Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2006 00:00
METRO HITS 2006
(Sony BMG)
METRO Hits 2006 adlı albümün şarkı listesine bakınırken endişeye kapıldım. Bunun sebebi şarkıların fena, çok fena ve fenalık ötesi şeklinde üçe ayrılıyor olmalarından da kaynaklanıyor olabilir tabii. Fakat beni endişeler diyarında tam pansiyon tatile gönderen asıl gelişme, şarkıların birkaç tanesi hariç hiçbirini duymamış olmamdı. Chelo, Helena Paparizou, Anggun, Sukhwinder Singh & Sapna Awasthi, Keti Garbi, The Attic gibi isimleri duymamış olmam benim hatam olarak açıklanabilir. Fakat kardeşim, hit olmuş parçaları televizyondaki müzik kanallarında veya gazeteye bir arkadaşımın arabasında filan gidiyorsam, o da normalde dinlemediğim bir istasyon dinliyorsa öğreniyorum. Bu topluluklar ve bu şarkılar ne ara, nerede, hangi listede hit oldu. Olmuşlardır, olmuşlardır, benim haberim yoktur ama insan bir şekilde kıllanıyor işte. Sanki paralel bir evrende başka şarkılar dinleniyor, onlar hit oluyor ama ben bu sırada başka listelerle uğraşıyorum gibi bir hisse kapıldım. Kavruk hissettim kendimi bir yerde. Bu albümdeki parçaların hit olduğu bir dünyayı bırakarak Hitorit gibi (tamamen sallıyorum) başka bir gezegene ışınlanmayı da hemen kabul ederim, ona göre... Bir de "Madem albüm kötü niye yazıyorsun; güzellerini yazsana" diye sitem edenler çıkıyor arada sırada da olsa. Kötüyü bilmezsek iyiyi nasıl anlayacağız gibi son derece şişirme bir cevap vermek istemem. Kötü albümleri de bilmek lazım, tedbir almak gerekebilir diye yazıyorum... İşte böyle arkadaşlar...
TOOL
10,000 Days
(Sony BMG)
TOOL tanıdığım, bildiğim ama fazla takılmadığım topluluklardan biri. "10,000 Days" adlı bu harika albüm elime geçtiğinde, hemen dinlemek yerine daha acayip bir işe kalkıştım. "Albümü, biraz kereviz yaprağı, biraz zeytinyağı ekleyip bir taşım pişirdim" diyeceğimi umanlar çıktıysa, onları ayrıca seviyorum. Albümü ele geçirdiğimde dinlemeden önce kapağıyla uğraştım bir süre. Baktım albüm kapağında dürbün gibi bir şey var. Bakıyorum, bakıyorum bir şeyin yakınlaştığı veya uzaklaştığı yok. "Bu ne be!" diye sinirlendiğim anda bir arkadaş yardıma yetişti ve o gözlüğün albüm kapağındaki üç boyutlu resimlere bakmaya yaradığını söyledi. Albümün böyle güzel bir yanı da var. Dinlemediğim zaman bile resimlerine bakıyorum yani... Albüme gelirsek. Tool, resmen topa gerilip vurmuş. Uzun süredir bu alanda yapılmış böyle iyi bir albüm dinlememiştim. Başladığı anda gürültünün gönüllü esiri oluyor insan. Tool’un bir albümünü günde iki kez ilaç niyetine dinleyeceğim söylense "Haydi oradan, git yüzünü yıka açılırsın" derdim... Oluyormuş. Ne kadar sürer bilmiyorum fakat yaz sıcaklarına karşı, çivi çiviyi söker prensibine uygun olarak bu albümü dinleyip duruyorum. Sert müzik sevenler, eski tüfek rock dinleyicileri kaçırmasın...