Kahverengi çoraplı çıplak adamınki fantezi mi?

Güncelleme Tarihi:

Kahverengi çoraplı çıplak adamınki fantezi mi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2003 00:00

21 fantezi kasedi 21 yıllık yuvayı yıktı...Haber buydu. Milliyet'e manşet oldu. Bir sürü gazeteye de üçüncü sayfa haberi...Ankaralı işadamı G.E., kaçamak cinsel ilişkilerini ölümsüzleştirmek için sevişmelerini kameraya almış, pornoyu aratmayan bu kasetleri de salaklık edip, evinin kasasında saklamıştı. Karısı da günün birinde onları bulmuş, kocayı kapının önüne koymuştu. G.E.'den boşanan eş, hızını alamamış, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne boşanmalarına neden olan kasetleri göstererek tazminat davası açmış ve boşandığı eşinden 160 milyar para talep etmişti...Dava hálá devam ediyordu.Gazetelere haber, aynen şu yukarıda yazdığım şekilde yansıyordu.Tabii kimse adamın salaklık ettiğinden filan söz etmiyordu.Onu ben ekledim.Ama haberin ‘‘Hadi ya, o kasetler de ortada bırakılır mı?’’ diye bir erkek geyiği halinde konuşulduğuna dair sizi temin ederim. Verilen mesaj aldatılan kadın...Delilleri ortadan kaldırmayı akıl edemeyen şaşkın erkek.Ve cinsel fanteziler...*Gelin cinsel fantezi nedir önce bir tartışalım...Hepimizin cinsel fantezileri var değil mi?Bir başkasına zarar vermediğin müddetçe herkeste bir miktar olduğu doğru. Kiminde az kiminde çok. Tamam mı? Bu konuda anlaştık mı? Yani karşındaki mağdur etmezsen, o senden şikayetçi olmazsa, herkes ne isterse onu yapar. Çünkü yeryüzünde cinsel özgürlük denilen bir şey var.Elalemin fantezilerine karışmak da bize düşmez. Ama karşı tarafa zarar vermeyeceksin. Şantaj yapmayacaksın. Zor kullanmayacaksın. Benim fanteziden anladığım bu.*Ben ahlakçı bir insan değilim.Herkesin evliliği de kendine.Ankara'ya da bir sadakat röportajı yapmaya gitmedim yani.Amacım aldatılan bir kadının acılı halini yansıtmak değildi.Sadece işin iç yüzünü merak ettim.Mesele evlilik dışı 21 ilişki miydi?Bu kadar mıydı?Ha ha ha.Ben orada haberin bambaşka bir tarafıyla yüzleştim. Bu fantezi filan değil arkadaşlar. Çünkü ben o söz konusu kasetleri izledim.Ve kanım çekildi.İşin sadakat boyutunu bir tarafa koyuyorum ve size gördüklerimi anlatıyorum.İnternet'te gördüğünüz pornoları resmen masum kılacak şeyler. İktidarını kullanan bir erkeğin, kendi iş yerinde çalıştırdığı, her hallerinden zavallı oldukları belli kadınlarla tek taraflı sevişmesi...Tezgahtar kadınlar, kasiyer kadınlar, müşteri kadınlar, ona borçlu olan kadınlar...Ve kahverengi çoraplı çıplak bir adam, bu zavallı insanlara her şeyi yapıyor. Aklınıza ne gelirse. Evet belki tecavüz etmiyor ama o kadar fena, acıklı, hüzünlü, pespaye ve insanlık dışı ki her şey.Kadınların her hallerinden içinde bulundukları durumdan iğrendikleri belli oluyor.Yani yüzlerindeki tiksintiyi görmemek için geri zekalı olmak gerekiyor.Ve şu cümle kulağımdan gitmiyor:- Silindi mi şimdi borcum?