Güncelleme Tarihi:
Fransız yazar Marc Levy’den büyüleyici bir günlük... Dünyanın ilk günü, ilk gecesi, ilk yıldızın keşfi ve aşkla sarhoş iki çift gözün gökyüzünde kayboluşunu içinde saklıyor…
“Sonsuz küçük ya da sonsuz büyük olan nedir ve her şeyin başladığı sıfır ânı nedir?”
“Ben paleoantropoloğum, müzede çalışmıyorum, bir Pierre’le, bir Antoine’la ya da bir Jérôme’la tanışma fırsatım olmadı yıllardır; çocuğum yok; severek yaptığım zor bir mesleğim var ve kınanacak yanı olmayan bir tutku yaşadığım için olağanüstü şanslıyım.”
“Adım Adrianos, annemin doğduğu kasaba hariç, uzun zamandır ‘Adrian’ diyorlar bana. Astrofizikçiyim, uzmanlık alanım, Güneş sisteminin dışındaki yıldızlar. Dünya yuvarlaktır, uzay bükülüdür ve evrenin sırlarını kavramak için yolculuk etmeyi, en iyi gözlem noktasının, büyük kentlerin uzağındaki zifirî karanlığın peşine düşüp gezegeni en ücra köşelerine kadar, hiç durmadan, bir baştan bir başa dolaşmayı sevmek gerekir. Sanırım, beni bunca yıldır, insanların çoğunun yaptığının tersine bir ev, bir eş ve çocuklara sahip olmaktan alıkoyan, rüyalarımdan hiç çıkmayan o soruya günün birinde bir yanıt bulmak umudu oldu: Gündoğumu nerede başlar?”
İki idealist biliminsanıydılar... İki eski sevgili... 15 yıl sonra karşılaştıklarında ikisinin de yaşamında sadece bilim vardı... Aşk tekrar araya girdi... Biri ilk insanın, diğeri ilk günün peşindeydi... Güçlerini birleştirdiler... Ama aradıklarının peşinde yalnız değildiler... Üstelik diğerleri, yollarına ölüm tuzakları kurmaya başlamıştı bile...
“Masallar gerçektir insanoğlu, masallar gerçektir!”
“Bellekler tablasını parçalara ayırdım, parçaları grupların etkili ve bilge kişilerine emanet ettim...”
On beş yıl sonra karşılaştılar... İki eski sevgili Keira ve Adrian. İkisi de ayrı yollardan aynı hedefe yürüyen iki biliminsanıydı. Evrenin bilinmeyenlerini keşfetmek, bilinenleri tersyüz ederek çok ötelere ulaşmak... Biri ilk güne, biri ilk insana... Uzun bir serüven başladı; ölüm, her adımda onların yolunu gözlüyordu...
“Yaptığınız keşifleri açıklayacak olursanız, ilk gün, dördüncü dünya ülkelerinde yüz binlerce insan ölecek, ilk hafta içinde de üçüncü dünya ülkelerinde milyonlarca insan ölecek. Ertesi hafta, dünyanın göreceği en büyük göç dalgası başlayacak. Bir milyar aç insan, kendilerinde olmayana el koymak amacıyla kıtaları aşmak için denizlere açılacak. Herkes gelecek için ayırdığı birikimiyle günü kurtarmaya çalışacak. Beşinci hafta, ilk gece başlamış olacak.”