OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 21, 2005 00:00
Henüz motosiklet kullanmaya başlamadan önce Harley Davidson deyince hep aklıma (pek çoğumuza olduğu gibi) Easy Rider filmindeki Harley ile Amerika’nın altını üstüne getiren uzun sakallı, bakımsız, serseri kılıklı adamlar gelirdi.Ne zaman ki Harley Davidson Türkiye ile tanıştım, anne babalarımızın motosiklete önyargı ile ‘şeytan işi’ demelerine benzer bir yanılgı içinde olduğumu anladım. Özellikle, son yıllarda çıkardığı V-Rod VRSC serisi ile Harley yepyeni bir çehreyle kullanıcılarının karşısına çıktı.Bu hafta VRSC serisinin çiçeği burnunda üyesi VRSCR Streed Rod’u test etme fırsatım oldu. Ne diyeyim yakışıklı kerata. V-Rod’un hırçın kardeşi Streed Rod daha ilk bakışta bir Harley Davidson olduğunu fark ettiriyor, ama dikkatli bakınca diğer Harleylerin kardeşinden çok kuzeniymiş gibi durduğunu görebilirsiniz. Bilirsiniz, Harley son derece klasik ve tutucu bir tasarım çizgisini yıllardır modellerinde korumuş bir markadır. Fakat Streed Rod, Harley fanatiklerini şaşırtacak detaylarla ortaya çıkıyor. Mesela ilk olarak pegleri diğer kardeşlerinde olduğu gibi iyice ileride değil de koltuğun altına gelecek şekilde spor yerleştirilmiş. Gidon da benzer şekilde daha spor kullanıma uygun olacak şekilde alçak ve geniş. Ön maşa açısı da sportifliğini gösterircesine daha dik. ‘Eee madem Harley bu kadar sporcu kıyafetleri giydirmiş bu motora, peki kalbi de sporcularınki gibi hızlı atıyor mu?’ diye düşününce atladım Streed Rod`un sırtına, vurduk kendimizi yollara.Street Rod’un kalbi 60 derece açılı 1130 cc hacme sahip bir V motordan oluşuyor. Bu motorun adı ‘Revolution’ yani ‘devrim’. Neden devrim demişler diye düşününce, klasik Harleylerden farklı olarak Porsche tarafından geliştirilen bu iki silindirli motor 8250 devirde tamı tamına 120 beygir güç, 7000 devirde 108 Nm tork üretiyor. Klasik motosiklet üreten bir markadan beklenmeyecek kadar ciddi bir performans söz konusu. Üstelik motor konusunda uzmanlaşmış bir Alman firmanın desteğiyle enjeksiyonlu, silindir başına dört sübaplı son derece teknolojik bir motor üretince de adı artık evrim değil devrim olmuş. Bu çocuk tam bir tork canavarı. Her ne kadar 280 kg gibi heybetli bir ağırlığa sahip olsa da alt devirlerde gelen torkla neredeyse her viteste kalkıp gidebiliyor. Önde 19 inç janta 120 milimetrelik lastik, arkada ise 18 inç janta 180 milimetrelik lastikleri ile sürücüsüne güven veriyor. Çok enteresan, bu motorda gazı açmaya başladığınızda, tuhaf bir gücün etkisini hissediyorsunuz. Nasıl anlatsam? Hani böyle bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir dev, motoru arkasından tutup yere bastırarak itekliyor sanki... Uzun bir motosiklet olması da tren efekti yaratıyor insanda. Gelelim benim en hassas olduğum konuya; frenler.. ‘Hani 280 kg boş ağırlığı var, duruşu da tren gibi olmasın diyor’ insan... Harley bu konuda Brembo gibi bir uzmandan yardım almış. Önde bir çift 300 milimetrelik, arkada da tek 300 milimetrelik diskler ile sürücüsünü korkutmadan duruveriyor.‘Motoru iyi, sürüşü fena değil, frenleri iyi diyorsun da peki niye kalbini çalamadı?’ diye merak ediyorsanız, hemen anlatayım. Bir kere Streed Rod tam bir erkek motoru. Görünüşünden sürüşüne kadar her tarafı maskülen olsun diye özellikle yapılmış gibi. Çok basit bir örnek; debriyajı hidrolik destekli, ama ben böyle sert bir debriyaj görmedim. Bir kırmızı ışık süresi boyunca debriyajı sıkılı tutana ödül veriyorlarmış mesela. Yani verseler cidden hakkıyla alınmış bir ödül olurdu ama. Ayrıca, egzozları motorun sağ tarafında yan dönmüş bir ‘U’ harfi gibi kıvrım yaparak geçiyor. Işıklarda sağ ayak frende beklerken pantolonunuzda koca bir delik açacak kadar ısınabiliyor. Şekilde görüldüğü gibi... Üzerinde cız-bız aperatif bir şeyler pişirilebilir, o derece... Süspansiyon oldukça sert ve uzun yolculuklarda rodeo yapmış hissi veriyor. Yani ben hiç rodeo yapmadım, ama sanırım böyle bir şey olmalı. 