Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2004 00:45
Günümüz kadını ergenlikten menopoza kadar yılda 13 kere, hayatı boyunca yaklaşık 350-450 kez, 3-7 gün kanıyor. Sadece hamilelik ve emzirmede bir dönem kesilen adet kanamasını her kadın farklı algılıyor. Kimi kanamayı gebelik testi gibi görüyor. Her ay kanamak, gebe kalmadığının en büyük işareti. Kimi için menopoza girmemenin, bir anlamda hálá genç olmanın...
Bazı kadınlar da bunu üreme yeteneğinin hálá sürmesi olarak düşünüyor. Yine de önemli toplantılarda, sınavlarda, düğünde, tatilde, Hacca giderken adet olmamak için doktorundan yardım alıyor. Adet öncesi ve sırasında yaşanan, bazen başedilmesi güç sıkıntılara rağmen, adet kanamasından vazgeçmek istemeyen kadınların yanında, kanamamanın yolunu arayanlar da yok değil. ABD’de doktor ve kadınlardan oluşan ‘No period’ hareketi bunun mücadelesini yapıyor. Bebek doğurmayacaklarsa kanamalarına gerek olmadığını savunuyorlar. Nitekim ABD’nin FDA kurumu 3 aylık doğum kontrol hapı, yani kanamayı 3 ay boyunca kesen hapa izin verdi. Henüz Türkiye’de bulunmayan Seasonale adlı ilaç 84 gün boyunca alınıyor. Daha sonra 7 gün ara veriliyor. Bu ara sırasında kanama gerçekleşiyor. Aslında tıbbın başka olanaklarından da yararlanarak kanama periyotlarını ertelemek, sayısını azaltmak, hatta hiç kanamamak mümkün. İyi de kadınlar kanamasız yaşama, bu periyodun verdiği mesajdan vazgeçmeye psikolojik açıdan hazır mı?
Daha konforlu bir hayat için kanamayı durdurdum
Doktor Ilgın Özge (32) kanamayı kesme etkisine sahip hormonal spirali 4 yıl önce taktırmış. Doğum kontrol yöntemini seçerken bu yolu özellikle tercih etmiş: ‘Öncesiyle birlikte periyod her ay 10 gün süren bir dönem. Kontrol kadının elinde olmalı. Eğer gebelik düşünmüyorsam niye kanayayım? Kanamamak yaşam kalitemi artırıyor. Adet öncesi ve sonrası yaşanan birçok sıkıntıdan uzağım artık.’
Kendimi bu sayede genç hissediyorum
Üç yetişkin çocuk annesi ev kadını Fatma Esener 50 yaşında. Ara ara gelen sıcak basmalarını, 15 gün ileri atmaya başlayan periyodunu menopoza giriş sinyali olarak algılıyor ve ‘Ben her ay kanamak istiyorum!’ diyor. ‘Çünkü kendimi daha sağlıklı hissediyorum. Hiçbir sıkıntı vermiyor. Tam tersi rahatlatıyor. Gördüğüm an daha genç ve zinde hissediyorum.’
Ekstradan külfet, niye kurtulmayayım ki?
Mali müşavir Olcay Pişkin (31), kanamasının gecikmesinden rahatsız. Hatta menopozdaki kadınlar gibi sıcak basıyor. Her periyodunda iki gün şiddetli başağrıları yaşıyor. Öncesinde de gerginlikten şikayetçi. ‘Aslında kanadığımda derin bir nefes alıyorum. Hamile olmadığım, menopozda olmadığım anlamına geliyor bu. Yine de kanamaya bağlı sıkıntım olmayacaksa neden kesilmesin? Sağlığım açısından gerekmiyorsa kanamak ekstradan külfet.’
Çok sancı çekiyorum ama olsun, psikolojik açıdan rahatlıyorum
Öğretmen Bahar Tunalı (27) adetinin ilk günü doğuma benzer sancılar yaşıyor hatta hastanelik oluyor.Ağrıların yanında bir de mide bulantısı, kusma, bayılma nöbetlerinden ürküyor. Yine de kanamanın vücut için yararlı olduğuna inanıyor: ‘Şiddetli kasılmalar nedeniyle çıldıracak gibi oluyorum. Ancak kas gevşetici enjeksiyonla gevşiyorum. Ama adet kanaması psikolojik açıdan rahatlatıyor. Vücudumda dirilik hissediyorum, cildim düzeliyor.’
Yan etkisi yoksa deneyebilirim
Çevre mühendisi Mine Aktürk (25) nispeten düzenli ve sorunsuz bir kanama süreci yaşıyor. Buna rağmen sırf kanama yüzünden ‘erkek olsaydım keşke’ dediği anlar var. Kanamanın gerekliliğine inanıyor: ‘Ağrım olduğunda okula gitmediğim günleri bilirim. Vücuda yan etkisi olmayacak, sıkıntı yaratmayacak bir yöntem geliştirilirse her ay bu sıkıntıyı çekmeyebilirim.’
