Güncelleme Tarihi:
Yayın hayatına tam 15 yıl önce başlayan Kanal D ekranında bugün gerçek bir şenlik yaşanacak.Kanal D'nin 15. yıl kutlaması şerefine "Beyaz Show"a yıldız yağacak. Sunuculuğunu Beyazıt Öztürk’ün yaptığı programın bu haftaki konukları, reyting rekortmeni “Binbir Gece”nin başrol oyuncuları Bergüzar Korel, Halit Ergenç, Ceyda Düvenci ve Tardu Flordun, yine Kanal D’nin gözde dizilerinden “Aşk-ı Memnu”nun başrol oyuncularından Kıvanç Tatlıtuğ ve Hazal Kaya ile pop müziğin dev ismi Serdar Ortaç... Yayında İnodnod, Canısı ve Pikniktubu bölümleri ile canlı yayın sürprizlerinin olacağını da belirten Öztürk, "Bu gece Türkiye bizimle eğlenecek" diyor. Program saat 23.00'te başlayacak.
Yılbaşı eğlencemiz de hazır
Geçen 15 yılda büyük yol kat ettiklerini söyleyen Kanal D Genel Yayın Yönetmeni İrfan Şahin, "Gelinen en önemli nokta, kanalın marka bilinirliği ve güvenilirliğidir. Ayrıca Kanal D, 15 yıldır çizgisini koruyor. İzleyicimize bir de haber vereyim; şu an yılbaşı eğlencemiz bile hazır. 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' ekibinin özel bir sürprizi olacak. Bir de Beyaz'ın hazırlayacağı eğlence saatimiz var" dedi.
Bugün Kanal D’nin 15. kuruluş yıldönümü... Geçen 15 yıla şöyle bir bakarsanız, öncelikle nelerden söz etmek istersiniz?
- Tabii ki önce Kanal D markasından söz etmemiz gerek. Bu 15 yıllık süreç içerisinde gelinen en önemli nokta, kanalın marka bilinirliği ve güvenilirliğidir. Bizim bilinirliğimiz ve güvenilirliğimiz çok yüksek... Bu bize, seyircinin teveccühünü kazandığımızı gösterir. Bizim için saygı duyduğumuz ve korumaya çalıştığımız en önemli temel kavramlardan bir tanesi budur. Ayrıca Kanal D, 15 yıldır aynı şekilde çizgisini sürdüren bir kanal. Nedir çizgisi; AB grubunun, eğitimli kesimin, kentli grubun daha çok tercih ettiği bir kanaldır Kanal D. Program yapısında her zaman genel izleyiciyi ele alan programlara yer verdi. Ve bu süre içerisinde de pek çok yeniliğin öncüsü oldu. 15 yıllık döneme baktığımız zaman Kanal D’nin markasına yatırım yaptığını, marka değeri olarak seyirci gözünde bir şey ifade ettiğini görüyoruz. Seyirci, Kanal D yeni bir program yapıyorsa, yeni bir şey yapıyorsa, bunu mutlaka görmeliyim diyor. Çünkü Kanal D’nin değişik, farklı bir şey yapacağına inanıyor.
Sanırım bir başka önemli nokta da Kanal D’nin istikrarlı bir kanal olması... Seyirci için bu da çok önemli...
- Kanal D’nin program yapısına baktığınız zaman, programlarını çok fazla değiştirmediğini, istikrar olduğunu, dizilerin hep aynı günde, aynı saatlerde ekrana geldiğini ve seyirciye belli bir sistem içerisinde eğlence sunduğunu görüyorsunuz. Aslında Kanal D’yi ikiye ayırmak gerek. Bir tanesi belli programları ve yüzleri ile uzun süre devam etmesi, ki bu istikrarı gösterir; diğeri ise her sene program çeşitliliğinde, içeriğinde ve program kalitesinde yenilikler yapması... 15 yıl önceki programlara baktığımız zaman, onların teknik kalitesi ile bugünkü kalitemiz aynı yerde değildir. Mesela Kanal D, bu yıl çok büyük bir HD yatırımı yaptı. Stüdyolar kuruldu, rejiler kuruldu, kameralar alındı, ışık sistemleri değiştirildi ve bugün HD yayın yapan bir kanal haline geldi. Bu çok önemli, ciddiye alınması gereken bir yeniliktir. Ayrıca yenilikler, program çeşitliliğinde de var. Mesela biz üç yıl önce edebiyat dünyasının önemli eseri olan "Yaprak Dökümü"nü aldık, TV’ye uyarladık. Arkasından bu yıl "Aşk-ı Memnu"yu yaptık. Sonuç olarak biz lider bir kanalız. Lider kalmak için lidere yakışır işler yapmak zorundayız.