76 santimetrelik sele yüksekliği ile yavaş sürüşte kontrolü zor değil, ama deneyimsiz kullanıcıları 280 kilogramlık ağırlığıyla Naim Süleymanoğlu’nun halter kaldırırkenki saçlarının kaküllerini püfleyen hallerine sokması işten bile değil. Ayrıca yolculu kullanım düşünüldüğünde, sadece kanaatkar yolcular için yeterli konforu sunabiliyor. Sonuç olarak, iddialı, pek ileri teknoloji ürünü bir motor olduğunu kabul etmek ve saygı duymakla beraber, bu motosiklete karşı özel bir ilgi duyduğumu söyleyemeyeceğim. En özet halde nedenine gelince; ben motosikleti hayatımı kolaylaştırdığı ve hayatıma yeni zevkler kattığı için seviyorum. Üzgünüm ama street-rod üzerine ilk oturduğum andan itibaren hayatımı zorlaştırdı ve kalbimi çalmayı başaramadı. Bu başkalarının da kalbini çalamayacağı anlamına gelmiyor elbette. Adaletsizliği mahkeme de kabul ettiŞu köprü geçişlerindeki adaletsizlik, biliyorum ki tüm motorcuların canını sıkan bir konu. Bu konu ile ilgili uzun zamandır ‘bir şey yapmalı, bir şey yapmalı’ deyip duruyordum. Geçen hafta bana ulasan bir e-mail, açıkçası bir nebze de olsa yüreğime su serpti ve ‘haydi sıva kolları’ dedi. Maili yollayan sevgili Erem Yücel. Kendisi 10 senelik bir endurocu ve o bir hukuk müşaviri. Erem 2003 yılında, bir motosiklet kullanıcısı olarak Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine dava açmış. Özetle, ücret artışının gereksiz olduğunu, otoyol ve köprü geçişlerinde yapılan yeni tarifede motosikletin otomobil/kamyonet sınıfı ile aynı tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek tarifenin iptaline karar verilmesini istemiş. Ve nihayet mahkeme sonucu eline ulaşmış. Buyurun sevgili Erem`ìn ağzından dinleyelim kararı; ‘2003 yılında açtığım davanın kararı bugün itibariyle bana ulaştı. Ankara 3’üncü İdare Mahkemesi, 2003 yılında otoyol ve köprü geçiş tarifesinde yüzde 40-50 oranında artış yapılmasını hukuka uygun bulmakla birlikte motosikletin aks aralığı 3.2 metreden küçük kamyon, kamyonet sınıfı araçlar ile aynı şekilde sınıflandırılması ve otoyol/köprü tarifesinde bu sınıftaki araçlarla aynı miktarda ücretlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile tarifenin motosiklet ile ilgili kısmının iptaline karar verdi. Elbette bu kararın temyizi mümkün, Danıştay inceleyebilir. Ama Karayolları Genel Müdürlüğü’nün aklı selim davranıp, bu kararı temyiz etmeden uygulaması lazım diye düşünüyorum. Çünkü burada binlerce motosiklet kullanıcısının yani kamuoyunun menfaati var, bütün dünyada motosiklet otomobil/kamyonet sınıfından daha ucuz ücretlendiriliyor. Daha az yakıt, daha az
trafik, daha az park sorunu için motosiklet kullanımının teÅŸvik edilmesi lazım. Bu noktada da kamunun menfaati var. Bunları bugüne kadar biz motosiklet kullanıcıları söylüyorduk, Karayolları umursamıyordu. Åžimdi artık Mahkeme de söylüyor. Hukuk devleti isek, devlet vatandaÅŸlarına hizmet için kurulmuÅŸ bir siyasi yapı ise bu yanlışlığın bir an önce düzeltilmesi lazım.’Sana sonuna kadar katılıyorum Eremcim. Ve her türlü desteÄŸe varım. Eminim ki bu satırları okuyan tüm motorcular da yanımızda olacak. Neler yapabiliriz bir düşünelim bakalım. Hadi arkadaÅŸlar çalıştıralım saksıları. Adresimi biliyorsunuz...Â
button