Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2006 00:00
LOVE3
(SONY BMG)
ÖNCE şöyle bir düzeltme yapmam gerekiyor. Albümün adı aslında "Love3" değil. Sanırım daha önce Love2 (Love-kare) diye bir albüm yapılmış. Bu da Love’ı kendisiyle üç kez çarpıştırmak suretiyle elde edilen üçüncü albüm oluyor.
Klavyenin üzerine yorgunluktan yığılıncaya kadar (Abartıya gel, abartıya!) 3’ü Love’ın üstüne kondurmaya çalıştım ama olmadı.
Bu zorunluluğu tartışmaya açık bilgilendirmenin ardından albüme geçelim.
Toraman bir albüm bu "Loveüstüüç..."
Aranızdaki uyanık afacanlar, albümün üç ayrı CD’den oluştuğunu öngörmüş olabilir. Onları ayrıca yanaklarından makas almak suretiyle tebrik ederim!
Üç albümlük bu tombul aşk dolmasını baştan sona dinleyebilecek insan sayısının fazla olacağını sanmam.
Hoplaya zıplaya dinlememe rağmen, ikinci albümün ortalarında mutasyona uğramaya başladım.
Bir anda çevremdeki objeler pembe ve kırmızı ağırlıkta olmak üzere renk değiştirmeye başladı. Sonra en korkunç aşama başladı; ŞİRİNLEŞME...
Bebek gibi konuşma azmindeki kadınlar tarafından kovalanıyormuş gibi, Sevgililer Günü’nde alışveriş merkezlerinde tıkılı kalmış gibi, biri bana "Kociş beni Yataş’a götür" diyor gibi oldum. Fenalaşmışım tabii...
Oysa albümdeki şarkılara baktığında durum o kadar kötü olmayabilir. Daha doğrusu, cezai ehliyetini kaybetmiş gibi oluyor ya bazı şarkılar zaman içinde.
Mesela The Bangles’ın "Eternal Flame"inin çıktığı yıllarda bu şarkıyı bana 45 saniyeden fazla dinletmeniz durumunda, sırtüstü yere yığılıp kıvranarak, acı içinde ölebilirmişim gibi gelirdi.
Şimdi başlayınca yine içimden bir "Iyyyyyyyy!" diyorum tabii ama uzatmıyorum; "Zararı yok, çalar geçer..." diyorum.
Aslında bu "cezai ehliyetini kaybetmiş şarkılar" meselesini ben sonra bir cumartesi filan açayım.
Albümün genelinde The Bangles gibi örneklere sıkça rastlamıyoruz aslında. Genellikle klasiklere yer verilmiş. Soul, caz ve r&b alemlerinden öncülerin ve unutulmazların seslendirdikleri klasikleri dinlerken doz aşımına dikkat etmenizi ayrıca rica edeceğim. Evde sürekli bir Rock Hudson/Doris Day filmi ortamı insanı ayar eder, ona göre...