Kanat Atkaya: Kabakulak
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2008 00:00
THE LAST SHADOW PUPPETS
The Age Of The Understatement
(Domino/Kent)
ARCTIC Monkeys’ten Alex Turner 20 yaşında şöhreti, parayı ve başarıyı bulmuş bir genç insan. Şimdi de 22 yaşında olmalı.
Epeyce çalışkan ve akıllı bir insan olduğunu tahmin ettiğim Turner, parti manyağı olacağına 1960’larda yapılan müzikleri dinlemeye veriyor kendini.
Bu süreçte The Rascals adlı güzide topluluktan Miles Kane’i yanına katıyor, James Ford’a "Bir dakika gelsene abi, ufak bir işimiz var" diyor ve The Last Shadow Puppets’ı kuruyor.
Halen içinde bulunduğumuz 2008’in plase albümlerinden biri çıkıyor ortaya netice itibarıyla.
1960’ların etkisi yoğun şekilde hissediliyor ki beni bozmaz.
Londra Metropolitan Orkestrası ve iki kafadar rock yıldızının yaptıkları albüm dinlemekten şikayetçi olmayacağım bir çalışma.
Başucu albümüm olmayacağı kesin ancak takdir ederim, ara sıra dinlerim.
O kadar işte, daha ne yapayım?
Aferin, güzel olmuş ama başyapıt da değil yani...
SIMONE
Simone On Simone
(Koch Records)
SIMONE, gelmiş geçmiş en mühim seslerden biri olan ve 5 yıl önce uçup giden Nina Simone’un kızı.
Annesinin soyadını kendisine ad olarak seçmiş.
Meğer müzikal dünyasında çalışan bir şarkıcıymış kendisi de. Disney’in "Aida"sında başrol oynamış.
40’lı yaşlarında, annesiyle bağları kuvvetli biri olan Simone sonunda caz albümü yapmaya karar vermiş.
İlk parça, annesiyle İrlanda’da sahneye çıktıkları ilk günün anısına o konserde kaydedilen "Music For Lovers..."
Nina Simone "Bu benim kızım, tanıştırayım" diye getirip karşımıza bırakıyor.
Sonrası iyi bir sesten iyi caz parçaları.
Ne bir eksik ne bir fazla.
Yani Simone’un, Nina’nın yetenekli kızı olmaktan öte sunacağı pek bir şey yok.
Emsaline sık rastlanabilecek bir caz albümü.
Caz meraklılarını hayal kırıklığına uğratacağını sanmam.
The Age Of The Understatement
(Domino/Kent)
ARCTIC Monkeys’ten Alex Turner 20 yaşında şöhreti, parayı ve başarıyı bulmuş bir genç insan. Şimdi de 22 yaşında olmalı.
Epeyce çalışkan ve akıllı bir insan olduğunu tahmin ettiğim Turner, parti manyağı olacağına 1960’larda yapılan müzikleri dinlemeye veriyor kendini.
Bu süreçte The Rascals adlı güzide topluluktan Miles Kane’i yanına katıyor, James Ford’a "Bir dakika gelsene abi, ufak bir işimiz var" diyor ve The Last Shadow Puppets’ı kuruyor.
Halen içinde bulunduğumuz 2008’in plase albümlerinden biri çıkıyor ortaya netice itibarıyla.
1960’ların etkisi yoğun şekilde hissediliyor ki beni bozmaz.
Londra Metropolitan Orkestrası ve iki kafadar rock yıldızının yaptıkları albüm dinlemekten şikayetçi olmayacağım bir çalışma.
Başucu albümüm olmayacağı kesin ancak takdir ederim, ara sıra dinlerim.
O kadar işte, daha ne yapayım?
Aferin, güzel olmuş ama başyapıt da değil yani...
SIMONE
Simone On Simone
(Koch Records)
SIMONE, gelmiş geçmiş en mühim seslerden biri olan ve 5 yıl önce uçup giden Nina Simone’un kızı.
Annesinin soyadını kendisine ad olarak seçmiş.
Meğer müzikal dünyasında çalışan bir şarkıcıymış kendisi de. Disney’in "Aida"sında başrol oynamış.
40’lı yaşlarında, annesiyle bağları kuvvetli biri olan Simone sonunda caz albümü yapmaya karar vermiş.
İlk parça, annesiyle İrlanda’da sahneye çıktıkları ilk günün anısına o konserde kaydedilen "Music For Lovers..."
Nina Simone "Bu benim kızım, tanıştırayım" diye getirip karşımıza bırakıyor.
Sonrası iyi bir sesten iyi caz parçaları.
Ne bir eksik ne bir fazla.
Yani Simone’un, Nina’nın yetenekli kızı olmaktan öte sunacağı pek bir şey yok.
Emsaline sık rastlanabilecek bir caz albümü.
Caz meraklılarını hayal kırıklığına uğratacağını sanmam.