Kalp cerrahı kanatlandı

Madalyalı kürekçi, lisanslı paraşütçü, yamaç paraşütü eğitmeni, dalgıç ve motosiklet yarışçısı. Geçen yaz Moskova’da eğitim aldı, wing suit’le uçuşa başladı. Şimdi hedefi Babadağ’dan atlayıp Ölüdeniz’e süzülmek

Haftanın beş günü ameliyatta Dr. Mehmet Susam. Dört kişilik ekipte, üç yardımcı cerrahtan biri. Hastanın göğsünü açmak, kalbe ulaşıp operasyon için hazırlamak, kol ya da bacaktan by-pass için gereken damarı çıkarmak onun görevi. Ardından ekip şefi Prof. Dr. Bingür Sönmez devreye giriyor. Susam, üç yıldır bu ekiple kimi zaman günde altı, haftada ortalama 15 ameliyat yapıyor, nöbetler dahil ayda 400 saat çalışıyor: “İnsanın dayanma gücünün çok üstünde stres yaşıyoruz. Strese dayanamayan kalp cerrahları kendilerine, çevrelerine hayatı zindan ediyor. Bunu aşmanın birinci yolu cerrahın kendine hobi edinmesi. Ekibimizde herkesin bir hobisi var ve bu sayede huzurla çalışıyoruz” diyor.

Ama Mehmet Susam’ın tıp dışı ilgi alanları hobi tanımını aşacak düzeyde. İlk gözağrısı, 12 yaşında başladığı kürek. Ankara ODTÜ’de öğrenip, genç milli takıma kadar yükselmiş, tek ve çiftte iki Türkiye şampiyonluğu kazanmış. Hacettepe Tıp Fakültesi’ne girdiği yıl, Türk Hava Kurumu’ndan serbest paraşüt lisansı aldı. 21 yaşında yamaç paraşütüne geçip, iki yaz tatili boyunca Ölüdeniz’de pilotluk yaptı. Dört yıl yamaç paraşütçüsü yetiştirdi. 1998’den 2006’ya motosiklet yarışlarına katıldı. Bu kadar da değil. Hacettepe Konservatuvarı’nda yarım zamanlı klasik gitar eğitimi aldı, hocasıyla konser verecek düzeye geldi...

MOSKOVA’DA EĞİTİM ALDI

Fakat Susam’ın gerçek tutkusu her zaman uçmak oldu. Yedinci doğumgününde hediye edilen beş saka kuşu bu tutkuyu ateşledi. O günden itibaren, sadece vücudunu kullanarak uçmanın hayalini kurdu. “Kendimi bildim bileli rüyalarımda uçarım. 2 bin 200 kez yamaç paraşütü uçuşu yaptım. Tek seferde 110 kilometreye kadar uçtum. Fakat kuş uçuşuna en yakın spor, rüzgâr elbisesiyle (wing suit) yapılan atlayış.
Susam, ayda iki hafta sonunda THK’nın Efes’teki merkezinde atlayış yaptı. Sonra ver elini Rusya: “Geçen yıl Avrupa’daki uçuş merkezlerini araştırdım. Moskova’daki okulda karar kıldım. Ağustosta dokuz gün eğitim aldım, 25 uçuş yaptım. Kasımda iki kez gidip, rüzgâr tünelinde çalıştım. Bu merkezde yetiştirilen sekizinci Türk oldum.”

HEYECANDAN HATA YAPTI

Peki ilk uçuşunda ne hissetti, değer miydi bunca riske? Gülüyor Mehmet Susam bu soruyu duyunca. İlk atlayıştan hatırladığı, uçak kapısından çıkıştaki hatası ve uçuşta kollarına binen müthiş yük: “Başlangıç düzeyinde atlayış hepi topu 60 saniye sürüyor. Kapıdan çıkış ve paraşüt açma süreleri hariç, net uçuş 40 saniye. Eğitimde el parmaklarının duruşuna kadar tüm ayrıntılar anlatılıyor. Heyecanlanınca çıkışta hata yaptım, toparlanmam zaman aldı. Düşüşte refleksleri durdurup vücudu kontrol etmek çok zor. Süzülürken kollara aşırı yük biniyor. Göğüs kaslarımı
güçlü sanırdım. Kanatları gerginleştirdiğimde, vücudumu taşımakta, sevk ve idareyi korumakta çok zorlandım. Uçtuğumu, hayatta yeni bir boyuta geçtiğimi hissettim. Ancak yüksek irtifada olduğum için bu duyguyu gerçek boyutlarıyla yaşayamadım. Gerçek uçuş duygusunu yeryüzeyine yakın uçuş (proximty flight) tecrübesine eriştiğimde hissedeceğim.”
Susam’ın vadilerde süzüleceği yakın uçuş tecrübesine ulaşabilmesi yaklaşık 150 atlayış daha gerektiriyor. Tahminlerine göre, iki yılını alacak bu aşamaya ulaşması. Sonra... Hayattaki beş büyük hayalinden dördüncüsünü gerçekleştirecek... “Son beş yılda hayallerimin yarısını gerçekleştirdim: Bingür Sönmez’in ekibine girdim, Sikorsky uçurdum, gitar hocam Carlo Domeniconi’yle konser verdim. Dördüncü hayalim wind suit ile Babadağ’dan atlayıp, yere yakın uçuşla 4.5 kilometre ilerideki Ölüdeniz’e inmek...”
Böylesine hayalperest bir genç doktorun son hayalini de merak ettiniz değil mi? “Biyomedikal mühendislik doktora tezimde özel bir proje hazırlayacağım. Riskli kalp ameliyatları öncesinde kullanılacak bir simülasyon cihazı ya da by-pass sırasında operasyonun başarısını ölçen sistemi daha da geliştirmek gibi projelerim var” diye anlatıyor son hayalini.

HEM DOKTOR HEM MÜHENDİS

Mehmet Susam, altı çocuklu bir öğretmenin üçüncü oğlu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden
1999’da mezun oldu, Prof. Dr. Bingür Sönmez’in ekibine 2009’da katıldı.

SAATTE 300 KİLOMETRE SÜRATE ULAŞIYOR

Rüzgâr elbisesiyle uçuşu, gökyüzü dalgıcı (skydiver) olarak bilinen maceraperest paraşütçüler geliştirdi. Bir kısmı bu uğurda ölen bu efsanevi gençler, atladıkları yerlerin İngilizce isimlerinden esinlenerek spora ‘BASE jumping’ adını vermişti. İlk rüzgâr elbisesini 1997’de BASE jumping’in iddialı isimlerinden Patrick de Gayardon geliştirdi. Beş buçuk ay sonra uçarken yere çakıldı. Bu ekipmana kuşadam, uçan sincap, yarasa giysisi gibi isimler de veriliyor. Gelişmiş modelleriyle yapılan uçuşların ortalama süresi dört dakikaya, sürati saatte 300 kilometreye kadar çıkıyor. Dünya rekoru, geçen yıl 9 bin 8000 metre yükseklikten atlayıp 5 dakika 22 saniyede 23 kilometre uçan Japon Shin Ito’da. Türkkuşu’nun Selçuk Eğitim Merkezi’nde en az 260 atlayış yapmış, B lisanslı paraşütçülere bu alanda eğitim veriliyor.