Güncelleme Tarihi:
* Hayatınızın ikinci baharını yaşıyorsunuz. Neler olduğunu, neler atlattığınızı biraz anlatır mısınız bize?
- Evet... 1995 yılında tiroit kanserine yakalandım. 2011 yılında da bağırsak kanseri oldum. Ama mesleğe olan bağlılığım, beni hayata daha çok bağladı. Hiç pes etmedim, vazgeçmedim. İkinci bahar dediğiniz şeye ben şimdi “mucize yaşam” diyorum.
* Kanseri nasıl yendiniz?
- Önce kanseri nasıl tesadüfen fark ettiği mizi anlatayım. Aşırı kiloluydum ve artık bu kilolarımdan kurtulmak istiyordum. Bir gün televizyonda “şekere son” diye bir haber izledim, Doç. Dr. Alper Çelik’e gittim. Diyabet hastasıydım, kendisine derdimi anlattım. Pankreas ameliyatı olup bu rahatsızlığımdan kurtulmak istediğimi söyledim. Sekiz saat süren ameliyat sırasında bağırsağımda üç kanserli hücreye tesadüfen rastlanmış. Bu kanserli bölgeyi de pankreas ameliyatı sırada almış. O sayede kanser yayılmadan temizlendi. Hayata dönüşüm işte o noktada başladı. Ameliyattan sonra doktorum bana kanserli hücrelerin fotoğraflarını hediye etti. Çok etkilendim ve hayata eskisinden de sıkı sarıldım. Artık kişiliğim ve hayata bakışım değişmişti. Hayata olan bağlılığım kanseri yenmemde en önemli etkendir.
SERVET GİTTİ ARTIK KİRADAYIM
* 46 yıllık bir kariyeriniz var. Hem tiyatro, hem televizyonda yer aldınız. Servet denebilecek kadar kazandığınızı tahmin edebiliyorum. Ne oldu o birikimler?
- 1995 yılında, ilk tiroit kanserine yakalandığım dönemlerde, dokuz dairem ve 1 milyon dolar nakit param vardı. 15 yıl ortalarda olmadım, bu süre içinde çevremde ne bir sanatçı arkadaşım ne de dostum vardı. Tedavi olabilmek için dokuz ev harcadım, her şeyim gitti. Ama en acısı insanların nankörlüğünü gördüm. Kapımı çalan kimse yoktu. Eşim Müge’den başka bana destek çıkan, moral veren kimse olmadı. Sonuç olarak şunu gayet iyi anladım; ayaktaysan, güçlüysen yanında insanlar var ama düştüğün anda kimse kalmıyor.
* Hiç malınız mülkünüz kalmadı mı? Tamamı gitti mi?
- Dediğim gibi bütün evlerim, servetim hastalığım döneminde eriyip gitti. İki çocuğuma birer daire aldım kalan parayla, kendim de kirada oturuyorum artık. Sağlığım yerinde ama, en önemlisi de budur artık benim için...
* Çocuklarınız ne yapıyor şimdi?
- Allah bağışlasın, bir kızım bir de oğlum var. İkisi de üniversiteyi bitirdi. Onların mutlu olması beni daha mutlu etti. Hayata bağlandım, yılmadım, savaştım. Hayata artık o kadar pozitif bakıyorum ki... Sağlığın yerini hiçbir şey tutmuyormuş, insan bunu hastalanmadan anlamıyor.
124 kilo'dan 87'ye düştüm
* Şimdiye kadar kaç ameliyat geçirdiniz?
- Bu yaşıma kadar 11 ameliyat oldum: Kanser, apandisit, fıtık, kol tendonu, burun...
* Kilolar da gitmiş bu arada...
- Evet, pankreas ameliyatından sonra 124 kilodan 87’ye indim. Sağlığım inanılmaz derecede düzeldi. İkinci hayatımı yaşıyorum diyebilirim.
* İkinci hayatta ekrana da döndünüz. Artık “Karadayı”da izliyoruz sizi...
- Evet. Hakime hanım Feride’nin bakan babasını canlandırıyorum.
* Nasıl bir adam bu bakan?
- Medya patronu Çetin ve Savcı Turgut’la karanlık ilişkileri olan bir bakan...
Kitaba inanılmaz bir ilgi var
* İkinci baharla birlikte hayat öykünüzü de kitap haline getirdiniz.“Kenar Mahalle Delikanlısı”nın satışları nasıl gidiyor, memnun musunuz ilgiden?
- Evet, hem de çok memnunum. Kitap 3 bin üzerinde sattı, satmaya da devam ediyor. Üçüncü baskıya gidiyoruz. Türkiye’nin her yerinden imza günlerine, panel ve toplantılara çağırıyorlar. İnanılmaz bir ilgi var.