Güncelleme Tarihi:
İÇ hastalıkları, kardiyoloji ve spor hekimliği olmak üzere üç ayrı uzmanlığı bulunan Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu sorularımızı yanıtladı:
Egzersize yeni başlayanlar için ne önerirsiniz?
‘Hareket yaşamdır’ demiş Hipokrat... Evet, egzersize yeni başlayanların hep hatırlamaları gereken bir söz gerçekten. Başlamak zor ama sürdürülmesi için motivasyonun canlı tutulması da çoğunlukla bir o kadar zor. Egzersiz yaşamı canlı tutan bir tılsım olsa da başlarken uygun bir şekilde yapılmadığında birtakım ciddi sorunları beraberinde getirebiliyor. Egzersizin bedenimiz için bir stres olduğunu da hatırlamak gerekiyor. Egzersiz doğru bir şekilde yapıldığında organizmanın canlılığı ve fonksiyonlarını olumlu yönde düzenleyen bir stres. Ama kontrolsüz ve uygun olmayan programlarla uygulandığında organizmayı hırpalar ve fonksiyonlarını bozar. Egzersize yeni başlayanlara hangi egzersizin, hangi yoğunlukta yapılmasının uygun olacağını belirlemesini öneririm.
HERKES YÜZEMEZ AMA YÜRÜYEBİLİR
Herkes spor yapamaz ama herkesin yapabileceği bir egzersiz vardır. Çünkü spor yetenek de ister. Örneğin herkes yüzemez, basketbol oynayamaz ama herkes yürüyebilir. Yüzme ve basketbol gibi aktiviteleri uygulayabilmek için kişinin o aktivitelere özgü yeteneklerinin olması gerekirken bedensel herhangi bir engeli olmayan herkes ilave bir yetenek gerektirmeden bir egzersiz şekli olan yürüme aktivitesini gerçekleştirebilir. İşte egzersizle sporu birbirinden ayırabilen en temel farklılık bu.
Egzersize başlamadan önce alınması gereken önlemler var mı?
Sağlık için uygunluk değerlendirmesinden geçmek. Özellikle, kalp ve damar sorunlarının bulunup bulunmadığının araştırılması egzersiz ve spora başlamadan önce bir zorunluluk olmalı.
Her egzersiz kilo verdirir mi?
Bilimsel kanıtlara göre kilo kontrolünde üç saç ayaklı bir mekanizma etkili. Kişinin metabolizması, beslenme ve egzersiz. Beslenme ve egzersizin metabolizmayı etkilediği çok iyi biliniyor. Ama beslenmeyle ilgili önlemler çoğu kere yetmiyor. Kilo kontrolünde diyete ilave edilen egzersiz, diyet başarısızlıklarını da önleyebiliyor. Egzersiz bunu sadece kalori kaybını kolaylaştırmasıyla yapmıyor. Ayrıca mutluluk hormonu ortaya çıkararak da bu etkiyi sağlıyor. Egzersizle birlikte ortaya çıkan bu hormonal değişiklikler beslenme bozukluklarını bastırıyor ve tekrar ortaya çıkmasını engelliyor. Yanlış bilinen başka şey de her egzersizin kilo verdireceği... Birçok obez kilo vereceğim diyerek ciddi hayati olabilecek sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor. Aslında çoğu egzersizde kaybedilen vücut suyu. Kısmen de kas dokusu. Vücut yağ dokusu çoğunlukla aynı miktarlarda kalıyor.
Bazal metabolizma faktörünü anlatır mısınız?
