Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2007 00:00
Bozüyüklü Adem Yılmaz’ın, bir marangozhaneyi ’sadece ofis mobilyaları üreten bir firmaya dönüştürme’ çabası, İtalyanlarla ortak olduktan sonra global başarı öyküsüne dönüştü. Delta Mobilya, Türkiye’de ve dünyada büyük bölümü banka şubeleri olmak üzere 25 bin ofis tefriş etti.
BİLECİK’in Bözüyük ilçesinde at arabası ve kağnı yapan Mahmut Kesim’in 1960’larda oğlu, kızı ve damadı ile devam eden marangozluk geleneği, torunu Adem Yılmaz ve Ayşenur tarafından dünya çapında ofis mobilyası firmasına dönüştürüldü. Delta Mobilya Dekorasyon Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Delta Mobilya) Yönetim Kurulu Başkanı Adem Yılmaz, firma olarak bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında yaklaşık 25 bin ofisi tefriş ettiklerini belirtiyor ve uzun süredir iş merkezlerini ya da firmaların kurumsal kimlik projelerini anahtar teslimi alıp, proje bazında üretim ve uygulama yaptıklarını söylüyor. Yılmaz, bu iki ayaklı çalışma sayesinde 32 ülkeye ofis mobilyası ihraç eden, yurt dışında da proje bazlı işler yapan, 90 milyon dolar cirolu bir grup haline geldiklerini anlatıyor.
DEDEM VE DAYIMLA: Delta Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Adem Yılmaz, firmanın köklerini şöyle anlatıyor: "Dedem Mahmut Kesim (annemin babası) Bilecik Bözüyük’te ağaç işlemeyle başlamış, dayımla birlikte çalışırlarmış. Devlet Demir Yolları’nın tahta traversleri, kağnı ve at arabaları parçaları, rabıtalar ve parkeler yaparlarmış. Hatta boş kaldıkça da tahta kaşık üretip satarlarmış. Bir süre sonra bu işler bitmiş ve dedem peynircilik yapmaya başlamış. Dayım ise (Hilmi Kesim) eski işine devam kararı almış. Babamla birlikte parke üretmeye başlamışlar. Zaten o zamanlar firma dayım ile annemin üzerineymiş. 1967’de İstanbul’a gelmişler ve bir süre sonra dayım memlekete dönmüş, babam devam etmiş."
GAZETECİ OLDUM, DÜNYAYI GÖRDÜM: Adem Yılmaz, aileye ait küçük marangozhaneyle önceleri pek ilgilenmemiş. Çünkü ne uzar, ne de kısalır diye düşünmüş. Bu nedenle de gazeteci olarak çalışmaya başlamış. 1969-1982 arasında spor muhabiri olarak Milliyet’te çalışan Adem Yılmaz, "Gazeteci olarak dünyayı gördüm. Avrupa’da ofis mobilyaları ve ofis tefrişinin ne kadar önemli bir sektör olduğunu gördüm. 1982’de gazeteciliği bıraktım ve aile işimizin başına geçtim" diyor. Babasının mobilyacılara fason üretim yapan atölyesinin sadece ofis mobilyasına odaklanması halinde önünün çok açılacağını düşünen Adem Yılmaz, ilk iş olarak bu konuda kesin karar alır ve uygular. Zaten 1980’ler Türkiye’de artık iş merkezi, ofis mobilyası kavramının gelişmesinin de yolunu açmıştır.
İTALYAN ORTAĞIN GELİŞİ: Adem Yılmaz, firmanın 1980’lerdeki stratejisini ve İtalyanlarla ortaklık öyküsünü de şöyle anlatıyor: "1982’de şirketin başına geçince bir yol çizdim, ofis mobilyasına odaklandım. Bir anda büyümeye başladık. Bu arada evlenmiştim ve eşim Ayşenur Hanım, İtalyan Lisesi mezunu, İtalyancası mükemmel, İtalyanlarla ilişkileri çok iyi bir insandı. Camel Tur’un İtalya departmanında çalışıyordu. Eşimle 1986’da ’bu mobilya işinin esası tasarım; tasarımın en iyi olduğu ülke İtalya. İtalya’ya gidelim ve araştıralım’ dedik. Ülkemizin bu konudaki potansiyelini İtalyanlara anlattık ve Türkiye’de ofis mobilyası ve tasarımında yepyeni bir çağın başladığını söyledik. İtalyanlar bunu çok iyi anladılar ve bize güvendiler. Önce ürün getirip Türkiye’de satmaya başladık. 1987’ye kadar böyle devam etti. Satış rakamlarımız onları çok şaşırttı ve bize ortak olma kararı aldılar. Böylece Meco ile ortak olduk. Şirketin yüzde 15’lik bölümünü aldılar. Bu ortaklıkla bizim çizgimiz, çıtamız bir anda değişti ve zirveye oturduk."