Güncelleme Tarihi:
Kadınlar Matinesi fikri kimden çıktı ve bu “Muhteşem Üçlü” nasıl bir araya geldi?
- Kürşat Başar: Fikir Selçuk Yöntem’den çıktı.
Nasıl?
- Kürşat Başar: Biz zaten İlhan abiyle çalıyoruz, konser sırasında da zaman zaman doğaçlama espriler çıkıyor, sohbetler oluyor. Bir akşam Selçuk Yöntem bizi dinlemeye gelmişti. Çok gülüp eğlendiler. Program sonunda “Bunun üzerine gitsenize, konuşmaları çok kısa kesiyorsunuz” dedi. Metin de o gece oradaydı.
- Metin Uca: Biz de bir başka masada “Böyle bir iş kadınlar matinesi şeklinde yapılabilir mi?” diye konuşuyorduk.
Geçen hafta başka bir kurum tarafından da Kadınlar Matinesi düzenlendi. O iş size ilham vermiş olabilir mi?
- Kürşat: Yok, kadınlar matinesi halka mâl olmuş bir kavram neticede...
- Metin Uca: Ve sahnede kadınları anlamaya vakıf olmuş üç kişi...
- İlhan Şeşen: Bizim programın adı Kadınlar Matinesi ama erkekler de gelebilecek. Siz böyle bir kadınlar matinesi hatırlıyor musunuz?
Metin Bey, az önce sözleriniz yarım kaldı. “Kadınları anlamaya vakıf olmuş üç kişi” dediniz, devamı neydi o cümlenin?
- Metin Uca: Hayatlarını kadınlar ve aşka adamış iki adam var burada. Alt başlığımız da aslında “Aşk ne menem bir şey olabilir”... Ve bu programda aslında kadınlara hesap verecek bu üç erkek...
ERKEKLERİN SALAKLIĞINI ORTAYA KOYACAĞIZ
Aşk hayatlarınızdaki en büyük açmazınız ne oldu bugüne kadar?
- Metin Uca: En uzmanımız konuşsun.
- İlhan Şeşen: Benim sözlerim şovda da söyleyeceğim şeyler olduğu için kopya vermek istemiyorum. Kürşat’a da söyledim, ben kadın-erkek meselesini çözdüm. Ama orada açıklayacağım.
- Metin Uca: Bizim de sorumuz “Biz salak mıyız, bizi aşk mı tetikliyor?” oluyor.
- İlhan Şeşen: Yok, çok güzel söyledin. Biz erkeklerin salaklığını ortaya koyacağız.
İlhan Bey kadın erkek meselesini çözdüğunu söylüyor, peki siz?
- Kürşat Başar: Biz daha çözemedik. İlhan abiden bir şey öğrenebiliriz belki diye sürekli bahaneyle eve çağırıyorum ama henüz ağzından laf alamadık.
- İlhan Şeşen: Siz gelmeden önce burada kendi aramızda zırvalıyorduk. Üretim aşamasının ilk aşaması zırvalamaktır zaten... Hatta bana göre dostluk, karşısındakinin zırvalamasına izin vermekten ibarettir. Kürşat Başar ve Metin Uca’yı tartışmaya gerek yok. Ben de onların yanında şarkılarımla varım zaten.
Benim işim kolay, şarkılarımı söyleyip iki laf edeceğim sadece.
- Kürşat Başar: İlhan abi alçakgönüllülük ediyor. İkisi de sahne adamı, asıl işi zor olan benim.
BENİM ŞARKILARIM ACI VERMİYOR
Sizin göreviniz şarkılarınızla insanları duygulandırmak o halde...
- İlhan Şeşen: Mesleğim konusunda hiçbir şeyde iddialı değilim ama şunda iddialıyım; bir kişi bile çıkıp içinde umutsuzluk olan bir şarkımı gösteremez. Benim şarkılarım acı vermiyor, aksine gülümsetiyor.
- Kürşat Başar: Bunu bir komedi şov gibi düşünmemek lazım ama zaman zaman hüzünlenebiliriz de.
- Metin Uca: Gelenler hayatın anlamını bulacak, o sırrı verecek İlhan abim.
- İlhan Şeşen: Metin’in ukalalığı bu (gülüyor)...
- Metin Uca: “Aşk neyle başlar, neyle biter?”i söylemeyecek miyiz?
- İlhan Şeşen: Onu ben biliyorum, yemin ederim biliyorum. Ben bir aşkın ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini çok net olarak biliyorum. Programda söylerim.
İlk etkinlik çarşamba günü (bugün) olacak, devamı gelecek mi?
- Kürşat Başar: Aslında orada deneme gibi bir şey yapacağız, bakalım nasıl tepkiler alacağız? Hepimiz mükemmeliyetçi tipler olduğumuz için sahnede nasıl olacağını göreceğiz. Moda Deniz Kulübü bizim çok uzun zamandır çıktığımız sahne, o yüzden açılışı orada yapalım dedik. Sonrasında turne yapmayı düşünüyoruz.
