'Kanser sebebi deÄŸil'

Meme geçmiÅŸten günümüze kadın bedeninin en önemli unsurlarından biri olmuÅŸ ve olmaya devam etmektedir. DiÅŸiliÄŸin yanı sıra, üretkenliÄŸin, anneliÄŸin ve cinselliÄŸin bir simgesi olan meme dokusu çeÅŸitli hastalıklara yakalanabilmekte. Bu hastalıklardan belki de en korkutucu olanı elbette ki meme kanseri. Meme kanseri toplumda giderek artan oranda izlenmekte ve özellikle Batılı toplumlarda her sekiz kadından birinde hayatının herhangi bir döneminde ortaya çıkmakta. Dr. Zekeriya Kul geliÅŸmiÅŸ kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerine raÄŸmen halen meme kanseri için tıbbın bilebildiÄŸi en iyi yöntemin meme dokusunun cerrahi olarak alınması olduÄŸunu ve bunun mastektomi yöntemi olduÄŸunu belirtiyor.Â

 

Mastektomi sonrası meme ameliyatlarında en sık kullanılan tekniğin  derinin genişletilmesi ve sonrasında protez konulmasıdır. Ancak bunun yanı sıra  flep ile onarım adı verilen protez yöntemine alternatif olarak sırttan, karından veya kalçadan bir doku alınarak meme yapılabilir ve hastanın normal hayatına geri dönmesi 6 hafta sürebilmektedir. Her cerrahi girişimde olabilecek risklerin dışında yara izi, kısmi duyu ve doku kaybı, aşırı sertlik, asimetri  de bu tip estetik ameliyatlarda hastalar tarafından göz ardı edilmemesi gereken konuların başında gelmektedir.

Konu hakkında bilgi aldığımız Dr. Zekeriya Kul, şöyle söyledi: Tüm estetik operasyonlarda amaç hem hastanın sağlığı  hem de memnuniyetidir. Yeniden meme oluşturmak için kullanılabilecek yöntemlerden biri hastanın kendi dokuları ile meme onarımıdır fakat bazı hastalara cerrahları tarafından beklemeleri tavsiye edilmiş olabilir, özellikle memenin hastanın kendi dokusu ile (flep transferi) rekonstrükte edildiği durumlarda veya obezite, yüksek tansiyon ve sigara içimi gibi durumlarda da hastaların beklemeleri tavsiye edilir.

SÄ°LÄ°KON MEME PROTEZLERÄ° KANSERE NEDEN OLMAZ Â

 

Ayrıca silikon meme protezlerinden de korkulmaması gerektiğini altını çizen Dr. Zekeriya Kul; “Sağlık ve estetik amaçlı kullanılan silikon protezlerin meme dokusunun veya kas dokusunun arkasında yer alır. Bu nedenle gerek meme muayenesi için gerekse ultrasonografi ve mammografi için engel teşkil etmez. Ve en önemlisi de kansere neden olmazlar.’ dedi.