Kilo kontrolünde asıl çözümlenmesi gereken sorun kişiden kişiye değişen bazal metabolizma özellikleri. Bu dinlenme pozisyonunda vücudun açığa çıkardığı enerji miktarı. Benzetme yaparsak bir aracın rölantisi gibi tanımlayabiliriz. Bazal metabolizma hızı ve özellikleri adeta bir parmak izi gibi kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Günün en az üçte birinde insan bedeni durağan ve dinlenme pozisyonunda oluyor. Bazı kişilerde farkında olmadıkları metabolizmalarını yavaşlatan metabolik ve hormonal bir sorun bulunabiliyor. Ama kilo fazlalığı olanlarda gerek beslenme şekli gerekse de hareketsiz yaşamın bir sonucu olarak bazal metabolizma daha da fazla yavaşlıyor. Hele hele bir de ofis çalışanıysanız. Bu yüzden bazal metabolizması düşük olan, obezite sorunu yaşayanlar durumlarını ‘su içsem yarıyor’ diye tanımlıyor. İşte bu durumda yapılması gereken bazal metabolizmayı harekete geçirmek. Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu
Balıketli kadınlar daha sağlıklı
EGZERSİZ ve diyeti abartarak vücuttaki tüm yağlardan kurtulmak kadınların sağlığını tehdit ediyor. Yağdan fakirleşmek erken menopozdan, saç dökülmesine, eklem sorunlarına kadar pekçok soruna zemin hazırlıyor. İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, yağ dokusunu bir “organ”a benzetiyor. Ve ekliyor, azı ve çoğu zarar, ortası karar. Korktuğumuz ve sıfıra indirmeye çalıştığımız yağ dokusu vücut için çok önemli. Tıpkı kalbimiz, beynimiz gibi. Yağ dokusu vücut ısısını ayarlar, vücudu darbelerden korur.
BEDEN KİTLE HESABI
Ayrıca bazı hormonların da sentez yeri. Hiç yağ dokumuz kalmazsa eğer özellikle cinsiyet hormonlarındaki değişime bağlı olarak adet görememe, kısırlık, erkek tipi saç dökülmeleri, kemik erimesi, halsizlik, yorgunluk gibi problemler ortaya çıkıyor. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar en sağlıklı kilo aralığı olarak “balıketlilik”i işaret ediyor. Vücut ağırlığınızı boyunuzun (metre) karesine böldüğünüzde bulduğunuz değer 18-25 arasında ise normal, 25-30 arası fazla kilolu yani “balıketli”, 30’un üzeri ise obez yani şişman kabul ediliyor. Son araştırmalardan biri vücut-kitle indeksi 25-30 arasında olanların yani fazla kiloluların, zayıflara ve şişmanlara nazaran daha az kalp hastalığından ölüm riski taşıdığı gösterdi. Dr. Kaya, “Bu da bize bir noktada yağ dokusunun vücut için ne kadar değerli bir organ olduğunu da gösteriyor. Bazı kilo problemi olanlarda, kilo verdikçe daha çok kilo verme isteği uyanıyor. Ne kadar düşük vücut ağırlığı o kadar iyilik, o kadar güzellik olarak algılanıyor. Ne yazık ki bu kişiler sıfır beden olma pahasına çok dengesiz diyetler yaparak, elzem gıdaları almayarak vücutlarında geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratıyorlar” diyor.
Kalpten dönüşü zor
EGZERSİZ ya da spor yaparken en ciddi karşılaşılabilecek yaralanma şekli kalp krizi geçirilmesi. En ciddi çünkü diğer yaralanma ve sakatlıklardan en önemli farkı, etkilerinin geriye dönüşümsüz olması. Kalp krizi denilen olay bir şekliyle kalp kasının yaralanması olayı. İskelet, kas yaralanmaları hızlı bir şekilde iyileşerek fonksiyon olarak toparlanabilirken kalp kası yaralanmalarının sonuçları bedenin tümden yok olmasına yol açabiliyor.
Göğüs ağrısız kalp krizi
EGZERSİZ sırasında kalp krizlerinin belki de en önemli ve en şaşırtıcı bulgusu, ortaya çıkış şekli. Zannedildiği gibi beklenebilen rahatsız edici bir şikâyet olmadan da kriz geçirilebiliyor. Kalp krizine bağlı ölümlerin üçte bir kadarının öncesinde hiçbir şikâyeti bulunmuyor. Krize yol açan süreçte en etkili faktör, kalbi besleyen damarlar olan koroner arterlerde gizli ve sinsi daralmalar. Kontrolsüz ve yoğun şiddette yapılan egzersiz bu damarlardaki daralma noktalarını patlatıyor ve damarın içinin tamamen pıhtıyla dolmasına yol açıyor. Bu süreç saniyeler ve dakikalar içinde geliştiğinde beslenme bozukluğuna uğrayan kalp kası hızlı bir şekilde fonksiyonunu kaybediyor. Sıklıkla bu sürece kalbin elektriksel ağında bozulma süreci de eşlik ediyor.
YARIN: HER YAŞIN SPORU AYRI