KENDİMİ FRANK SINATRAGİBİ HİSSEDİYORUM
Bu üç isim “aşk”ta nasıldır peki?
- Kürşat Başar: Aşkta çok da başarılı olmadığımızı söylememiz gerek. Bu yaşa gelip hâlâ bu konuyla uğraştığımıza göre!
Metin Bey, ilk kez böyle bir ortamda şarkı söyleyeceksiniz sanırım, heyecanlı mısınız?
- Metin Uca: Daha önce değişik oyunlarda kısa şeyler söylemiştim ama evet, böyle bir şeyi ilk defa deneyeceğim.
- İlhan Şeşen: Ben kendisinden ciddi ciddi şarkısını söylemesini rica ettim. Böylelikle yaptığı zevzeklikleri de affederim. Şaka bir yana, çok güzel şarkı söylüyor.
NEDENSE KADINLAR BENDEN KORKUYOR
İlhan Bey, kadınları zekanızla mı yoksa şarkılarınızla mı etkilediniz daha çok?
- İlhan Şeşen: Etkileme konusunu bilemem de korkuyorlar, onu hissediyorum! Bir gün bir kadın arkadaşıma sordum “Ben kadınları korkutuyor muyum?” diye. O da “Evet, biraz korkutuyorsun” dedi.
Neden korkuyorlarmış?
- İlhan Şeşen: Onu sormadım (gülüyor)...
Programa dönersek... Müzikler nasıl olacak, sadece İlhan Bey’in şarkıları mı var repertuvarda?
- Kürşat Başar: Çoğunlukla İlhan abinin repertuvarından şarkılar olacak. Onun yanı sıra bazen Fikret Kızılok’tan bazen Barış Manço’dan söylüyor. Çok güzel bir repertuvar açıkçası.
EN GÜZEL AŞK YASAK AŞKTIR
Aşk konusunda Metin Bey ve Kürşat Bey çok sessiz kaldı, neden?
- Metin Uca: Ben vallahi abimden (İlhan Şeşen) öğrenmeye geldim.
- İlhan Şeşen: Ben aşkın ne olduğunu bildiğim için susuyorum. Çok zevkli bir iş olduğu kesin.
- Kürşat Başar: Bizim moralimizi bozmamak için açık açık konuşmuyor İlhan abi. Çocuklar çalışsın bulsun diyor. Ama İlhan abi, lafları yarım bırakıyorsun, karışmasın sonra... “Aşk çok zevkli bir şey” gibi oldu bu söylediğin.
- İlhan Şeşen: O da doğru. Aşk, zevkli bir iştir.
Peki, nedir aşk İlhan Bey, söylemeyecek misiniz bize?
- İlhan Şeşen: Aşkın net olarak ne olduğunu biliyorum ama söyleyince kızıyorlar. “En güzel aşk ne?” diye sorarsanız eğer, en güzel aşk yasak aşktır. Platonik demiyorum ama, platonik aşk sapıklığın ta kendisidir!
YENİ PROJELER İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM
Bunun dışında yeni projeler var mı?
- Kürşat Başar: İkinci albümü yapacağız ama şu aralar çok konser olduğu için biraz zaman alacak tamamlanması.. Bir yandan da yeni romanımı bitirmeye çalışıyorum.
- Metin Uca: Benim “Hakuna Matata” (Afrika dilinde kafayı takma) diye tek kişilik bir gösterim var, o devam ediyor. Bir de “Muzip Turka” diye müzikal bir iş var. 50 kişilik bir orkestra, dört solist ve anlatıcı, klasik müzik üzerinden Türkiye’nin müzikal öyküsünü anlatıyor. Onun metnini bitirdim. Bir de yarışma programı yapmaya çalışıyoruz yine.
OĞLUM VE KIZIM DA ALBÜM YAPACAK
İlhan Bey, oğlunuz bir albüm çıkaracaktı, ne oldu? Ona destek veriyor musunuz?
- İlhan Şeşen: Oğlum Türkiye’de gördüğüm en güzel şarkı yapan insanlardan biri. Gurur benim sözlüğümde yoktur, gurur duyuyorum demeyeceğim ama içime bir rahatlık geldi. Yapacağımı yapmışım artık, bir şey yapmasam da olur gibi bir rahatlık yaşıyorum.
Sizin yeni albüm çalışmanız var mı?
- İlhan Şeşen: Onu da oğlum Fuat yapıyor, gitarları çalıyor. Üç şarkı kaldı, o gitar altyapılarını bitirince belki “Kürşat gelip saksofon solo yap, Burçin (Büke) şuraya bir ‘mi’ vuracaksın” diyeceğim. Onu bitirdikten sonra “akustik-elektronik” bir albüm çıkaracağım. Bir projem daha var. Kızım Melis’in sesi çok güzel... Müzisyen de aynı zamanda, trompet çalıyor. Ona da benim isteğim üzerine “Babamın Şarkıları” diye bir albüm yapacağız.