Güncelleme Tarihi:
YALAN DÜNYA YENİ BÖLÜMDEN KARELER
SEZON ÖNCESİ BULUŞMUŞLARDI FOTO-GALERİ
İREM SAK (TÜLAY): BANA ALBÜM TEKLİFİ GELMEMELİ
* Yaz tatili nasıl geçti?
- İyi de, o kadar uzun tatil yaptık ki, seti özledim! Açıp açıp tekrar bölümleri izliyordum.
* Kendinizi izlerken, başka birini izliyormuşsunuz gibi geliyor mu?
- Allah korumuş ki o ben değilim!
* Neden Allah korusun canım? İyi kız Tülay.
- Türkçesi bozuk, saçı uzun, kıyafetleri garip... Garipsemiyorum ama benlik değil.
* 23’üncü bölümde Selahattin ile araları düzelir gibi olmuştu. Aşka devam mı?
- O devam. Ama daha başka ne var dersen, ben de bilmiyorum.
* Oyunculuk dersi alıyordu Çağatay’dan mesela... Bu sezon sektöre girecek mi dersiniz?
- Hiç bilmiyorum. Onlar hep Gülse’nin (Birsel) kalemine bakıyor.
* Senaryo gereği bülbül gibi şakıyorsunuz. Albüm teklifleri gelmeye başladı mı?
- Yok bugüne kadar gelmedi, gelmemeli de zaten. Sesi güzel olan herkes bu sektöre girmemeli. Müzik ayrı bir sektör. Ben oyunculuk yapmak istiyorum. Şarkı da söyleyebilen bir oyuncu olarak kalmak tercihimdir. “Bu kızın sesi de güzeldir” desinler, yeter. Birkaç programda “Şarkı söyler misiniz” diye sordular, yok dedim. Tek istediğim oyunculuk, başka bir isteğim yok. Mesela Tülay’ın klibi olur ama İrem’in klibi olmaz.
GUPSE HER EVE LAZIM BİR DOST
* “Sanatçı dostlarım benim” repliğiniz aldı yürüdü. Sette en çok sevdiğiniz “sanatçı dostunuz” kim peki?
- Gupse (Özay)... Onunla ilişkimizi çok ilerlettik. Birlikte tatil yaptık hatta. Her eve lazım! Bir kere enerjisi çok yüksek, pozitif bir insan. Sürekli “gülelim, eğlenelim aman” diyenlerden. Benden çok daha eğlenceli, kıpır kıpır. Bugüne kadar bana Pollyanna muamelesi yaparlardı, Gupse’yi görünce mutlu oldum.
* Başrolün olmadığı bir iş “Yalan Dünya”. Bunun rahatlığı var mı sizde?
- Gerçekten de öyle. Kimsenin hayrına ya da hatırına yapılmıyor. Herkes seyirci için çalışıyor. Ama çok kalabalık olduğumuz için Gülse’nin işi zor. Herkesi parlatmak ve her bölümde bir hikayeyi öne çıkarmak onun başarısı. Türk televizyonlarında ben de ilk kez böyle bir şey görüyorum.
* Dizide hikâyesinin sonunu merak ettiğiniz karakterler hangileri?
- Deniz ile Rıza tabii ki...
OKAN BİR YILDIR BİZİ BEKLİYORDU
* “İnsanlar Alemi”nden rol arkadaşınız Okan Çabalar da ekibe Nurhayat’ın abisi Bünyamin olarak katılıyor. Belli miydi sezon bitmeden?
- Aslında Gülse beni proje için çağırdığında, Okan’ı da aramıştı. “Seni de çok istiyorum ama elimde malzeme kalmadı” gibilerinden konuşmuştu. “Ne olur hiçbir yerle konuşma, hiçbir yere gitme” dedi. Okan da o bilinçle bütün yıl gelen teklifleri geri çevirdi ve sonunda aramıza katıldı.
* İkinizin sevgili olduğu iddia edildi. Doğru bir bilgi midir?
- Evet ya da hayır demedim. Demem de. Ali Sunal ile de yazdılar, öz abimle de. Abimle bayramda Sivas’a gittik, “Sevgilisini ailesiyle tanıştırmak için Sivas’a götürdü” dediler. Bütün bayram boyunca abime “sözlüm” dedim. Babam “yeter” deyinceye kadar eğlendik.
TÜM PLAZMALARI TEK TEK PATLATACAĞIM
* Dizi için haftada dört gün çalışıyorsunuz. Başka bir projede de olabilecek misiniz?
- Yok... Biraz kendime yatırım yapıp İspanyolca öğreneceğim.
* Ekranda net 42 bedensiniz. Ama iki beden inceymişsiniz gerçek hayatta.