- Eskiden yeni sezon her kanalda eylül ayında başlardı. Biz sadece eylüle bakmıyoruz. Haziranda, temmuzda, eylülde, ekimde, kasımda yeni proje giriyoruz. Örnek vereyim, Kanal D tarihinde ilk defa eylül ayında sadece iki proje girdi. Hatta bir proje ekimde girdi. Normal koşullarda baktığınız zaman eylül-ekimde 10 proje girerdi. Biz artık yeni proje girmeyi, yılın 12 ayında yapıyoruz. Şu anda yayına hazırlanan bir sürü projemiz var. Bu devam edecek, etmek zorunda. Çünkü başka türlü liderliği sürdürebilme şansı yok. İlklerimize sadece ekran olarak bakmayın. Bir kere "Televizyonculukta profesyonel çalışma kavramı nedir?"le ilgili de sektöre kattığımız çok şey oldu. Biz hiçbir projeye "Tamam, yarın yapalım" diye girmiyoruz. Uzun dönemli planlama ve çalışma gerektiği fikrini sektöre kazandırdık. Mutfağa çok önem verdik. Bu da kaliteyi beraberinde getiriyor.
Kanal D, krizden etkilendi mi? Mesela dizi film yapımcılarından, oyunculardan, aldıkları ücretlerde indirim yapmalarını istediniz mi?
- Bizim tek gelirimiz reklamlardır. Kriz olduğu zaman da reklam verenin en kolay yaptığı şey telefonu açıp reklamını yayından çekmektir. O yüzden kriz önce medyayı vurur. Biz yapımcılarımızın hepsiyle kriz konusunda toplantı yaptık. Ve onlara "Dünyada bir kriz var. Bu krizin bir şekilde bize de etkisi olacak. Bugünden itibaren önlem almak zorundasınız" dedik. Neden önlem almak zorundalar? Reklam veren reklamı kaldırdığı zaman programı kaldırmak, en kolay yöntemdir. Fakat yanlış bir yöntemdir. Biz yapımcılara, programları kaldırmak istemediğimizi, ama bu programların da kriz ortamında devam edebilir bir ekonomik bütçesi olması gerektiğini, bu bütçeyi yapımcıların bulması gerektiğini söyledik. Yapımcılarımızın bir kısmı tasarruf yaptı, bir kısmı yapamadı. Ama biz asla yüzde 30 gibi bir indirim talep etmedik. Ya da oyuncular indirim yapsın demedik. İnsiyatifi tamamen yapımcılara bıraktık.
Bir televizyon yöneticisi olarak "Asla dikkat etmem, önemsemem" dediğiniz bir şey var mı?
- Var tabii. Bugüne kadar ben bir programın kaçıncı olduğuna asla dikkat etmedim. Benim için önemli, beni kaç milyon kişinin izlediğidir. Aslında reyting dediğiniz şey de budur, yani rakamdır. "Yaprak Dökümü" 20 reyting aldığı zaman beni yaklaşık 12-15 milyon kişi izlemiş diyorum. Benim için önemli olan işte bu.
Kanal D, dizilerin dünya pazarına açılmasını sağladı
Türkiye’deki dizi sektörü ilk defa Kanal D sayesinde dünyaya açıldı, öyle değil mi?
Hangi diziye talep var?
- Bunlardan biri "Gümüş", diğeri de "Ihlamurlar Altında"... Güney Amerika’dan bile talep var. Mesela 15 gün önce bir dizimizi Sudan’a sattık. 12-13 dizimiz dünyanın çeşitli ülkelerinde yayınlandı, yayınlanmaya da devam ediyor. Dünyanın en saygın sektör dergilerinden biri Variety’dir. Bu dergi, Türk dizilerinin dünyada gördüğü ilgiyle ilgili bir araştırma yayınladı. 22 Arap ülkesinde Türk dizilerinin çok büyük ilgi gördüğünü ve rekorlar kırdığını, bu ilginin diğer ülkeler tarafından da dikkatle izlendiğini yazdı. "Kanal D’nin 15 yılda ne yaptı?" sorusuna işte bu en güzel yanıttır.
10 yıl sonra şahsa özel program sunan bir kanal oluruz
Sizce 10 yıl sonra dünyadaki medya iletişim yapısı nereye gidecek?
- 10 yıl sonra televizyon diye bir kutu olacak mı, bilmiyorum. Benim 10 yıl sonrası için öngörüm şu: 10 yıl sonra bir takım ekranlar olacak. Bu ekranların bir kısmı cep telefonu olacak, bir kısmı arabanızda olacak, bir kısmı bilgisayarınızda, saatinizde, hatta belki de gözlüğünüzde olacak. Yani televizyonculuk 10 yıl sonra kişisel hale gelecek. "Benim özelliklerim şunlar, bu tarz programlardan hoşlanıyorum" dediğiniz an, size özel bir program sunulacak ve bu programı ekranınızdan izleyeceksiniz. 10 yıl sonra da yine Kanal D olacak, ama şahsa özel program sunan bir kanal haline gelecek.