Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2004 00:00
Bizim ‘Kahramanlar Listesi’nde son durum: Öncelikle katılan her kişiye teşekkürler. İki farklı alan yorumu oldu.Birincisi ‘çizgi kahramanlar’, ikincisi ülkemizin gerçek kahramanları. Bizim çizgi kahramanlar hikayemize ben çocukluk yıllarından beri takılmış kalmışımdır. O anlarda tanıştığım bu başka diyarlara ait fark ötesi karakterler, ben büyüdükçe daha da içine alır oldu beni. Onlar adı üstünde çizgiler. Yani birinin ya da birilerinin gerçek dışı aktarımları. Aslında tüm çizgi karakterler zaten kendi gerçeklerini yarattıklarından dolayı bence en özgür tipler. İşte onun için bence hepsi bu dünyaya göre birer kahramanlar. Esas kahramanlar onların ardındaki yazar çizer ordusu tabii ki. Bu beyni de, gerçeği de, kalemi de farklı kişilerin hepsinin eline sağlık.*** Çizgi kahramanlarda en çok gelen isim ‘Tarkan’ oldu.Tarkan karakterinin yaratıcısı ve artık aramızda olmayan Sezgin Burak’ın Tarkan ve Kurt’u hepimizin hafızasına iyice kazınmış anlaşılan. Sonrasında Suat Yalaz’ın Karaoğlan’ı geldi. Yarattıkları ile tüm çocukluk anılarımda, ‘Yaşasın bugün cuma, GIRGIR zamanı’ diye koşturarak aldığım derginin ve birçok unutulmaz şahsı özel karakterin yaratıcısı Oğuz Aral’ın Avni’si de üçüncü sırada. Bana gelen onca faks ve maillere bakılırsa bu çizgi roman olayında bir özlem durumu yaşanıyor. Okuyucular özellikle okudukları günlük gazetelerde bu eski kahramanlarla yeniden buluşmak istiyorlar. Ben elçilik görevimi yerine getireyim dedim, buradan gazeteme de duyurulur. *** Gelelim ikinci ve esas kahramanlar olayına. Ülkemizin kahramanlarından bahsederken, hafızaları zorlayıp isimler bulunmaya çalışıldı. Kendine ve ülkenin yoluna inanan ve değişmez kahraman konumu tabii ki
Atatürk’ün oldu. Sonralarında çeşitli ve birbirinden farklı isimler gelmeye başladı. Fatih Sultan Mehmet’i, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nu yazanlar.. Ama çoğunluk, yakın geçmişe bakıldığında buralarda bir kahraman eksikliği olduğu doğrultusunda idi. Bu listeyi oluşturmama sebep olan o geceki sohbetin de ana eksikliği buydu zaten. Düşünüp yakın geçmişte geleceğe örnek bir kahraman bulamamış olmamız beni bu kısa yoklamaya itmişti. Aslında kahramanlık bence yaşanan zaman dilimine uygun olarak şekil değiştirdi. EEskideki kahramanlık öykülerinde olduğu gibi günümüzde bir ulusu kurtarmak, dağları aşk için devirmek, zafer kazanmak, yoktan var etmek, iki başlı dev ile mücadele edip, insanlarını kurtarmak artık masal oldu. Dikkat ederseniz son zamanlarda pozitif kahramanlık nerdeyse öldü diyebiliriz. Negatif sözde kahramanlık yani terör tüm dünyayı esir almaya çalışıyor. Bu zehrin panzehri de savaş! Negatif başkaldırmaya, negatif kahramanlık. İşte çağımızın yakın tarihinin kahramanlık öyküleri. *** Kendi geleceğimizi kurarken, kendine ve ülkeye faydalı olabilmek öncelikle kendi insanımızı sevmekten ve tanımaktan geçer. Yaptığımız iş ne olursa olsun, kazancımızın düzeyi birbirinden farklı da olsa, bizler buralı olmayı, bu ülkeden olmayı ve yolumuz bizi nerelere götürürse götürsün bir anında zamanımızın yine bu ülke ile kesişeceğimizi unutmamak gerek. Günümüz akışında, kendini keşfetmiş, yoluna bilinçle bakabilen, kendi ülkesine inanan, nefes aldığı dünyayı saygı ile kullanan, düşüncesi kirli tortulardan arınmış, gece yattığında gözlerini huzur ile kapayan, sabah uyandığında gülümseyebilen, seni seviyorum cümlesini içten söyleyebilen, din ayrımı yapmadan ve kimseyi inancından ötürü yargılamadan kabul edebilen, inançlar uğruna şekilciliğe bürünmeden yaşayabilen, kendine ve evrene sahici herkes bence KAHRAMAN’dır.Sevgi ile kahramanca kalmalara...
button