- Tüm plazmaları tek tek patlatacağım. Tanıdık tanımadık herkes “Ne kadar küçükmüşsün, ne kadar zayıfmışsın” diyor. Plazmalar yedi beni! Derlerdi de inanmazdım ama televizyonda kendimi bir gördüm, “arkada hükümet gibi resmen, bu nedir” dedim. Bir ara plazma diyeti yapacağım diyordum. Gerçek hayatta göründüğüm gibi ekranda görünene kadar kilo vereceğim. 38 bedenim normalde.
GUPSE ÖZAY (NURHAYAT): İREM İLE UZAKTAN AKRABAYMIŞIZ
* Tatili İrem Sak’la yapmışsınız.
- Tabii. Uzaktan akrabaymışız biz.
* Nasıl yani?
- Annem Sivaslı, onlar da... Çerkez’iz ikimiz de. Uzaktan ortak akrabalarımız var. Sürekli bizim evde, hatta annem “kızım” diyor artık. İzmir, Çeşme birlikte gezdik bu yaz.
* Diziden önce tanıyor muydunuz birbirinizi?
- Hayır ama “İrem de İstanbul’da, Gupse de” diyorlardı, “kim acaba İrem” diyordum. Okan’la da böyle ilişkimiz. Abim gibidir. Yıllardır bana “Okan abine git”, ona da “Gupse kardeşine bak” derlerdi. Şimdi de dizide abim Bünyamin’i oynuyor.
* Gülse Birsel biliyor muydu bu muhabbeti?
- Hayır, hissiyat işte. Enerjimizi hissetmiş demek ki.
BÜNYAMİN, BENDEN BİLE DAHA MANYAK
* Rıza 23’üncü bölüm sonunda, Nurhayat’ı gelinlikle ortada bıraktı. Şimdi neler olacak?
- Ne olacağını bilemiyorum ama evlenemedi ya, yine karalar bağladı Nurhayat.
* Ama Rıza’dan vazgeçmez herhalde...
- Onda öyle bir medeniyet yok, “Ayrılalım, hayatta mutluluklar” demez. “Benim olacaksın” gibi bir hissiyatı var.
* Rıza’nın nesine vurgun bu hanım kızımız peki?
- Hani çocukken “Evlenirsem bununla evlenirim, şöyle bir hayatım olur” dersin ya, Nurhayat için de durum öyle. “Rıza ile evleneceğim” dedi ve onun için bitti, başka ihtimal yok.
* Şimdi de abisi Bünyamin geliyor.
- Onun gelişi hepimiz için kriz. Çünkü o Nurhayat’tan da manyak.
* Bunca zamandır neredeydi peki?
- İtalya-Floransa’da... Mimarlık yapıyor.
NURHAYAT’IN HALİ BENİ GERÇEKTEN AĞLATTI
* Abisi İtalya’da... Nurhayat, oradan koca alacağına Rıza peşinde...
- Nurhayat ne yapsın İtalyan’ı? “Gavur” der, kendi kültüründen olacak illa. Bir bölümde “Allah korusun, sünnetsiz miydin sen?” diyor ya. Takıntılı bu konuda. Her şey onun kurallarına göre olacak.
* Deniz’e “kız kurusu” derken kendisinin evde kalması da ayrı bir bomba.
- Nasıl üzülüyorum ona anlatamam. İzlerken kız kardeşimmiş gibi geliyor. Hayaller kurmuş kız, yazık. Öyle bir kızın evlenemediği her dakika aleyhine. Ama Rıza’cı da işte, kancayı ona takmış. Tam evlenilecek kız. Ben olsam kesin evlenirdim.
* Neden?
- Erkekler tertipli düzenli, kıyafetleri tertemiz, hastalandığında her şeyiyle ilgilenen kadını sever. Gelinlikle bir ağlama sahnem vardı. Sahte gözyaşına gerek kalmadı, hislendim onun durumuna gerçekten ağlamaya başladım. Hepimiz duygulandık o haline.
GUPSE’Yİ YOLDA KİMSE TANIMIYOR
* Dizide hayatının akışını merak ettiğiniz karakter hangisi?
- Ben Tülay’ın durumunu merak ediyorum. Selahattin karısını sevmiyor, Tülay’ı seviyor. Tülay da ev açacak bana diye bekliyor.
* Nurhayat’la birlikte ün de geldi. Sokakta hayat nasıl sizin için?
- Her gün sokaklardayım. Kimse “Nurhayat mı” diye bakmıyor. Saçlarımı onun gibi toplayıp onun gibi makyaj yaptığımda ise kaçarım yok. Onun dışında hep metro, tramvay, vapurdayım, tanıyan çıkmıyor.
* Abinizle birlikte yapım şirketi kurmuşsunuz. İlk iş ne olacak?
