Uzun Donlu KiÅŸot’ oyununuz sanırım ÅŸu anda oynanmıyor?Ben ameliyat sonrasında oynayamadım. Seyirci de olmadı fazla. Benim bu yıl 50’nci yılım. Ya 27 Mart’ta ya nisanda jübilemi yapmak istiyorum. Ben 1955 yılında Kadıköy Süreyya Sineması’nda Haldun Dormen’le profesyonel tiyatroculuÄŸa baÅŸladım 60 lira haftalık yövmiye ile. Müjdat’la konuÅŸtuk, 27 Mart’ta bir oyun oynamak istiyorum. - Peki Ferhan bey bir röportajında ‘Erol Günaydın gibi bir ustayı hatırlamak için onun soyunması mı gerek’ demiÅŸti. Peki siz hatırlanmak için soyunacak mısınız jübilenizde efendim?Orada zaten uzun donla oynuyorum. Don KiÅŸot’um ben. Soyunacağım, Ferhan’ı yalancı çıkartmayacağım. Panço’yu don ile oynayacağım.Beyaz’a gülüyorum, Okan’In sunuculuÄžu Ä°yÄ°- Siz her türlü rolde hep oynadınız ama hiç ortaya çıkıp da ben buradayım demediniz...Evet, Feylezof Rıza’nın dediÄŸi gibi, ‘Her telde oynarım cambazım ama sırat köprüsünü geçemem’ onun gibi bir ÅŸey. Ben gidip oturup adamın karşısına televizyonda ben bunu yaptım, ÅŸunu yaptım diyemiyorum. Geçen gece açtım Ferhan (Åžensoy) ile Rasim (Öztekin) Beyaz Åžov’a katılmış. Bir ÅŸey soruluyor, yapma yapma konuÅŸmalar, gülmeler hepsi yapma. Beyaz tipler yapıyor gülüyorlar ama ben daha çok gülüyorum. Çünkü 15 ayrı tip yapıyor ama onbeÅŸinde de hep aynı ‘R’ var.- Okan Bayülgen’i nasıl buluyorsunuz peki?Okan ters, aksi bir adam olduÄŸu için ona bir ÅŸey demiyorum. O görevi o çok iyi yapıyor. SunuculuÄŸu oyunculuÄŸundan çok daha üstün bence. OyunculuÄŸu çok sevdiÄŸini de zannetmiyorum. Her dönemin bir komiÄŸi var. Mehmet Ali Erbil, daha evvel Metin Akpınar, ondan evvel Kemal Sunal, Münir Özkul, Orhan Boran, Ferdi Tayfur vardı. Bunlar çekilince Cem Yılmaz, Yılmaz ErdoÄŸan girdi. - Üç kızınız var sanırım?Evet, ben kız çocuklarını çok sevdim hep... En büyük kızım AyÅŸe, Galata kulesinin dibinde Anemon Oteli’nde çalışıyor. Ortanca kızım FatoÅŸ, Amerika’da yüzen transatlantiklerin içinde kumarhanelerin başında ÅŸef, küçük kızım Gülfem ise basın-halkla iliÅŸkiler iÅŸi yapıyor. AyÅŸe Ä°talya’da Floransa’da yaşıyordu, biz hastalanınca torunum Sofia ile bize bakmaya geldiler ve kalmaları uzayınca da Galata’daki otelde iÅŸ buldu, çalışıyor ÅŸimdi. - 20 yıl Nasreddin hocalık yaptınız... Peki size soralım Nasreddin hocanın kavuÄŸunu kime yakıştırıyorsunuz?Evet, aralıklarla 1970’den beri gidip geldim AkÅŸehir’e. Valla ben gidip gelirken rahmetli Aziz Nesin’de gidip gelirdi oraya. Dolaşır, hikayeler yazardı. Åžimdi oranın insanı modern Nasreddin Hoca diyor Aziz Nesin için. Gerçekten, sever mi sevmez mi bu lafı bilmiyorum ama ‘Allah rahmet eylesin’ Aziz Nesin’e çok yakışırdı Nasreddin Hoca’lık. Bu dönem ise yakıştırdığım kiÅŸi Metin Uca. Ona kavuÄŸu giydiririm yani. Dünya ÅŸekeri, esprili ve yaratıcı bir insan. Yaratırken de iÄŸneleyen bir zekası var. HAYALLERÄ°M YIKILMASIN DÄ°YE ÅžENER ÅžEN’İ Ä°ZLEMÄ°YORUM- Peki siz Cemal ReÅŸit Rey’in ricasıyla ‘Yaygara 70’ adında bir müzikal yazdınız. Åžimdi yeniden yapılan müzikalleri nasıl buluyorsunuz?