KANAMANIN GERÇEĞİ VE HURAFESİ
Üreme çağındaki kadınlarda her adet kanamasından sonra yeni bir yumurta için hormon faaliyeti başlıyor. Olası gebeliğe hazırlık için rahim zarı kalınlaşıyor. Adetin 14’üncü gününde, toplu iğne başının yarısı kadar küçük yumurta olgunlaşıyor, çatlıyor. Ama yumurta döllenmeyince gelişmiş, beslenmiş rahim zarı büzülmeye ve dokusunu dökmeye başlıyor. Yani kanamayla dışarı atılan işe yaramayan rahim zarı. Bir yanlış inanış var. Birçok kadın adet kanamasıyla kirli kanı vücudundan attığına inanıyor. Halbuki kirli kan diye bir şey yok. Dökülen kalınlaşan rahim zarı.
Kanamayı kesen ürünler
Hem östrojen hem de progesteron içeren yöntemler periyodik bir kanama yaratır. Bunlar arasında doğum kontrol hapları ve aylık enjeksiyonlar var. Bırakıldığı an çekilme kanaması denilen, adete benzer bir kanama oluyor. Bunun dışında bu ürünleri kesintisiz kullanarak kanamasız zaman geçirmek mümkün.
Sadece progesteron içeren yöntemler de aynı amaçla kullanılabiliyor. 3 aylık iğneler bir dönem düzensiz kanama yapabiliyor ama bir yılın sonunda kadınların yüzde 50-80’i artık adet görmüyor. Rahmin iç tabakası iyice inceliyor. İnce tabaka dökülme ihtiyacı duymuyor. Kolda cilt altına yerleştirilen ve hormon salgılayan tek çubuk ve hormonlu spiral de diğer seçenekler.
Doktorlar kadınların tepkisini anlatıyor
Doç. Dr. Zeynep Tuzcular Vural (Haydarpaşa Numune Hastanesi Aile Planması Ünitesi Sorumlusu): Fizyolojisini bilen kadınlar kanamak istemiyor. Kanamayı kesme etkisi bulunan hormonlu spiral taktığımızı duyan çok sayıda doktor ve hemşire taktırmak için geldi. Yine de çok eğitimli olup, fizyolojisini bilse dahi, ben her ay kanayayım diyenler de var. Adet görmemenin şişkinlik yaptığını öne sürenler de. Oysa kanamak şart değil. Vücut yapmadığı bir şeyi (rahim içi zarını kalınlaştırma) atmıyor. Eski çağlarda kadınlar bu kadar kanamıyordu. Ömürleri daha kısaydı, sık sık gebe kaldıkları ve emzirdikleri için adet görmüyorlardı. Asıl şimdiki kadının hayatı boyunca 400 kere kadar kanaması tuhaf. Ayrıca bu yöntemler başka işe de yarıyor. Örneğin aşırı adet kanaması nedeniyle demir eksikliğine bağlı anemi olan kadınlara hormonlu spiral takılıyor.
Dr. Işık Gönenç (Hayrarpaşa Numune Hastanesi Aile Planması Ünitesi): Bazı kadınlar kanamayı hamile kalmadığını anlamak için bir test gibi görüyor. Bazıları da kanama döneminde kocalarıyla cinsel ilişkide bulunmadıkları için mutlaka adet olmak istiyor...
Prof Dr. Teksen Çamlıbel (Kalamış Tıp Merkezi Direktörü): Bir kadın olsam ben adet görmek ister miyim? Erkek olarak buna yanıt vermek çok zor. Adet görmek kadınlıkla, çocuk sahibi olabilmekle, menopoza girmemekle özdeşleşmiş. Adet olmanın birçok olumlu mesajı da var. Kanadıkça daha mutlu olanlar, ‘Kanıyorum gençleşiyorum’ diyenler var. Ama kişi psikolojik açıdan buna hazırsa bu dertten kurtulsun diyebiliriz. Bir kadının doğurganlığının devam ettiğini bildiğimiz sürece adet görmemesi olsa olsa bir avantajdır. Yeter ki, bunun geriye dönüşü mümkün, basit bir olay olduğunu bilsin.
Prof. Dr. Umur Kuyumcuoğlu (Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı): Tatil süresince ertelemek isteyenler, Hacca gidenler, sportif aktivitesi olanlar, sınav dönemlerini kanamasız geçirmek isteyenler bize başvuruyorlar. Kadınlarımız düzenli adet görmeyi arzu ediyor.