- Uzun metraj komedi filmi var. Kasım gibi teslim edeceğim. Yapımcı kesin değil ama başrolde ben olacağım.
SARP APAK (EMİR): Bizde Barcelona altyapısı var
* İkinci sezon rahatlık mı demek sizin için?
- Hani sınıfta kalınca tekrar okursun ve ne okuyacağını bilirsin ya, bizdeki öyle bir rahatlık. Dizi artık seyircisini bulmuş. Yayın gününü, saatini bilen bir izleyicisi var. Twitter’dan, sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla da insanlar bizi izlemekten mutlu ve dizinin devam etmesini istiyorlar. Bu da hepimizi motive ediyor. Çok güzel bir takım olduğumuz düşünüyoruz.
* ‘Dream team’ (rüya takım) olduğunuzu düşünüyor musunuz?
- Dream team değiliz. Dream team, kariyerinde belli bir noktada olan oyunculardan oluşur. Bizim dizide ise sektöre yeni giren arkadaşlarımız var. Bir sene öncesine kadar ‘no name’ken (isimsiz) şimdi fenomenler. Barcelona altyapısı var bizde. Altyapısından kendi yıldızlarını yetiştiren, yanına da tecrübeli isimleri ekleyen bir dizi “Yalan Dünya”.
BÜNYAMİN DE AİLESİNİN MANYAKLIK GENİNİ TAŞIYOR
* Diziye bu yıl Okan Çabalar da dahil oldu. Ne diyorsunuz bu transfere peki?
- Seyircinin çok seveceğini düşünüyorum. Ama onun işi çok zor. 23 bölümlük bir arkadaşlığın içine dâhil olmaya çalışıyor şu an. Ona başarılar diliyorum. İlk sahnelerimizi çektik, çok güzel olduğunu düşünüyorum. Nurhayat gibi o da Karakaş ailesinin manyaklık genini taşıyor.
* “Yalan Dünya”da dizi sektörünü de anlatıyorsunuz. “Kolay para kazanıyorlar” söylemine bir cevap değil mi bu?
- İnsanların kafasında “ünlü hayatı” diye bir kavram var. Herkes, bu sektör ve oyuncular hakkında bir fikir yürütüyor. Ama ne “Aman bu camiaya girme, mahvolursun” diye nasihat edilecek kadar kötü, ne de “Aman ya ne olacak ki!” denilecek kadar rahat bir yer. Her iş kadar zorlukları, bedelleri, karşılıkları var. Biz de bunları anlatıyoruz.
* “Yalan Dünya: Emir’in Yolu”nda bu yıl neler olacak?
- (Gülüyor) Emir’le Açılay sevgili oldular artık. İlişkileri nereye varacak bilmiyorum ama bu tipler bir dargın bir barışık uzatmalı sevgilidirler.
* Emir dışarıda ne kadar seviliyor?
- İlk başta çok yadırgandı, yapmacık görenler oldu. Sonrasında sokakta görenler “Abi çok sert, über sert!” demeye başladılar. Emir’le bir bağ kurmuşlar ve onu sevmişler. Yazın bu tepkileri alınca, bende “Emir bir an önce dönsün de daha iyi oynayayım” gibi bir istek oluştu.
BU ARTIK YURDAL SERT!
* Emir’in meşhur lafı “kardo”yu Twiter’da da kullanıyorsunuz...
- Kardo benim lafımdı aslında. Gülse’nin izniyle Emir de söylemeye başladı. Bursa’dayken Kaan Irazgırat isimli bir ev arkadaşım vardı. 20 yıldır arkadaşız kendisiyle. Birbirimize “kardeşim” derken kelimenin değersizleştiğini hissettik, “kardo” demeye başladık. Bu bizim için bir geyikti. Rıza Kocaoğlu da yakın arkadaşım. O da “Kuzey Güney”de öldüğü sahnede kullanmıştı, onlarınki de çok sevildi. Brother’ın kısaltması ‘bro’dur ya, ‘kardeşim’inki de kardo...
* Peki “Çok sert, hatta Ivana Sert” derken sertliğin derecesini mi belirtiyor Emir?
- ‘Sert’ normal, ‘çok sert’ bir tık üstü, ‘über sert’ büyük bir olay ama ‘Ivana Sert’ “Diyecek hiçbir şey bulamıyorum, bunun ötesi yok” demek. Tom Cruise ile David Beckham’ın aşk yaşadığı dedikodusu çıktığında “Bu artık Yurdal Sert!” yazmıştım. Sağ olsunlar onlar da anlayışla yaklaştı. Sözsüz bir anlaşma oldu. Bizim onların isimlerini kötü manada kullanmadığımız belli, o insanlar da dizinin amacını anlamış ve işin şakasında olduğumuzu görmüşler...