Kalp ameliyatı kişiliği değiştiriyor

Güncelleme Tarihi:

Kalp ameliyatı kişiliği değiştiriyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2005 00:00

Kalp ameliyatı olan kişilerin yarısında ameliyat sonrası kişilik değişikliği oluştuğunu söyleyen Prof.Dr.Sedat Özkan, ‘Psikiyatri tedavisinin hastalık alanı genişlemeli’ dedi.

İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan, Türkiye’de psikiyatrik tedavinin kalp, hipertansiyon, doğum sonrası ve kanser hastalarına da uygulanması gerektiğini söyledi. Prof. Özkan, ‘Kalp ameliyatı olan kişilerin yüzde 50’sinde ameliyattan sonraki iki ay içinde kişilik değişikliği oluyor’ dedi.

Liyezon psikiyatrisinin bedensel hastalıklar sonrası verilecek psikiyatrik tedaviyi de kapsadığını kaydeden Prof. Özkan, ‘Kanser cerrahisi uygulanan hastalarda yüzde 70 oranında depresyon gelişiyor. Genel tıpta bedensel bir hastalık nedeniyle tedavi görenlerin yüzde 35-45’inin temelinde psikiyatrik sorunlar var’ diye konuştu.

Kanserli hastalar, hemodiyaliz hastaları, kemoterapi hastaları, kalp ameliyatı olmuş hastalar ve doğum sonrası depresyon konusunda da hizmet verdiklerini anlatan Prof. Özkan, şunları söyledi:

‘Kalp krizi geçiren ya da kalp ameliyatı olmuş hastaların yüzde 75’inde ilk günlerde panik bozukluk, kaygı bozukluğu, fobi oluşur. Koroner by-pass geçirenlerin yüzde 50’sinde zihinsel karışıklık ortaya çıkar. Kalp ameliyatı sonrasında iki ay içinde kişilik değişikliği, ameliyat olanların yüzde 40-50’sinde 6 ay sonra maskeli ve açık depresyon görülür.’

İNSAN BEDENİ VE RUHU BİR BÜTÜNDÜR

Türkiye’de 170 bin hastane yatağından 6 bininin psikiyatriye ayrıldığını kaydeden Prof. Özkan, ‘Psikiyatri servisleri genel tıp hizmeti veren hastanelerde yaygınlaştırılmalı, bedensel sağlık sorunları olan insanlar da bu hizmetten faydalanmalı. Doğum sonrası depresyon geçiren bir hasta da, kanser yüzünden memesi alınmış hasta da bu hizmeti alabilmeli’ dedi.

İnsanın bedeni ve ruhu ile bir bütün olduğunu, depresyon sonucunda beyindeki kimyasal maddelerin salgılanmasında bozukluk oluştuğunu vurgulayan Prof. Özkan, ‘Bir şeker hastasına 40 ünite insülin vermenize rağmen insülin düzeyi değişmiyorsa, yüksek kaygı var demektir. Kaygıyı azalttığınız zaman verdiğiniz insülin 20 üniteye iner’ diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!