Åžimdi gülme ÅŸekli deÄŸiÅŸti. O zamanlar anlamlı gülmeler vardı. Neye güldüklerini anlamıyorum. ‘Yıldızların Altında’yı seyretmedim ama televizyonda gördüm ‘Noolur, nayır’ gibi. Yıllardır buna gülüyorlar, bunlar bayatladı. O güzel Candan Erçetin’in güzel sesiyle daha güzel müzikaller yapılabilirdi. Åžener Åžen’in ‘Mucizeler Komedisi’nin iyi olmadığını duydum, izlemedim ama saÄŸdan soldan duyduÄŸum bu. Fikir yürütemeyeceÄŸim. Ama aman bir komedi olsaydı, benim evimin içine kadar girer beni alır götürürdü. Åžener Åžen sevdiÄŸim insandır, hayallerim yıkılmasın diye gitmiyorum. - Ferhan Åžensoy’la kafaları çekip Küçük Sahne’nin mührünü açıp mahkemelik olmuÅŸsunuz... Evet, doÄŸru! Bende durur mühürler ve çok vardır. Åžan Tiyatrosu’nu mühürlemiÅŸlerdi onu da ben söküp almıştım. Tiyatro mühür koleksiyoncusuyum. Çok aÄŸrıma giderdi mühürlenince tiyatro...- Anılarınızı bir kitap haline getirmeyecek misiniz?Yazacağım, gençliÄŸime mektup yazacağım! Nasılsın, iyi misin? diye. Senden çok uzaktayım diye... Gençleri de ilgilendirir diye bunu yazacağım. Åžimdi çok uzaklardayım diye yazacağım, yakındır...Athena Gökhan hayırsız çıktı- Kızınız Günfer Athena Gökhan’la çıkmış bir dönem...Evet, 3 yıl önceki flörtüydü. Kızım Ä°talya’ya gidip bir yıl kalmıştı orada, sonra arkadaÅŸ kaldılar. Günfer ‘Senden Benden Bizden’ klibinde oynamıştı. Bizde kalırlardı. Ailece çok sık görüşürdük. Onun da babası kanserden vefat etti, ne içkisi ne sigarası vardı, spor yapardı ama kader iÅŸte. Sonra onlar gitti Athena oldular. Ama hayırsız çıkıp aramadılar. Yine de ÅŸeker çocuklardır, severim. - Eurovision’dan sonra mı gelmediler?Yok Eurovision deÄŸildir. Çok iÅŸleri var herhalde koÅŸturuyorlar müzik peÅŸinde. Kolay deÄŸil tabii. Biz de pek arayamıyoruz tanıdıklarımızı... Teoman geliyor sık sık, o da bizim çocuÄŸumuzdur. Filminde beni oynatmak istemiÅŸti ama hastalık olunca olamadı. Emre Altuğ’un klibinde oynamıştım, o da gelir sık sık, o da benim çocuÄŸum gibi olmuÅŸtur. Mercan Dede gelir, onu çok seviyorum. Öyle efendi, candan bir çocuk ki! Ben 50.ci yılımı kutlayacak olursam çağıracağım onu. Ney çalıyor bayılıyorum. Kadın rolü oynamak zordurÄ°lk tiyatroya baÅŸladığımda Ahmet Kudsi Tecer ‘Şair Evlenmesi’nde bir zenneyi oynatmıştı. Ses Tiyatrosu’nda Çatladı Kapılı Sadberk Hanım’ı oynadım. Meddahlıklarda çeÅŸitli kadınları oynadım. Sonra Ä°smet Ay’la yaÅŸlı koca-karıları yaptık. Tatlı Kaçıklar’da Beton Raziye’yi oynadım. Benim oynadığım kadın rolleri erkekleÅŸmiÅŸ rollerdi. Travesti gibi kırıtarak oynamam. Mesela ‘Size Baba Diyebilir miyim?’ oldu televizyonda en son, Okan Bayülgen mesela ciddiye almamış iÅŸini, aÄŸdalar, rastıklar falan çekmiÅŸ, iÅŸini ciddiye almamıştı. Olmadı tabii, dizi de kalktı hemen. Gençlere bakıyorum kaçıyorlar kadın rollerinden oynasalar da travesti gibi oynuyorlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!