Güncelleme Tarihi:
Zihinsel baskı rejimi: Ciddiyet
Hepimiz ciddiyiz, ciddiyeti severiz, yeri gelir ciddiyete davet ederiz.
O kadar ciddiyiz ki ciddiyet konusunda; Serdar Turgut’un Çankaya’daki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmasını istemiyoruz mesela.
Bu duruma bir okuyucu ve vatandaş olarak itiraz ediyorum.
O yazıyı benden esirgedin ya sen Ciddi Ankara; alacağın olsun!
Hangi yazıyı diyerek saf numarası yapmayın; elbette Serdar’ın o resepsiyondan çıkaracağı yazıyı.
Yazısının başlığı büyük ihtimal “Ankara’da Korku ve Nefret” olacaktı; aaah ah!
* * *
Karikatürünü dava eden Başbakan, mizah yazarı sevmeyen Cumhurbaşkanı...
Hayat bana şu cümleyi de kurdurtuyor ya: “Gözünü sevseymişiz biz Turgut Özal’ın! Ne olgun adammışsınız siz Demirel!”
Türkiye katır/kutur bir ülkeye dönüşüyor.
Herkesin espri anlayışı farklı olabilir elbette.
Kimi Fıkralarla Türkiye programının Şiveli İşkenceler bölümünü espride üst limit belirler; kimi Ferhan Şensoy’un “Varsayalım İsmail”ini.
Kimi Bülent Arınç’ın fıkralarına bayılır, kimi benim gibi eğlenmek için sabırsızlıkla bütçe görüşmelerini bekler.
(İstisnasız herkes düşen insana güler, o ayrı!)
Ama madem Cumhurbaşkan-lığı’nın Serdar’ı sakıncalı bulma hakkı var; o zaman benim de şunu söyleme hakkım olmalı:
Sıkıcısınız.
(Bu arada Serdar’ın başı zaten Rojin cephesiyle dertte. Konu hassas, kadınlar öfkeli.
Son olarak ÖDP’li Kadınlar “Hepimiz Rojin’iz!” diye ayaklandı. Serdar’ın yaşadığı paniği düşünebiliyorum.
Hey dostum!
Bu konuda sana destek vermek isterdim ama prensip olarak kaynayan su ortamında (bkz. jakuzi) bir erkekle bulunmaya karşıyım ve senin kaynatıldığın kazana girmeye de bu çerçevede yaklaşıyorum!
Robert Crumb sabrı dilerim.)
Peki bunun nesi komik?
HABER bülteninde konu domuz gribi paniği.
Manisa’dan canlı yayın.
Ölümünde domuz gribi şüphesi bulunan gencin acılı amcası ile röportaj yapılıyor.
Arka planda koca koca adamlar beliriyor. Sanırsın maç sonrası röportajda kadraja giren top toplayıcı çocuk.
“Domuz gribi değilmiş ama...” acılı amca anlatıyor bu arada.
Ve arkadaki adamlar sırıtarak cep telefonlarıyla konuşmaya başlıyor.
Bu mu yani?
Sırıtacak ne var be adam!
Ne diyorsun arkadaşına, eşine dostuna sırıta sırıta?
“Beri bak, açsana televizyonu, ehe-ehe, görüyon u beni keh-keh-keh!” Ölümden bahdsediliyor 20 santim önünde be parlak zekâ, be ileri zekâ!
Bu mu komik olan?