- Bir daha yatalım öyle...Adam pörsümüş çıplak bedeni ve kahverengi çoraplarıyla ayağa kalkıyor, kamerayı ayarlıyor ve tekrar kadının üzerine abanıyor...*Sizi avukatı Şenol Özel'in ofisinde görüştüğüm G.E.'nin 21 yıllık eşinin anlattıklarıyla baş başa bırakıyorum. Tabii ki G.E.'nin avukatını da aradım. Hem kendisiyle hem de kahverengi çoraplı müvekkiliyle görüşmek istediğimi söyledim. Hangi konuda dedi! Hiç işimiz olmaz diye ekledi... Yani kafadan reddetti.Eşinizi ilk gördüğünüzde ‘‘İşte benim evleneceğim adam!’’ dediniz mi?- Yok, hayır. O dediğiniz, aşk evliliklerinde oluyor. Bizim hikayemizde olmayan tek şey aşk! Peki nasıl tanıştınız?- 17 yaşındaydım. Abisinin kayınvalidesi komşumuzdu. Beni orada görüp, beğenmiş. Kendisi benden 17 yaş büyük. Bir tanışıklığımız yoktu yani. Nişanlandık. İki ay içinde de evlendik...Siz istiyor muydunuz peki bu adamı?- Valla, istemiyorum demedim. Çok gençtim. Yaşın verdiği bir toyluk belki. Şimdi kendime, aşık olmadığın bir adamla neden evlendin diyorum. Zahir olgundur diye düşündüm, anlayışlı, şefkatli, dünyayı bilen biri. Nedense bana kurtuluş gibi geldi...Neden ‘‘kurtulmak’’ peki?- Annem 8 yaşında terk etmiş bizi. Babam tekrar evlendi. Üvey annemi severim gerçi. İnsanın öz annesi gibi olamaz, ama sevgisiz bir üvey anne değildi. Yine de, evlenirsem kendi aile düzenim olabilir dedim. Yani görücü usulü evlenme kavramını çok da irdelemedim. Zaten bir sene sonra büyük oğlum, dört sene sonra da küçük oğlum dünyaya geldi.Nasıl bir aile ortamıydı sizinki?- Ne anlatayım ki? Konuşmadan geçen bomboş bir hayat. Eve gelir yemeğini yer, sonra yatar uyur. Birbirinden tamamen kopuk iki insan. 21 yıl boyunca yalnız yaşadım aslında ben.Peki bu evliliği 21 yıl boyunca neden sürdürdünüz?- Bu ülkedeki kadınların çoğunluğu gibi çaresizlikten! İki oğlum var. Ve benim için hayatta onlardan önemli bir şey yok. Ben annemi 30 senedir görmüyorum, dağılmış bir aile ne menem bir şeydir biliyorum. Boşan demesi kolay da... Ne çalışıyordum ne bir mesleğim vardı. Ne yapacaktım ki? Ama sonunda öyle şeyler oldu ki, bedeli ne olursa olsun ona bir gün daha tahammül edemedim... Boşandım.BİR DAHA EVLENMEK Mİ? ALLAH YAZDIYSA BOZSUNİnsan beraber olduğu erkeğin tuhaf istekleri olduğunu bilebilir mi?- Hayır. Her zaman değil.Eşinizin cinsel fantezilerinde bir anormallik olduğunu hissettiniz mi?- Hayır. Zaten beni cinsel soğuklukla suçlardı. Sürekli aşağılardı.Onunla sevişmekten zevk alır mıydınız?- Asla.Yatağa hep çorapla mı girerdi? O kasetlerde ayağındaki çorapları hiç çıkarmıyor da...- Bazen. O kasetlerde gözlüğünü de çıkarmıyor. Oysa şimdi gözlük kullanmıyor, ameliyat olmuş. Bir de yüzünü gerdirmiş, öyle diyorlar.Gelecek için beklentileriniz neler?- Benden ve çocuklarımdan uzak olsun yeter!Bundan sonra tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?- Allah yazdıysa bozsun diyorum!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!